Salı, 08 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/10
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

Birkaç gün önce Recep ayında yıkılan İslam Devleti’nin 103. yıldönümü, aynı ayda gerçekleşen İsra ve Miraç mucizesinin yıldönümü ile aynı zamana denk geldi. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الْأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ آيَاتِنَا إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescidi Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescidi Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” [İsra 1] Allah Subhânehu ve Teâlâ, Mescid-i Haram ile Mescid-i Aksa arasını akidevi bir bağla birbirine bağlamıştır. Bu bağ kıyamete kadar bakidir. Ancak ne var ki Mescidi Aksa, Ruveybida yöneticilerin gözleri önünde sabah akşam inlemekte ve Yahudi varlığının işgalinden kurtarılması için haykırmaktadır, ama yanıt veren yok.

Hilafetin yıkılış yıldönümüne kavuştuğumuz bu günlerde Gazze’deki Müslümanların kanı kan gölüne dönmüş durumda. İnsanlar, taşlar ve ağaçları bile Amerikan-Avrupa sömürgeciliğinin desteği ve Arap ve Müslüman ülkelerdeki yöneticilerin ihanetiyle mutant Yahudi varlığının zulüm ve vahşetinden nasibini almıştır. Müslüman ordularında, Müslüman ordularına liderlik edecek, İslam ve Müslümanları destekleyecek, Filistin’i işgal eden Yahudi varlığını ortadan kaldıracak ve İslam diyarına iade edecek aklı başında bir adam yok.

Bir asırdan fazla bir süredir İslam ümmeti, tarihinin en kötü dönemini yaşamaktadır. Halifeliğin yıkılması, günümüze kadar İslam uygarlığı ile mücadele eden Batılı sömürgeci güçlerin art niyetli çabalarının ve onlarca yıllık entrika, komplo ve planlarının bir meyvesidir. Hilafetin yıkılması, Batılı sömürgeci güçlerin siyasi macerasından ziyade kötü niyetli komplo ve planlarının bir sonucudur. Bu yüzden bu kafir sömürgeci güçlerin başarılarını korumak istemeleri, yıktıkları Hilafetin yeniden kurulmasını engellemek ellerinden gelen çabayı göstermeleri normaldir.

Ümmetin bugün, özellikle de Gazze savaşından sonra yaşadığı gerçeklik, İslam ümmetinin bugün dört gözle Hilafeti, İslam birliğini ve hayatın her alanında Şeriatın uygulanmasını beklediğini göstermektedir. Bugün İslam ümmetinin İslam farkındalığı ve bağlılığı her zamankinden daha fazladır. Ümmet, derinliklerindeki inanç kavramları ve içinde bulundukları çıkmazdan kurtulmanın tek yolunun devleti kurmak ve İslam’a dönmek olduğu sezgisel idraki nedeniyle dini uğruna birbiri ardına fedakârlık yapmaya hazırdır.

Burada aşağıdaki gerçeklerin altının çizilmesi gerekiyor:

1- Bizler Yüce Allah’a ibadet etmek için yaratılmış Müslümanlarız. İslam bize nasıl güçlü bir devlet kurabileceğimizi göstermiş ve ideallerini belirlemiştir. İnsanlığa yakışır bu idealler, ancak Alemlerin Rabbinin hükümlerini uygulayan bir devlet ile mümkündür.

2- İslam, Allah’ın insanlar için seçtiği bir dindir. Bu yüzden insan yapımı başka ideoloji ve sistemleri kabul etmek caiz değildir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْإِسْلَامِ دِيناً فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الْآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ“Kim, İslam’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.” [Ali İmran 85]

3- Hilafet, dini tesis etmek, Müslümanları birleştirmek ve İslam’ı iki cihana yaymak gibi üç büyük farzı gerçekleştiren büyük bir farzdır. Ümmetin, dini tesis edecek tek bir adam etrafında birleşmedikçe İslam’ı tesis etmesi ve yayması mümkün değildir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

مَنْخَلَعَيَداًمِنْطَاعَةٍلَقِيَاللَّهَيَوْمَالْقِيَامَةِلَاحُجَّةَلَهُوَمَنْمَاتَوَلَيْسَفِيعُنُقِهِبَيْعَةٌمَاتَمِيتَةًجَاهِلِيَّةً“Kim itaatten elini çekerse, Kıyamet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allah ile karşılaşacaktır،Kim de boynunda Halifeye biat olmadan ölürse, cahiliye ölümü ile ölür

