Yoğun güvenlik ortamı ve medyanın ilgisi altında Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti, Mescidi Aksa’ya destek ve orduları tahrik etmek amacıyla 23 Ekim 2015 Cuma günü, başkent Amman’ın Nazal semtinde ve Zarka kentinde Masum meydanında iki gösteri düzenledi. Güvenlik güçleri ve jandarma, Yermuk Üniversitesi cami civarından askeri kışlaya kadarki bölgeyi kordon altına alarak Hizbin İrbid kentindeki gösterisine engel oldular. Cami cemaatini tek bir kapıdan dışarı çıkarmak için cami kapılarını kapattılar. Bazı göstericilerin kimliklerine el koydular. Göstericilerden birini darp edip tutukladılar. Ayrıca Hizbin er-Ray gazetesi önündeki gösteriyi de zorla dağıttılar. Sorumlu güvenlik görevlisinin de söylediği gibi İçişleri Bakanlığının emri uyarınca kuvvet kullanmakla tehdit ettiler.

Bu olay karşısında biz soruyoruz: Bu ülkedeki Müslümanlar Mescidi Aksa ve Filistin halkımıza destekten kimin yararına alıkonuluyor? Ürdün rejiminin bu günahkâr engellemeden beklediği siyasi çıkar nedir?

Üstelik Mescidi Aksa ve tüm Filistin’e destek için harekete geçmesinler diye askerleri kışlada prangalara vurdular. Dahası, Ürdün rejimi, Yahudi varlığı ile ekonomik anlaşmalar, siyasi uzlaşı ve güvenlik koordinasyonu üzerinde inat ediyor. İşte Müslümanlar, Mescidi Aksa ve Filistinli kardeşlerine destekten böyle alıkonuluyor. Rejim, Mescidi Aksa’nın kendi yönetimi altındayken gasp edilip peşkeş çekildiğini unuttu herhalde.

Ey Ürdün rejimi! Kuşkusuz senin yönetimin altındayken gasp edilen Mescidi Aksa’yı tekrar Müslümanlara iade etmemen İslam’a ve ümmete karşı işlenmiş büyük bir suçtur. Mescidi Aksa’nın Yahudilerin postalları ile kirletilmesi için işbirliği yapmak, Mescidi Aksa yıkımla karşı karşıya iken barış fırsatını geri tepmemek adına sadece bağırmak, çağırmak, kınamak, suçlamak ihanettir. Oysa Mescidi Aksa ve tüm Filistin’e yardım etmek ve kurtarmak için orduyu harekete geçirebilirsiniz. Ürdün ordusu korkak değildir, korkaklığın da ne olduğunu bilmez. Yediden yetmişe herkes ordunun nasıl bir cesarete sahip olduğunu bilir. Ürdün ordusu, İslam ümmetinden ve sorunlarından kopuk değildir. Bilakis ümmetten biridir ve onun için yaşar. Ürdün ordusu, aciz değildir. Aksine Mescidi Aksa ve Müslümanların tüm sorunlarına destek olmak için harekete geçebilecek güç ve kapasitesine, yürekli bir imana sahiptir. Müslümanlar, Mescidi Aksa’ya destek olmaktan kimin yararına alıkonuluyor? Yoksa Mescidi Aksa’yı savunmak, Yahudi varlığını korumak ve savunmak kadar ağır bir görev midir? Ya da bu, kibir ve küstah sömürgeci güçlerin başkentlerindeki imaj ve itibarınızı korumak mıdır?

Ey rejim! Bilmiyor musun ki Müslümanlar, diğer insanlara nazaran tek bir ümmettir. Mescidi Aksa da Müslümanların akidesinden bir parçadır. Kimse onun Müslümanlar nazarındaki konumunu sarsamaz ya da Allah ve Rasûlü’nün rızası uğruna değerli canlarını vermekten alıkoyamaz.

Ey Müslümanlar! Müslüman orduları, Allah ve O’nun Peygamberine, dinine, müminlere ve Müslümanların kutsal mekânlarına yardımdan alıkoymak, Müslümanların Mescidi Aksa’ya destek için seslerini yükseltmelerine engel olmak, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin şeri farz olmasının ötesinde kesinlikle bir ihtiyaç ve zorunluluk olduğunu gösterir. Hilafet ile ümmet, Rabbin hükümleri altında izzetli, onurlu ve Rabbin rızasına uygun dosdoğru bir hayat yaşar.

Ey Müslümanlar! Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini kurmak için çalışanlarla birlikte çalışın ki zafer, izzet ve ihtişamın inşasına ortak olalım.