Her daim Kudüs ve Filistin’i kaderine terk eden, görevini eda etmekten kaçınan Ürdün rejimi, Kudüs Ortodoks Kilisesine ait 500 dönüm araziyi Yahudilere satan Rum Ortodoks Kilisesi Patriği 3. Teofilos’un işlediği bu büyük ve ciddi suç karşısında sessizliğe bürünmektedir. O dönem Ürdün meclisinin de onayladığı 1958 yılındaki Patrikhane Kanunu 3. Teofilos’a böyle bir suç işleme hakkını vermektedir.

Mevcut Ürdün parlamenterleri, Patrik tarafından işlenen suça dayanak teşkil eden bu kanunun ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorlar. Milletvekilleri, ümmetin uzun zaman önce fark ettiği yabancı kilise misyonerlerinin tehlikesinin de farkındalar. Bu yüzden cesarete gelen ve erkeklik gösteren milletvekilleri, Ürdün hükümetine bir müzekkere sundular. Hükümetten Rum Patriği ve işlediği suç karşısında cesurca bir duruş sergilemesini istediler. Ancak müzekkereye yanıt vermekten kaçınan Ürdün hükümeti, çürük bahanelerle bu büyük suç karşısında ciddi ve etkili tavır almaktan imtina etti. Enformasyon Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Muhammed Mumuni, “Henüz müzekkere hükümete ulaşmadı. Ulaşır ulaşmaz işleme koyacağız”dedi. Oysa ümmetin sorunları karşısında hükümetin müzekkereye mi ihtiyacı var? Hâlbuki hükümet, Filistin’i kurtarmak, Kudüs ve kiliselerini, Mescidi Aksa’yı yeniden Müslümanlara iade etmek için hem ümmet hem de orduları seferber etmelidir. Ürdün Hükümeti Sözcüsü sözlerine şöyle devam etti: “Resmi kurumlarca bize ulaştığı gibi gerçekleri yerli yerine koyacağız”dedi. Bu nasıl bir manipülasyon ve vurdum duymazlık? Resmi kurumlar, kilise misyonerlerinin Caesaria’da bin dönüm arazi ve Kudüs’te Ömer ibn el-Hattab meydanındaki gayrimenkulleri Yahudilere peşkeş çektiği bilgisini size vermediler mi? Bethlehem ve Kudüs arasındaki arazileri de peşkeş çeken yabancı kilise misyonerleri, buna benzer nice suçlar işlemişlerdir. Elbette ki bilgi size ulaşmıştır ancak siz işbirlikçi ve ihanet politikasını terk etmek istemiyorsunuz. Ayrıca siz, Ortodoks Konseyi üyesi Alif es Sabbağ’ın da açıkladığı gibi Patrik Teofilos ile işbirliği içindesiniz.

Son olarak saygın milletvekillerine deriz ki, bakın siz Patrikhane Kanunu dâhil meclis tarafından onanan kanunların ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorsunuz. Peki, bu durumda 2017 Ceza Kanunu reformu dâhil bütün Ürdün halkı için tehlike olan kanunlar önünüze geldiğinde ne yapacaksınız? Bu kanun, meclis dışında tatil dönemlerinde geriye dönük olarak sizi de etkileyebilir. Allah’a yemin ederim ki Ürdün halkının, İslam ümmeti ve sorunlarının yanında yer almanızın zamanı gelmiştir. Ümmet, kendi safında yer alanları, dini ve sorunlarını savunanları her daim hayırla yâd edecektir.

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْمًا لَّا يَجْزِي وَالِدٌ عَن وَلَدِهِ وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَن وَالِدِهِ شَيْئًا إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ ‘‘Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evlâdı, ne evlâdın babası namına bir şey ödeyemeyeceği günden çekinin. Bilin ki, Allah’ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.’’^{[Lokman 33]}