Başkent Sana’daki İçişleri Bakanlığı sözcüsü Abdül Halık El İcri, Ramazan ayında yaptığı açıklamada, savaşın dokuzuncu yılında güvenlik alanında elde ettikleri başarılardan bahsetti.

Ama İçişleri Bakanlığı, güvenlik görevlilerinin gözaltındaki kişilerin gözaltıyla hiçbir ilgisi olmayan kişisel eşyalarına el koymaları hakkında hiçbir bilgi vermemiştir. Sahipleri, serbest kaldıktan sonra alabileceklerini söyledikleri eşyalarını almak için defalarca karakola gitmelerine rağmen eşyalarına geri alamamışlardır.

İçişleri Bakanlığı’nın son dokuz yılda elde ettiği güvenlik başarıları, keyfi adam kaçırmaları, zorla kaybetmeleri, yargılama olmaksızın uzun süre haksız tutuklamaları ve şeri yargılama olmaksızın adam öldürmeleri de içeriyor mu? Kadınların bile kaçırılma olayından nasibini almıştır.

Husiler en son, Mübarek Ramazan ayında Yemen’in orta kesimindeki El Beyda vilayetine bağlı Radaa kentindeki El Hafra mahallesinde evlere hava saldırısı düzenlemiştir. Şeri hiçbir gerekçe olmadan çürük bahanelerle düzenledikleri saldırıda, aralarında kadın ve yaşlıların da bulunduğu 12 kişi hayatını kaybetti. Valilikteki güvenlik görevlilerinin görevden alınması bu suçun etkileri ve sonuçlarını silemez, aksine işledikleri suçtan dolayı haklarında İslami hükmün uygulanmalıdır. Bu suç, onların suçları ve nefretlerinin hangi boyutlara ulaştığını gösteriyor. Bu tür insanlar iktidar koltuğunda oturmayı hak ediyor mu?

İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasını yaptığı Ramazan ayı, tarih boyunca Müslümanların kazandığı zaferlerin bir sembolü olmuştur. H. 2 yılında Büyük Bedir Savaşı’nda zafer elde edildi, H. 8 yılında Mekke, H. 92 yılında Endülüs fethedildi ve H. 583 yılında Kutuz liderliğindeki Müslümanlar Ayn Calut’ta Tatarlara karşı ezici bir zafer elde ettiler... Ramazan ayı, Müslümanlara saldırma, evlerini başlarına yıkma ve soğukkanlılıkla düzinelerce insanı öldürme ayı değildir!

Devriminiz, 2014 yılında yükselttiğiniz ekonomik refahı sağlama sözünden fersah fersah sapmıştır.

Yemen halkı, Kurani yürüyüş sloganını yükselttiğiniz ve İslam ile hükmetme iddiasında bulunduğunuz sizden çok büyük başarılar beklemiyor. Sadık olduğunu iddia ettiğiniz Ali bin Ebi Talib’in ^{(Allah ondan razı olsun)} neresindesiniz? Meşhur kalkan hikayesinde hasmı Yahudi ile birlikte Kadı Şurayh’ın huzuruna oturmadı mı? Adaletiniz, Ali’nin adaletinin kıyısından bile geçemez ve yaptıklarınızla ona olan sadakatini hiçe saydınız... Sizler, kalpleri Hüseyin bin Ali ^{(Allah ondan razı olsun)} ile birlikte olup da kılıçları ona karşı olan kimseler gibisiniz!

Husilerin, kendi kontrolleri altındaki bölgelerde işledikleri suçlar, El Alimi Konseyi’nin kontrolü altındaki bölgelerde meydana gelen maskaralıklarla yarışıyor. Husiler de El Alimi de Yemen halkını cinayet, yoksulluk ve kötü bakımla ezmektedir. Yaptıkları şey ne kötü!

İslam ne kadar mükemmeldir ve ne kadar yücedir. İslam’a çağrıda bulananlar ile onu uygulamaya çalışanlar, lehte ve aleyhte aynı terazide tartılacaklardır. O yüzden Yemen halkını ve tüm Müslümanları, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak, İslam’la hükmetmek, tüm yeryüzünde adaleti tesis etmek, mazlumlara hakkını vermek, zalimleri caydırmak, insanlara zarar vermeyi durdurmak ve onları mutlu etmek için Hizb-ut Tahrir’le birlikte çalışmaya çağırıyoruz.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” ^{[Enfal 24]}