Ürdün rejimi, Kudüs dosyasını örtbas etmesi sonrası Kudüs ve Filistin’e destek gösterileri düzenleyen Hizb-ut Tahrir ve gençlerine kin ve nefret kusmaya devam etmektedir. Daha önceki gösterilerde olduğu gibi Hizb, bu gösteride de Kudüs’ü kurtarmak ve ahmak ABD’nin Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti olarak tanıma kararına misilleme yapmaları için Müslüman ordulara seferberlik çağrısı yaptı. Gösteri sonrası rejimin güvenlik güçleri, başkent Amman’daki El Mukabilin bölgesinde iki Hizb-ut Tahrir üyesini gözaltına aldı. Mutasım Fayez Salim ve Ali Vasfi Harp adlı gençler gözaltına alındıktan sonra istihbarat servisine götürüldüler. Aileleri, yakınları ve avukatlarının istihbarat servisinin nezarethanesinde tutulan gençleri ziyaret etmesine izin verilmedi. Doğal olarak bu da acaba şiddetli işkenceye mi maruz kaldılar, işkencenin izleri mi iyileşmediği için ziyarete izin verilmedi gibi kuşkuları doğurdu? Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti olarak biz diyoruz ki Ali Harp ve diğer gencin sağlığından rejim, güvenlik güçleri, istihbarat servisi ve savcılık sorumludur. Rejimi muhasebe eden, zulmünü, entrikasını, yolsuzluğunu ve köhneliğini ifşa eden Ürdün’deki cesur Hizb-ut Tahrir gençlerini zindanlara atmak büyük bir sorumluluğu gerektirir. Rejimin çürümüşlüğünü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in güzide ve kahraman sahabesi gibi yiğitler yetiştiren bu topraklarda bilmeyen yoktur. 

Hakkı haykıran, Ürdün Müslümanlarına kalkınma ve kurtuluşu yolunu gösteren ya da Müslüman orduların gayretlerini bileyen ve imanlarını coşturan dürüstlük abidesi gençlere Ürdün rejiminin bin bir türlü suçlama ve iftirada bulunmasına şaşırmıyoruz. Şaşırmıyoruz, çünkü rejim siyasi olarak iflas etmiştir. Ülke halkına yaptığı tarihi zulümler ve sunduğu hizmetlerdeki çaresizliği gün ışığı kadar açıktır. Ne Arap ve Acem dâhiler ne de güvenlik veya çürük kapitalist pragmatist mantalitesine sahip siyasiler, ekonomistler ve güvenlikçiler bu çürümüşlüğünü gideremez. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّ اللهَ لَيُمْلِي لِلظَّالِمِ حَتَّى إِذَا أَخَذَهُ لَمْ يُفْلِتْهُ “Allah zalime mühlet verir. Ama gazabını indirmeye hükmettiğinde ise o kişiyi hiç kimse kurtaramaz”

Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti olarak biz, Allah’a ve Ürdün Müslümanlarına olan sözümüzü yineliyoruz, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yöntemi üzere hakkı haykırmaya devam edeceğiz. Bizi bundan kimse caydıramaz. Allah hakkında kınayıcının kınamasından, zalimin zulmünden, cebbarın ceberutundan asla korkmayız. Ya Allah Subhânehu ve Teâlâ İslam’ı diğer dinlere üstün kılacak, ümmete ve zafer hâkimiyet verecek ya da biz bu uğurda yok olup gideceğiz. İtaatkâr ve dinine sadık bir şekilde Allah’a kavuşacağız.

إِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الأَشْهَادُ “Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.”^{[Mümin 51]}