Perşembe, 26 Muharrem 1446 | 2024/08/01
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu

No: RD-BA-2016-MB-TR-35 H. 27 Safer 1438
M. Cumartesi, 03 Aralık 2016

Ürdün Rejimi, Suçları ve Terörü Önleme Yasaları İle Hizb-ut Tahrir Gençlerine Kabadayılık Yaparak Zulmünü Taçlandırıyor

Ürdün rejimi, insanlara insan hakları ve onurunu korumak, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına saygı duymak, hukukun üstünlüğü, adalet, eşitlik, tarafsızlık ve şeffaflıktan dem vurmuş, insanların kulaklarını sağır etmişti. Geçen günlerde Başbakan Hani Mülki parlamentoda yaptığı konuşmada, “Hükümet, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına saygı göstermeyi taahhüt ediyor... Hükümet, vatandaşlar arasında adalet ve eşitliğin sigortasıdır.” dedi.

Bakın şimdi de Ürdün rejimi ve ahiretini başkasının dünyası uğrunda satanlar, zulüm ve iftirayı kendisine meslek edinenler, gerçeği tahrip edip görmezden gelenler, öfkelerinden ötürü Hizb-ut Tahrir gençlerinin davalarına keyfi kederince hüküm veriyorlar. Gençleri suçları ve terörü önleme yasası kapsamında yargılıyorlar. İnsanlara yönelik zulmünü taçlandıran Ürdün rejimi, söz konusu yasalarla insanlara ve onların çocukları olan Hizb-ut Tahrir gençlerine kabadayılık taslayarak kandırmaya devam etmektedir. Mahkemenin, altı ay ev hapsi ve 100.000 dinar kefalet karşılığında serbest bırakmasına rağmen valiler, Hizb-ut Tahrir gençlerini idari olarak tutukladılar. Başbakanın yargı bağımsızlığı ve tarafsızlık iddiasında bulunduğu mahkeme kararına rağmen valiler koltuk sevdasına kapıldılar. Suçları önleme yasasının bu konuda kendilerine verdiği yetkilere dayandılar. Suçları önleme yasasının 3. Maddesi, kapsamına giren suç sınıflarını tanımlasa da ilgili yasa, insanlara zulüm yapılmasına ve onurlarının heder edilmesine imkân vermektedir. Söz konusu yasa, sabıka kaydı olanlar için geçerlidir. Siyasi çalışma yapanlar ya da İslami siyasi çalışma sabıkası olanlar, yasa kapsamına girmezler. Ancak valiler, bu yasayı zalimce ve düşmanca Hizb-ut Tahrir gençlerine karşı kullanıyor. Kimse bu zulümlerinden ötürü onları muhasebe etmiyor. Gençlerden zulmü def edecek ve valilerin onlara yönelik zorbalığını durduracak kimse yok!

Rejim, terörü önleme yasası ile Hizb-ut Tahrir gençlerine kabadayılık yapmaktadır. Devlet Güvenlik Mahkemesi, Hizb-ut Tahrir üyesi Mühendis Tayyib Mahlûk Hadum’u (İbrahim Muhammed Abdülfettah Nasır) haksız yere ve zalimane bir şekilde dört yıl hapis ve geçici ağır çalışma cezasına çarptırdı. İbrahim’e atfedilen suçlar şunlardır:

1- (IŞİD’in) bilişim ağını kullanarak terör örgütü fikirlerine teşvik etmek.

2- Hükümetçe yasak olan ve devletin diğer yabancı devletlerle ilişkisini zedeleyecek eylemlerde bulunmak.

3- Dil uzatmak.

İbrahim Nasır’a atfedilen hususların hiçbiri suç unsuru taşımamakla birlikte mahkeme, davacının davalı Mühendis İbrahim Nasır’a olan husumetini ve Devlet Güvenlik Mahkemesi askeri savcısının şikâyeti öncesinde mahkemelerde bekleyen dosyasını görmezden gelmektedir. Mahkeme yine siber suçlar ajanı (uzmanı) Eyyub Velid Ebu Rabi’nin ifadesini de göz ardı etmektedir. İfade de şöyle geçmektedir: “Bildiriler, Hizb-ut Tahrir’e ait ve İslam Hilafet Devletinin kurulmasını destekleyici yayınlardır...”

Ayrıca mahkeme, Mühendis İbrahim Nasır’ın Hizb-ut Tahrir üyesi olduğu ile ilgili itirafını da görmezden gelmiştir. Mahkemenin bu bilinçli cehaleti, onun Hizb-ut Tahrir’in siyasi bir parti olduğuna dair inanç ve vicdanında yerleşik kanaatten kaynaklandığı sabittir. Hizbin ve dolayısıyla bütün gençlerinin benimsediği şeri metot içerisinde fiziksel eyleme kesinlikle yer yoktur. Ne düşünceleri ne de eylemlerinde şiddete teşvik eden hiçbir unsur bulunmamaktadır. Dolayısıyla Hizbin durumu terörü önleme yasası kapsamına girmez. Mahkeme, Facebook hesabı Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin kurulmasına davet eden bir bildiri içerdiği gerekçesiyle sırf Hizb-ut Tahrir üyesi Mühendis İbrahim Nasır’ı yargılamak adına gerçekleri ve tanıkların ifadesini göz ardı etmiştir. Hizb-ut Tahrir, 1953 yılından beri, yani IŞİD’in doğuşundan yarım asır önce Hilafete davet etmekte ve onun için çalışmaktadır. Gençler, bu uğurda ölüm, hapis, işkence, kovuşturma, memurluktan ihraç ve seyahat yasağı ile karşılaşmışlardır. Buna rağmen kararlılıkları asla kesintiye uğramamış, dirençleri zerre kadar yumuşamamıştır. Sabredip sebat etmişlerdir. Bu ana kadar ve Allah bu ümmete zafer ve hâkimiyet ihsan edene dek de sevabını hep Allah’tan ummuşlardır. Keza mahkemenin bir başka gerekçesi de İbrahim Nasır’ın Facebook hesabında, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve bütün Müslümanlara ait “La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah” Ukab sancağının resmini taşıyan bir bildirinin olmasıdır. Hâlbuki Kraliyet Divanı sitesinde Müslümanlara ait bayraklar kronoloji kapsamında bu bayrağın resmine rastlamak mümkündür. Bu nasıl bir zulüm ve haksızlık? İnsanların hayatlarına karşı nedir bu pervasızlık? İslam davetçileri ve çalışanları ile mücadeledeki bu ısrar da neyin nesi?

وَاتَّقُواْ يَوْمًا تُرْجَعُونَ فِيهِ إِلَى اللّهِ“Allah’a döndürüleceğiniz bir günden sakının.” [Bakara 281] Peki, Yargıtay daha önce Hizb-ut Tahrir ve (Mute davası) sanıklarına adaletli davrandığı gibi Mühendis İbrahim Nasır’a da insaflı davranacak mı? Yargıç Şerif Abdül Kerim Muaz gibi dönemin yargıçları insanlara zulmetmektense istifa etmeyi yeğlemişlerdi. Tarih ve ümmet onları hayırla yâd etmektedir. Yoksa onlar Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözüne mazhar olacaklar:

وَالَّذِينَ يُؤْذُونَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ بِغَيْرِ مَا اكْتَسَبُوا فَقَدِ احْتَمَلُوا بُهْتَانًا وَإِثْمًا مُّبِينًاMümin erkekleri ve mümin kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden eziyet edenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.” [Ahzab 58]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://www.hizb-jordan.org/
E-Mail: [email protected]

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER