Dinin bekçisi ve Müslümanların hamisi Hilafet Devletinin elim yıkılışının 95. yıldönümünde kâfir ve zorba güçler, İslam inancını ve hükümlerini hedef alıyorlar. Ülkemizdeki laik kuklalarının işbirliğiyle İslam’a saldırıyorlar. Kavramlarını karalayıp tahrif ediyorlar. Müslümanları İslam hakkında şek ve şüpheye düşürüyorlar. Zalim, küfür ve karanlık güçler, Müslümanların kutsal kanını akıtıyor ve İslam ülkelerini imha ediyorlar. Suriye özellikle Halep Müslümanlarına histerik ve korkakça saldırıyorlar. Uluslararası toplum ve kuruluşlar da Suriye ve Halep’te alevlenen ateş korunu ve kutsal devrimin ışığını söndürmek için Müslümanları katledenler ile işbirliği yapıyorlar.

İşte tüm bunlar karşısında Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti, 07 Mayıs 2016 Cumartesi günü saat 17.00’de Tabarbur semtinde el-Meşağil arazisi karşısındaki meydanda “Allah’ın nurunu asla söndüremezler”başlıklı bir gösteri düzenleyecektir. Gösterinin amacı, Hizb-ut Tahrir / Ürdün tarafından başlatılan “Allah’ın nurunu asla söndüremezler”kampanyası kapsamında Allah’a ve dinine yardım etmek, Halep ve Suriye topraklarında akan temiz kanlara destek olmak, kâfir Batının Allah’ın boyası ve nurunu şeytanın boyası ile değiştirmek için İslam’ın hüküm ve inancına karşı yürüttüğü savaşa meydan okumaktır. Ayrıca bu savaşta kullanılan ve İslam düşmanlarının saflarında olmayı yeğleyen politikacı, aydın ve gazeteciler güruhunu ifşa etmektir.

Ey Ribat ve cihat toprakları Müslümanları! Bu nedenle biz, sizi canı gönülden bu gösteriye katılmaya davet ediyoruz. Gelin dürüstçe ve açıkça biz, İslam’ın ve ümmetin yanındayız, İslam’ın yardımcıları ve bekçileriyiz sözlerini hep birlikte haykıralım. Bu topraklar, şehitlerin ve sahabenin kanlarıyla sulanmıştır. Biladu’şŞam için İslam’ın fetih kapısıdır. Bu yüzden bu topraklar, İslam’ı deforme etmenin ve karalamanın asla giriş kapısı olmayacaktır. İslam’a saldırılar için bir sıçrama tahtası ve sığınak olarak kullanılmayacaktır. Aksine bu topraklar, laikler, yöneticiler, İslam’a ve Müslümanlara kindar devletler istemese de, İslam’a, hükümlerine ve fikirlerine yapılan saldırıları geri püskürtmenin bir kalesi olacaktır.

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ فَسَيُنْفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُوا إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ “Şüphe yok ki, kâfirler mallarını Allah yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı olacak, sonra da yenilgiye uğrayacaklardır. Kâfirler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir.” ^{[Enfal 36]}