Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu

No: RDu2013BAu20132011u2013MBu2013TRu20130005 H. 17 Cumâde’s Sânî 1432
M. Cuma, 20 May 2011

-Basın Açıklaması- Ramse ve Diğer Şehirlerdeki İnsanların Katıldığı Şam Halkına Destek Yürüyüşü, Rejimin Baltacılarının Saldırılarına Rağmen Büyük Bir Başarıyla Tamamlandı

Hizb-ut Tahrir'in mücrim Suriye rejiminin zulmettiği Şam halkına destek verme kampanyası çerçevesinde Ramse şehrindeki Takva Mescidi'nden Suriye sınırına doğru start alan Şam halkına destek yürüyüşü etkinlikleri Allah'ın fazlı ve inayetiyle bugün tamamlandı. Yürüyüş etkinlikleri, cuma salahının eda edilmesinin ardından katılımcıların mescidin yakınındaki kavşakta toplanması ve ardından sınıra doğru harekete geçmeleriyle başladı.

O sırada bazı baltacılar, yürüyüşe karşı çıktı ve yürüyüşü engellemeye çalıştı ama tekbir çığlıkları yükseldi, kalabalık onları umursamadan yürüdü, tekbir çığlıklarının ve sloganların yükseldiği yürüyüş devam etti. Yaklaşık yarım kilometre sonra baltacıların sınıra giden yolu büyük bir kamyonla kesmesi ve katılımcılara sözlü taciz saldırısında bulunmasıyla kalabalık şok oldu. Kalabalık, sınıra doğru ilerlemekte ısrar edince bu baltacılar, az sayıda bulunan güvenlik birimlerinin gözü ve kulağı önünde kalabalığı rastgele ve yoğun bir şekilde taşa tuttular. Bunun sonucunda yürüyüşe katılanlar arasında bazı kişiler yaralandı. Olaylar emniyet merkezinin önünde gerçekleşmesine rağmen baltacıları engellemediler veya tutuklamadılar. Sadece fiili çatışmayı engellemek için yürüyüşün önünde durmakla yetindiler.

Baltacılar, şebabı çatışmanın içerisine sürüklemeye çalıştıysalar da bunu başaramadılar. Yürüyüşe katılanlar, sayıca çok ve kuvvet yoluyla onlara karşı koymaya muktedir olmalarına rağmen şebab, bilindik hikmetleriyle bu sefihleri bıraktılar, sınıra yakın bir alanda toplandılar, birkaç konuşma yaparak yürüyüş etkinliklerini tamamladılar. Bu konuşmalarda Müslümanlara, Şam arzındaki kardeşlerinin ve bacılarının katledildiği, zulmedildiği, saldırıldığı, hurumatlarının çiğnendiği ve tüm bunların sessiz kalarak mücrim Beşar'ın rejimine ortak olan Müslümanların yöneticilerinin gözü ve kulağı önünde meydana geldiğini hatırlattılar. Konuşmacılar, harekete geçmeleri için Müslümanların ordularını tahrik ettiler. Çünkü mustazaf Şam halkına yardım etmeye sadece onlar muktedirdir. Ardından hem Şam'daki halkımız hem de mevlamız Subhânehunun Müslümanların kanlarını, ırzlarını, onurlarını koruyacak ve Allah'ın izniyle rayelerini yükseltecek olan Raşidi Hilafeti bize tez vakitte nasip etmesi için yapılan dua ile yürüyüş son buldu.

Yürüyüşte göze çarpan ve özetle belirtilmesi gereken hususlar şunlardır:

1- Kadınların yürüyüşe etkin şekilde katılması. Yağan taşlara rağmen kadınlar, korkup kaçmadılar, tekbir getirmeye ve Hilafet Devleti için slogan atmaya devam ettiler. Erkekler kadar olmasa da Tertemiz birliklerini saran sükunetleri sayesinde kadınların da onlar kadar dirençli olduklarına şahit olduk. İçerisinde böylesi Müslüman hanımların olduğu bir ümmet, Allah'ın izniyle asla zail olmayacaktır.

