حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
No: YM–BA–2024–MB–TR–23 |
H. 16 Muharrem 1446 M. Pazartesi, 22 Temmuz 2024 |
Husiler, Taşkınlıklarına Devam Ediyorlar, Hizb-ut Tahrir Gençlerini Gözaltına Alıyorlar!
8 Temmuz 2024 Pazartesi günü Husiler, Hizb-ut Tahrir gençlerinden Halid Muhammed El-Hami’yi eşini Taiz Valiliğindeki El Zekira pazarındaki hastaneye götürürken kaçırdılar. Bununla da yetinmeyip yakınlarının onu ziyaret etmesini engellediler. Onu İslam dinini yüceltmek, Müslümanları birleştirmek ve yeryüzünde İslam’ı uygulayan bir devlet kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışan Hizb ut-Tahrir ile çalışmakla suçladılar. Bilindiği üzere yüz yılı aşkın bir süredir yeryüzünde İslam Devleti yok.
Hizb-ut Tahrir gençlerini gözaltına almak da dahil olmak üzere Husilerin işledikleri zulümler, davetini yüklenenlere karşı devam eden acımasız savaşta sömürgeci kafir Batı’nın çıkarlarına hizmet etmektedir. Kafir Batının yandaşları, İslami yönetimin yeryüzüne dönüşünü önlemek için Hilafete savaş açmış durumdalar. Hizb-ut Tahrir, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurma hedefini gerçekleştirmede sadece Allah’tan yardım umar ve medet bekler. Bu hapis cezasını gerektiren bir suç mu?
وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَن يُؤْمِنُوا بِاللهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ * الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ “Onlardan, sırf, göklerin ve yerin mülkü kendisine ait olan, Aziz ve Hamid olan Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar. Oysa ki Allah her şeyi görür.” [Buruç 8-9]
İslam’a karşı savaş açılması ve ona çağıran gençlerin hapse atılması garip ve tuhaf değil mi? Nerede? Hem de iman ve hikmet ülkesinde, Ensar’ın ülkesinde! Daha da kötüsü, partinin gençleri İslam Hilafetini kurmak için çalışmakla suçlanıyor! Nerede? Halkı Müslüman olan bir İslam ülkesinde. Gençler, hakkı söyleyen, İslam’a göre hükmedilmesi gerektiğini belirten ayetleri okuyorlar.
وَأَنِ احْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَا أَنزَلَ اللّهُ إِلَيْكَ “Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın.” [Maide 49]
فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجاً مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيماً“Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar” [Nisa 65]
وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.” [Maide 44] Allah’ın kurulmasını emrettiği bir devletin kurulması için çalışmak ve davet etmek suç mu? O devlet Müslümanları tek bir toprakta, tek bir bayrak ve tek bir yönetici altında bir araya getirecektir. Müslümanlar, Allah’ın Kitabı ve Rasûlü’nün Sünneti üzerine Halifeye biat edecekler, birlikte Allah’ın düşmanlarına karşı cihat edecekler ve Allah’ın indirdikleriyle hükmedeceklerdir! Bu, bir Müslüman ülkesinde bir Müslümanın hapse atılmasını gerektiren bir suç mu?
Husiler kulaklarımızı sağır ediyorlar ve gece gündüz İslam’a yardım çığlıkları atıyorlar. Ama öte yandan İslam’ı hâkim kılmak için çalışanları gözaltına alıyorlar! Ayrıca yalan da söylüyorlar. Kirli suç eylemlerinde hiçbir gerçekliği olmayan içi boş sloganlar dillendiriyorlar. İnsanları laik cumhuriyet sistemiyle yönetiyorlar, BM yasalarını hakem kılıyorlar ve her yerde mezhepçilik fitnesini yayıyorlar. Müslüman ülkelerdeki tüm yöneticiler ve arkalarındaki sömürgeci kafir Batı gibi onlar da Hizb-ut Tahrir’in taşıdığı ve dayandığı fikir ve projenin gücünü, insanları ikna etme ve onları fikri ve siyasi olarak etkileme yeteneğini biliyorlar. Parti ve gençlerinin maddi ve askeri eylemlere başvurmadıklarının da farkındalar. İşte bu yüzden kovuşturma ve gözaltı konusu devreye girmektedir. Parti ve gençlerinin ümmetle baş başa bırakıldığında partinin kısa sürede ümmetin liderliğini alacağını biliyorlar. Ne var ki, iktidarlarını ve ceberut saltanatlarını sona erdirecek olan parti çalışmalarının gerçekliğinin ve doğasının farkında olmaları, hiçbir caydırıcı unsura aldırış etmeden çeteler ve mafyalar gibi davranmalarına neden olmaktadır. Sanki Yüce Rabbimizin her zalimi gözetlediğinin farkında değiller.
Hizb-ut Tahrir / Yemen Vilayeti, Allah’ın izniyle hakikati söylemeye devam edecektir. Allah hakkında hiçbir kınayıcının kınamasından korkmaz. Suçluların yandaşlarının kovuşturması ne kadar çok ve yoğun olursa olsun, cesaretini kıramayacaktır. Gençlerine karşı yapılan bu haksız eylemler, onların bu dünyada sadece güç ve izzetini artıracak, ahirette ise Allah’ın izniyle sevap ve Allah’ın rızasına nail olmalarını sağlayacaktır. Lisani halleriyle Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözünü söylemeye devam edeceklerdir.
الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَاناً وَقَالُوا حَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ“Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” dediler.” [Ali İmran 173]
Ayrıca, bu ümmetin iyiliğin hiçbir zaman sona ermeyeceğinden emin olduğumuzu ve Yemen halkımızın iyilik yarışında Müslümanların en ön saflarında yer aldığını vurguluyoruz. Yemen halkımızın, zalim yöneticiler hoşlanmasa da Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İmam Ahmed’in rivayet ettiği sahih hadiste müjdelediği Hilafeti ilk kuranlardan olacağını umuyoruz:
تَكُونُ النُّبُوَّةُ فِيكُمْ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا اللهُ إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا. ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا. ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً عَاضّاً، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ اللهُ أَنْ يَرْفَعَهَا. ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيَّةً، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا. ثُمَّ تَكُونُ خِلَافةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ“Nübüvvet içinizde, Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet metodu üzere bir hilafet olacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam eder. Ardından Allah onu da -dilediği zaman- ortadan kaldırır. Sonra ısırıcı bir saltanat olur. O da Allah’ın dilediği kadar devam eder, sonra Allah dilediğinde onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat/bir krallık/zalim yönetimler başa gelir; o da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olur.”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Yemen Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 735417068 http://www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: yetahrir@gmail.com |