Sömürge nüfuzunu korumak için İngiltere Başbakanı Theresa May, sömürgecilik çatışmasının en açık biçimde tecelli ettiği Ortadoğu turu kapsamında Perşembe günü Ürdün’e bir ziyaret gerçekleştirdi. İngiltere Başbakanı, Amerika’nın bölgedeki sömürgecilik emellerinin arttığı sırada bölgeye gerçekleştirdiği ziyarette sömürgecilik motiflerini gizlemek için gayret sarf etti. May, Suudi Arabistan, Yemen, Katar, Filistin veya yalanın ayyuka çıktığı ülkemiz Ürdün için olsun bölge halkının refahı, güvenliği, istikrarı ve ekonomik geleceği hakkında endişe ettiğini iddia etti. İngiltere ile Ürdün arasındaki derin stratejik tarihsel ilişkiden dem vurdu. Ekonomik, askeri, güvenlik ve politik alanlarda Ürdün’e yönelik desteklerini devam ettirecekleri taahhüdünde bulundu.

Dünün, bugünün ve yarının İslam ve Müslümanlar düşmanı İngiltere, Müslümanlar ve Ürdün için nasıl iyilik umabilir? İngiltere, sömürgeci bir devlettir. Osmanlı Hilafet Devletine karşı entrika kurmak için elinden geleni yaptı. Hain Arap ve Türkler işbirliğinde Hilafeti yıktı, varlığını ilga etti. İslam’ı Müslümanların hayatından dışladı. Müslüman ülkeleri sömürdü, onu çaresiz, zavallı uydu devletçiklere böldü. Kaba kuvvet ve işkence yoluyla nüfuzunu korumak için her birinin tepesine bekçi dikti. Kutsal Filistin topraklarında Yahudilere devlet kurmak için meşum (Balfour) Bildirisini imzaladı. Müslümanlara küstahça açıktan meydan okuyarak Balfour Bildirisi’nin 100. yılını kutladı. Burma’daki Müslümanlara karşı Budistleri destekledi, yardım etti. Yakın geçmişte Arap Yarımadası ve diğer bölgelerde Osmanlı Devletine karşı isyan başlatan çetelere arka çıktı, destekledi. Müslümanlara ait siyasi varlığın (Hilafet Devleti) yeniden dirilişini önlemek için çalışmalar yürütüyor.

Herhalde İngiltere, Müslümanların özellikle de Ürdünlülerin geçmişte ya da günümüzde İngilizlerin işlediği suçları unuttuğunu sanıyor. İngiltere, İslam’a ve Müslümanlara karşı kirli Haçlı Seferi yürüten küfrün başı Amerika’nın en önemli suç ortağıdır. Herhalde İngiltere, Müslümanların özellikle de Ürdünlülerin, İslam ümmetinin İslam temelli kalkınmasının hemen ardından İngilizlerin sergileyeceği düşmanlığın farkında olmadığını düşünüyor. Bu yüzden İngiltere Başbakanı Theresa May’e ne Mahşer ve Ribat toprakları Ürdün’e ne de diğer herhangi bir İslam toprağına hoş geldin diyemiyoruz. Yeryüzündeki küfür ve zorbalığın iki önde gideni İngiltere ve Amerika, İslam ümmetini kandıramaz. Ümmet, artık gaflet uykusundan uyanmıştır. Yaralı olmasına rağmen izzet ve kalkınmanı yolunu görmüştür. Müslüman ülkelerde yaşanan her türlü sömürgecilik gerçeğinin tamamen bilincindedir. Ümmet, uşak hükümdarlar üzerinden sömürgeci güçler arasında İslam ülkelerinde çatışmaların yaşandığına tanık oluyor. Ümmet, gasp edilen otoritesini geri almak ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için mütemadiyen çalışmaktadır. Kurulacak Hilafet, Müslüman ülkelerde bozgunculuk ve yağmacılığa son verecek, tüm sömürgeci güçleri ülkeden kovacak, nüfuzlarını büsbütün temizleyecek, Yahudi varlığını topyekûn ortadan kaldıracak ve Allah’ın izniyle kutsal toprakları onu pisliğinden tamamen arındıracaktır.

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُواْ أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ“Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” ^{[Şuara 227]}