Bu günlerde Yemen halkı, büyük gerginlik yaşıyor. Özellikle başkent Sana sakinleri, savaş çanlarının çalmasından korkuyorlar. Husiler [Ensarullah] ve müttefiki siyasi güçler, protesto ve miting düzenliyorlar. Başkent Sana'nın girişlerine, bakanlıklara, kurumlara ve diğer önemli yerlere kamp kuruyorlar. İstekleri yerine getirilmediği takdirde diğer seçenekleri de devreye sokacaklarına dair devlet ve müttefiklerini tehdit ediyorlar. Bu açıklamalardan dolayı bazıları, savaş beklentisi içine girdiler. Ama Yemen'de çıkarları uğruna birbirleriyle çatışan İngiltere ve Amerika gibi uluslararası aktörleri görmezden geldiler. Suudi Arabistan ve İran gibi bazı ajan devletler, sadece efendilerinin isteklerini yerine getirirler. Onun için Yemen'de çatışan taraflar sadece Batının elinde birer maşadır. Batı onları dilediği gibi yönlendiriyor hatta istediği yöne sürüklüyor. Amerika ve İngiltere, Yemen'de siyasal katılıma ve çıkarların paylaşımına karar verdiler. Yemen topraklarında orada burada patlak veren çatışmalar ve çatışan tarafların bazı olayları tırmandırması, sadece bu paylaşımı ve katılımı sağlamak içindir. Bu çatışmalar yoluyla bu büyük ülkelerin, birbirinin nüfuzunu yok etmesine gelince, bu ülkelerin ve onların büyükelçilerinin açıklama ve eylemlerinde böyle bir şeye rastlanmıyor. Özellikle İngiltere'nin Amerika'ya ayak uydurduğu bir dönemde böyle bir şeyden bahsetmek olanaksızdır. Amerika, Yemen savaşında daha önce ayrılıkçıları destekleyerek bunu denedi, ama başarılı olamadı. Devam eden olaylar, Yemen halkının yararına değildir. Aksine Yemen'in konumu ve onların çıkarlarına nazaran Yemen'in önemi ile alakadır. Cumhurbaşkanı Hadi'nin, İran'ı, ülkesinin güvenliğini ve istikrarını sarsmak ile suçlayan ifadesi bu türdendir. Savaş kararları, Yemen'de çatışan tarafların elinde değildir. Çatışan büyük devletlere hizmet etmek adına bu savaşları finanse eden bölge ülkelerinin elindedir. Biz daha önce Güvenlik Konseyi'nin Yemen ile ilgili açıklamasına "Güvenlik Konseyi'nin Yaptırım Kararını Asla Memnuniyetle Karşılamıyoruz" başlıklı basın açıklamamızda yorum olarak şöyle demiştik: "Sonra çatışmanın tarafları [Anglo-Amerika] bir çıkar ve Yemen'de ortaklık üzerinde anlaşırlarsa, hizmetkârın, efendinin emrine muhalefet etmesi beklenemez." Köle gibi düşünenler ancak bu sistemler tarafından aldatılır. Çünkü köle tek başına kendi çıkarlarını gerçekleştiremez. Eylemleri başkaları tarafından sponsor edilenlerin durumu ne olur varın siz düşünün." Obama'nın Suudi Arabistan ziyareti, sadece Irak ve Şam ile ilgili değildir. "Amerika'ya ölüm" çığlıkları ile Amerika'yı tehdit eden Sana'yı görmezden gelemez. Fakat Amerika, bu işi bölgedeki projesine hizmet eden İran'a havale etti. Yemen de bu projeye dâhildir. Niye korkuluyor ki? İşte bakın işler, halkın istediği gibi değil, Batının istediği gibi gidiyor, hatta Allah'ın gazabına doğru ilerliyor. Allah'ın Şeriatının uygulanmasına, kelimesinin yüceltilmesine, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulmasına çağıracakları yerde bu siyasi güçlerin, Diyalog Konferansının sonuçlarını bir put gibi kutsadıklarını görüyoruz. Oysa Batı, Yemen halkının yaşamında İslam dininin geri kalanını dışlamak için Diyalog Konferansını uzlaşmaya dayalı dini hayattan ayırma akidesi ışığında çıkar ölçüsüne göre yönetti ve yürüttü. Geçici olarak dozajı düşürmek ya da hükümeti devirip yerine başka bir hükümet kurmak amacıyla verilen mücadele, İslam'ın hükmedilmesi ve İslam Devletinin kurulması ile taçlanmazsa, kesinlikle ucuz bir mücadele olur. Bu çatışma, Batının sponsorluğunda gerçekleşen Diyalog Konferansının sonuçlarının kutsanmasıyla taçlanırsa çok daha vahim olur. Şuan bu kimseler bunun yaygarasını yapıyorlar ve halkın sıkıntılarını artıran, servetlerini yağmalayan demokratik cumhuriyet medeni devlete çağırıyorlar. Aslında suçların kaynağı, pis medeni devlet mefhumu ve onun kanunlarıdır, keşke bilselerdi.

Ey Yemen halkı! Biz, sizi Allah'ı razı eden gerçek değişime davet ediyoruz. Gerçek değişim, size mutluluk vadediyor. Şerefinizi, onurunuzu, canlarınızı, ırzlarınızı ve mallarınızı koruma sözü veriyor. Gerçek değişim, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet altında saf ve tertemiz İslami hayatı yeniden başlatacaktır.  Şüphesiz Allah Subhânehu ve Teâlâ sizinledir ve amellerinizi asla boşa çıkarmaz.