2- Yürüyüşe farklı kesimlerin katılması. Zira yürüyüşte koltuk değnekli veya tekerlikli sandalyeli yaşlılar, gençler, genç kızlar, anneler ve çocuklar vardı. Ürdün'ün güneyinin uç kesiminden kuzeyine kadar her yerden gelerek tek bir ağızdan şu sloganları attılar: "Ümmet İslamî Hilafeti İstiyor", "Bu İslam Ümmetinin Hayali Sınırlarını Kaldırın", "Şam'ın Evladı ve Bu Ümmetin İçerisindeki Bir Müslüman Olarak Bu Benim Adım", "Golan ve Mecdel Şems'te Esad Kedi Oldu", "Ey Ayaklanan İnsanları Koruyacak Olanlar Şam'ı Facire Karşı Koruyun." Katılımcılar, tutumlarından dolayı Ramse halkına şükranlarını bildirdiler ve onlara atfen şu sloganları attılar: "Ben Ramseliyim, Ben Havraniliyim, Ramse Halkı Hain Değildir", "Ey Kahraman Ramse Gençleri Haydi Deraa İçin Mücadeleye!", "Ramse'nin Kahraman Gençleri Hiçbir Zillete Razı Olmaz", "Ramse... Ramse... Şerefli ve Onurlu Dar!"

3- Ramse halkı, yürüyüşe karşı çıkan ve yürüyüşü boşa çıkarmaya çalışan kişilerle bir ilgilerinin olmadığını, davranışlarından dolayı şebabtan özür dilediklerini ve bu kişilerin Ramse halkını temsil etmediklerini ifade ettiler. Bu kişilerin davranışlarından bunların dinin, yaradılışın veya kökenin caydıramadığı bir gurup sefih olduğu görülmektedir. Sözlü tacizde bulunmaları, tekbir ve tehlil çığlıklarıyla alay etmeleri, sopa, taş ve borularla silahlanmaları, hatta bazılarının dövmek için yaşlı şebabtan birini bir kenara çekmeye çalışmaları, bu kişilerin baltacılığı meslek edinmiş aşağılık birer yol kesici ve hırsız olduğunu göstermektedir. Nitekim Ahbar-ul Arap sitesi, internet sayfasında bir gazeteci ve Ramse halkından olmasına rağmen bu baltacılar tarafından saldırıya uğrayan editörlerinin tanık olduklarını aktararak şöyle dedi: "...Hizb-ut Tahrir'in yaptığı etkinlikler bittikten sonra mensuplarının kadınları şehirden çıkarmaya çalıştıkları sırada sitenin editörü, bazı sabıkalı kişilerin arabasında duran yaşlı bir adama yöneldiklerini, ona saldırmaya çalıştıklarını, bazılarının ellerinde boruların ve sopaların olduğunu, ardından onlardan birisinin birden yaşlı bir adama doğru fırladığını, arabanın şoförü olan yaşlı adamdan bölgeyi terk etmesini isteyen ve saldırganı tutuklamayan bazı güvenlik adamlarının önünde sakalına küfrederek ona saldırmaya çalıştığını gözlemledi... Bu sırada aralarında yaşlı adama saldırmaya çalışan kişinin de olduğu bu kişilerden bazıları, hiçbir güvenlik müdahalesi olmadan sitenin editörüne saldırdı. Bu durum, sitenin editörünü mekanda bulunan polis mensuplarından birisinin yüzüne açık bir şekilde 'Burada bulunanları korumayacaksanız burada ne işiniz var' sorusunu sormaya sevk etti..." [http://www.arabsnews.net/pages/details.aspx?id=513] Bu ifadenin ve olaylar sırasında gördüklerimizin sonucunda bu baltacıların, kesinlikle rejim ve baskıcı birimleriyle ilgisinin olduğunu görürüz. Çünkü güvenliğin zayıf olması ve bu baltacılara karşı koymamaları, güvenlik birimlerine bu kişilere karşı koymamaları ve görevlerini yapmaları için onlara karışmamaları emrini veren birilerinin olduğunu göstermektedir. Görgü tanıklarına göre jandarma kuvvetleri, olayların önünde meydana geldiği emniyet müdürlüğü binasının içinde gizlenmiş olmasına rağmen sanki baltacıları korumak için hazırlanmışçasına baltacıların açıkça saldırılarına karşın ortaya çıkmadılar. Ancak Allah, selametle çıkardı.

Azim olan Allah'tan bu amelimizin, hem sırf rızası için hem de gafletlerinden uyanırlar da kardeşleri Şam halkının imdadına yetişmek için harekete geçerler diye kuvvet sahiplerinin kulaklarında bir çığlık olmasını temenni ederiz. Keza Allahu Subhânehu'dan Hilafet Devleti'ni bizler için çabuklaştırmasını temenni ederiz.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://www.hizb-jordan.org/
E-Mail: [email protected]

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER