Çarşamba günkü Ürdün haber ajansına göre Dışişleri Bakanlığından Yahudi hükümetinin mektubuna verilen cevapta, Amir Weissbrod’un yeni Amman Büyükelçisi olarak atanmasının kabul edildiği belirtildi.

Ürdün rejimi, Mescidi Aksa, Kudüs ve Filistin topraklarını gasp edip işgal eden Yahudi varlığı ile sözde stratejik ortaklık ve samimi ilişkisine her daim vurgu yapmaktadır. İşgalci Yahudi varlığı hâlâ da o topraklarda bozgunculuk çıkarmaya, halkı katletmeye, yerlerinden yurtlarından etmeye devam etmektedir. Yeni büyükelçi atayan ve büyükelçilik kompleksini yeniden hizmete açan aşağılık Yahudi varlığının bu adımı, küçük düşürücü bir adımdır. Büyükelçilik kompleksi, utanç ve zillet anlaşmasından beri saf ve temiz bu ülke topraklarını kirletmektedir. Şu günlerde Kerame Savaşı’nda elde edilen zaferin 50’nci yıldönümünü kutlayan ümmet, bu utanç anlaşmasını hâlâ sindirebilmiş değil. Kerame Savaşı’nda ümmet, Yahudi varlığının yapay güç illüzyonunu yerle bir etti. Kerame Savaşı kahramanlarınca elde edilen zaferin yıldönümünde yeni Kerame savaşı için ümmetin duyguları sel gibi coşmuşken ve Kerame Savaşı’nın yıldönümünü yetim bırakmamak için orduları seferber etmek gerekirken, attığı bu adımla Ürdün rejimi ümmetin onurunu daha da aşağılamaktadır.

Hükümetin, cani varlığın yeni bir Büyükelçisini kabul etmesi hiç de sürpriz değil. Zira iki Ürdün evladının katil Yahudi varlığının güvenlik görevlisi tarafından öldürülmesinin hemen ertesi günü büyükelçilik personelinin ülkeden ayrılmasına izin veren bu hükümettir. Katili kahramanlar gibi karşılamak, büyükelçiliğin kapanması ve Vadi Aruba anlaşmasının iptalini isteyen Ürdün halkının öfkesini hiçe saymaktır... Hükümetin her gün sahte egemenlik söylemini işitmekten sağır olduk artık. Hükümet, ümmeti kandırıyor, Yahudi varlığına olan itaatini ümmetten gizliyor. Son günlerde yaptığı açıklamada hükümet, Ürdün devletinin kuruluşundan beri Yahudilerin mülkünde olan El Bakura ve El Ğamr toprakları üzerinde egemenlik iddiasında bulundu. Dava adamlarını bastıran, hapse atan, giydiği siyah maskeyle gençlerin evlerine baskın düzenlen bu hükümetin egemenlik söylemi sadece dava erleri için geçerlidir…

Kuruluşundan beri halkına yalan söylemeyen, ümmetin sorunlarını İslam hükümlerine göre benimsemek için gecesini gündüzüne katan Hizb-ut Tahrir olarak biz dönüyor ve Ürdün halkına diyoruz ki, Peygamberin Nübüvvet metodu üzere olacağını müjdelediği Raşidi Hilafet Devleti ancak onurunuzu koruyabilir, kanlarınızı savunabilir, haklarınızı geri alabilir. Ülkenizi ve kaynaklarınızı himaye edebilir. İzzet ve onurlu bir yaşamı yeniden size iade edebilir. Hilafet, izzet ve onurun yegâne garantisidir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}