4 Temmuz 2021 tarihli El Rai gazetesi, yazar Raja Taleb’in “El Ataut, Mescidi Aksa itikâfından kaçağa” başlıklı makalesini yayımladı. Makale, Hizb-ut Tahrir’e yalan ve iftiralarla dolu. Profesyonel gazetecilik etik normlarından zerresi yok.

Bu iftiralardan esasında makalenin yazarı sorumlu olduğu gibi, güvenilirliğini araştırmadan bu tür bilgileri yayınlayan gazete de keza sorumludur. Oysa bu iddialarla ilgili gerçeği öğrenmek oldukça kolaydır.

Bu vesileyle Hizb-ut Tahrir/ Ürdün Vilayeti’nden bir heyet, gazetenin düştüğü bu hataya dikkat çekmek için El-Rai gazetesi editörünün ofisini ziyaret etti. Heyet mektubu editör ofisinde olmadığı için ofis müdürüne teslim etti.

Makalenin yazarına ve gazetenin yetkililerine bu iftiraların saçmalığını açıklamak gerektiğini hatırlatıyoruz. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا قَوَّامِينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَاءَ لِلَّهِ وَلَوْ عَلَى أَنْفُسِكُمْ   “Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun.” ^{[Nisa 135]}

Hizb-ut Tahrir hidayet ve nur meşalesi olarak kalacak, inandığı İslami fikirlerle dünyayı aydınlatacak, pozisyonu üzerinde kararlılıkla devam edecektir. Ta ki Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulmasıyla Allah’ın hâkimiyet ve üstünlük vaadi gerçekleşene dek. Kuşkusuz bu, Allah’a zor değildir.

Heyet tarafından El Rai gazetesi editörüne teslim edilen mektubun içeriği şöyledir:

Bismillahirrahmanirrahim

Saygıdeğer El Rai gazetesi editörüne,

Sayın El Rai gazetesi editörü, Es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti Medya Bürosu, gazetenizin 4 Temmuz 2021 Pazar günkü 18444 sayısında yazar Raja Taleb’in“El Ataut, Mescidi Aksa itikâfından kaçağa” başlıklı makalesine vakıf oldu. Makalesinde Hizb-ut Tahrir’e iftira atan yazar, Hizb ve fikirleri hakkında yanlış bilgiler aktardı. Yazar, “Bazıları El Ataut’un “Hizb-ut Tahrir” akidesine göre dindar biri olduğundan bahsettiler. Bu parti, fikirlerine göre, İslam dünyasındaki kurulu rejimlere ya da Filistin davasına inanmıyor. İşgalle çatışmada şehit olanları “Rableri katında rızıklandırılan şehitler” olarak görmüyor. Bu inancından hareketle yaptıklarını ihanet olarak kabul etmiyor.” ifadelerini kullandı. Oysa söz konusu makale, parti ve fikirleri hakkında yanlış bilgi ve iftiralar içeriyor. Bu yüzden yazar, bu iftiralarını açıklığa kavuşturmak ve onlardan dolayı özür dilemek zorunda.

Makaledeki yanlışlıkları düzeltmek için ekte bazı notlar bulabilirsiniz:

Birincisi: Velid Ahmed El Ataut hiçbir zaman Hizb-ut Tahrir üyesi olmadı ya da yakınından bile geçmedi. Dahası Filistin’de parti gençlerine kaba davranmasıyla ünlüdür. Saygın bir yazara yakışan, ahlaki profesyonelliğe bağlı kalmak, kaynaklarının aktardıklarından ve “Hizb-ut Tahrir akidesine göre dindar bir kişidir” iddialarından emin olmak, araştırmacı gazetecilik yapmak, medya bürolarımızla iletişime geçmek ve aktarılan bilgileri belgelemekti.Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ جَاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَإٍ فَتَبَيَّنُوا أَنْ تُصِيبُوا قَوْماً بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلَى مَا فَعَلْتُمْ نَادِمِينَ   “Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.” ^{[Hucurat 6]}

Yazar, anonim bir kaynağa atfen makalesinde aktardığı yanlış bilgiler nedeniyle ahlaki ve mesleki sorumluluktan muaf olamaz. Çünkü bahsettiği kişi malum, temasa geçip meseleyi sorabilirdi.

İkincisi: Yazar, anonim kaynaklarından fikir ve görüşler aktarıyor ve bunları Hizb-ut Tahrir’e atfediyor. Hizbin “İşgalle çatışmada şehit olanları “Rableri katında rızıklandırılan şehitler” olarak görmediğini belirtiyor. Bu büyük bir sorundur. Gazeteci, odunla birlikte yılan toplayan gece oduncusuna benziyor. Hizb-ut Tahrir’in kitapları ve görüşleri, saygın bir yazarın ulaşamayacağı bir yer de midir? Bu serpintiden kurtulmak için arama motoruna Hizb-ut Tahrir yazıp ara düğmesine basabilirdi. Hizb-ut Tahrir’in yerel, bölgesel veya küresel her konuda net bir görüşe sahip tek parti olduğu çok iyi biliniyor. Bırakın dostları düşmanlar bile Hizb-ut Tahrir’in entelektüel savaşın baş savaşçısı olduğuna tanıklık ediyor. Yazar, Stratejik Araştırmalar Merkezlerinin parti hakkında yazdıklarına başvurabilir.

Sonuç olarak, biz, İslam düşmanlarının Hizb-ut Tahrir ve fikirlerine karşı yürüttükleri iftira ve karalama kampanyasına şaşırmıyoruz. Bu onların gelenekleridir. Çünkü İslam düşmanları, Hizb-ut Tahrir’in Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatma çalışmasından korkuyorlar. Fakat biz, makalenin Hizb-ut Tahrir’e yalan ve iftiralarla doldurulmasına şaşırıyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَقُولُوا قَوْلاً سَدِيداً   “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun” ^{[Tevbe 119]}

Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti Medya Bürosu

01 Zilhicce 1442 / 11 Temmuz 2021