Son günlerde, Ürdün’deki rejimin güvenlik güçleri, İrbid ve Amman şehirlerinde bir grup Hizb-ut Tahrir gencini tutukladı. Hamza Muhammed Mecli Beni İsa, Vail Abdülkerim Hafız Kubeya, Muhammed El Nadi ve iki oğlu, küresel kampanyaya katılımları nedeniyle tutuklandı. Hizb-ut Tahrir, faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde “Yıkılışının 100. Yıldönümünde Hilafeti Kurun Ey Müslümanlar!”başlıklı etkinlikler düzenliyor.

Tutuklamaların ayrıntılarına gelince, Ürdün rejiminin baskıcı aparatı, 1 Mart 2021 Pazartesi günü ikindi vakti Hamza Beni İsa’yı işyerinden tutukladı. Soruşturmanın ardından Hizb-ut Tahrir bildirilerini dağıttığı suçlamasıyla Cumhuriyet Savcılığına sevk edildi. Ardından İrbid İl Emniyet Müdürü, İrbid valisine havale etti. Vali de geçtiğimiz Çarşamba günü idari olarak tutuklanıp hapse atılması emrini verdi. Vail Kubeya’ya gelince, her zamanki gibi rejimin baskıcı aparatları, tutuklama konusunda yalan söylediler, düzenbazlık yaptılar. Öyle ki özel arabasında bir sorun olduğu iddiasıyla iletişim kurdular. Polis karakolunu gittikten sonra tutuklandı ve güvenlik güçleri evinde arama yapmak için alıp götürdüler, birkaç kitaba el koymalarının ardından evden ayrıldılar. Muhammed El-Nadi ve oğullarını ise, dün gece tutuklandı ve haklarında hiçbir şey bilinmiyor.

Ürdün rejiminin, baskıcı aparatının, önleyici güç ve istihbaratın Hizb-ut Tahrir’e işkenceye devam etmesi, gençlerine yönelik tutuklama, işkence, hapis, kovuşturma ve geçim kaynaklarını kısıtlama gibi eylemlerde bulunması, bu rejim ve güvenlik aygıtının İslam’la mücadelesini sürdürdüğünü gösteriyor. Hilafetin ilgası ve sömürgeci kâfirlerle işbirliği suçuna katılımları konusunda seleflerinin izinden gidiyorlar, Hilafetin dönüşünü önleme ve yeniden kurmak için çalışan herkese işkence etme suçunu tamamlıyorlar. Rejimin, ümmetin düşmanları ve Yahudi varlığını dost edinmesinden bahsetmiyorum bile. Rejim Yahudi varlığının güvenliğine, korunmasına ve devletinin sağlamlaştırılmasına çok özen gösteriyor. Bu rejimin suçuna ortak olanlar, Allah’tan, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’den ve Müslümanlardan hiç utanmıyor mu? Rejim, yüzyıldır hayatta olmayan İslam’ın uygulanmasına çağrıda bulunanları bastırıyor.

Rejime ve zebanilerine diyoruz ki: Hizb-ut Tahrir gençlerinin tutuklanması, onları Allah’ın taşımakla onurlandırdığı bu farzı ve onuru yerine getirmekten caydıramayacaktır. Allah’ın izniyle, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in fikri çatışma ve siyasi mücadele yoluyla Raşidi Hilafeti kurma metodunda sarsılmaz dağlar gibi yürümeye devam edeceklerdir. Rejim ne kadar barbarlık ve zulüm yaparsa yapsın fark etmez. Muhalefet edenler onlara zarar veremeyecektir. Çünkü Hilafet, Allah’ın bir farzıdır ve O’na itaat farzdır. İfade özgürlüğü safsatası bu rejime utanç olarak yeter! Hizb-ut Tahrir’li bir gencin, beyinleri çatlatırcasına hak sözle meydan okuması, rejimin sütunlarını sarsmış olmalı ki Allah’ın hakkında hiçbir sultan indirmediği bir cezaya çarptırmak için devlet güvenlik mahkemesine sevk ettiler!

Hizb-ut Tahrir olarak biz, Allah’ın ümmete desteğinin, dinine, devletine ve onu kurmak için çalışanlara yardım etme vaadinin yakın olduğuna inanıyor ve güveniyoruz. Bu despotik cılız rejimlerin eziyetleri bize zarar veremez.

إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أُوْلَئِكَ فِي الأَذَلِّينَ * كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ “Allah’a ve Rasûl’üne düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar. Allah, “Şüphesiz ben ve Rasûllerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” ^{[Mücadele 20-21]}