4- Sömürgeci kafir Batılı ülkeler, İslam’ın ve Müslümanların düşmanıdır. Onlarla ilişki savaş ilişkisi olmalıdır, onları dost ve ortak edinmek caiz değildir. Ülkede askeri üs kurmaları ve bulundurmaları yasaktır. Amerika ve İngiltere’nin başını çektiği bu ülkeler, Müslümanları öldürmek, zenginliklerini yağmalamak ve aralarındaki bölünmüşlüğü perçinlemek için ellerinden gelen gayreti göstermektedirler. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً“Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir” [Nisa 141]

5- Arap ülkeleri ve İslam dünyasındaki yöneticiler, sömürgeci kafir ajanı ve uydusudurlar, ümmet ve din düşmanlarıdırlar, kafirin Müslüman ülkelerdeki mızrak başıdırlar. Bu nedenle İslam’la savaşmak, bozgunculuk yapmak, ahlaksızlığı yaymak, ümmetin İslam düşmanlarına bağımlı kalmasını sağlamak için hiçbir çabayı esirgemezler. Gazze halkını desteklememeleri gözler önündedir.

6- BM, Güvenlik Konseyi gibi uluslararası kuruluşlar, Arap Birliği, Körfez İşbirliği Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi bölgesel kuruluşlar, sömürgeci Batılı ülkelerin hegemonyalarını korumak, İslam’la mücadele planlarını uygulamak, İslam ümmetinin bölünmüşlüğünü savunmak ve servetleri yağlamak için kurulmuş sömürgeci Batılı ülkelerin araçlarıdırlar.

7- Ümmetin sömürgecilikten kurtuluşu, tiran yöneticileri ortadan kaldırmak ve sömürgecilik nüfuzunu kökünden kazımak için ümmetin gerçek güçlerini seferber etmekle mümkündür. Bu ise ümmetin güçlerinin tek bir çatı altında toplanmasını, ümmetin ordularının İslam’ın tarafında yer almasını, ümmetin saflarına katılmalarını, bu hain kukla rejimlerden beri olduklarını ilan etmelerini, köklerini kazımak, ümmeti kötülüklerden kurtarmak için acele etmelerini gerektirir.

Gazze savaşı, hiç şüphesiz, sayı ve teçhizat yetersizliği ve yöneticilerin komplolarına rağmen mutant ve korkak Yahudi varlığını sarsan Gazzeliler ve kahraman mücahitlerin kararlılığı sayesinde İslam ümmetinin bir cihat ve şehadet ümmeti olduğunu kanıtlamıştır. Bu nedenle Müslümanlara ve güç ve kuvvet ehline temin ediyoruz ki Hilafetin kurulması için ödeyecekleri bedel, Hilafetin yıkılması nedeniyle şu ana kadar ödedikleri bedelden çok daha az olacaktır.

Ey Müslümanlar! Ey Ürdün’deki güç ve kuvvet ehli! Hilafetin yeniden kurulması için yapılması gereken çalışma, varlık yokluk meselesidir. Uğrunda ölüm kalım önlemlerinin alınması gerekir ve süper güç olarak geri dönmesi için samimi insanların gece gündüz demeden çalışmalarını gerektirir. Ülkenin, insanların ve zenginliklerin hamisi olan Hilafeti pratikte var etme çalışması, güç ve kuvvet ehli tarafından Müslümanların otoritesinin kurulmasını ister yöneticiler ister yozlaşmış bürokratlar isterse de kötü alimler olsun, yollarına çıkanları ve onların arkasındaki sömürgeci kafir Batılı güçleri ortadan kaldırmayı zorunlu kılar. İnşallah yakında Hilafeti göreceğiz. Zira o, Allah’ın vaadi ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir. Bir bütün olarak ümmet, Filistin halkına, Gazze’ye, Mescidi Aksa’ya ve dünyadaki tüm mazlum Müslümanlara yardım etmek için devletlerinin yeniden kurulacağı günü dört gözle beklemektedir.

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللهِ“İşte o gün, inananlar, Allah’ın yardımına sevineceklerdir.” [Rum 4]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti


H. 6 Şa'bân 1445
M.  Cuma, 16 Şubat 2024

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER