بسم الله الرحمن الرحيم
Afganistan İle Pakistan Arasındaki Sınır Anlaşmazlığını Son Vermeye Muktedir Olacak Olan Sadece Hilafet'tir
Yakın zaman önce Nanganhar vilayetindeki Goşta sınır bölgesi çevresinde Afganistan ve Pakistan güçleri bir kez daha çatıştı ve her iki taraftan da bazı ölü ve yarılılar bırakıldı. Nitekim Afgan medya organları ve sosyal iletişim ağları, geniş bir şekilde bu olayda öldürülen bir Afgan askerin haberini verdiler ve şehit ve kahraman olması vasfıyla da tüm medya organlarının web sayfaları ve adreslerinde, toplantılarda, tartışmalarda ve diyalog masalarında ona övgüler yağdırdılar.
Bu bağlamda bizler, Afganistan'daki Müslümanların dikkatlerini aşağıdaki hususlara çekmek isteriz:
Ümmeti bir birinden ayıran mevcut sınır hatları, kafirlerin Şeytanî bir komplosu olduğu gibi Pakistan ile Afganistan arasını ayıran Durand hattı da İngiliz İmparatorluğu'ndan Mortimer Durand'ın tüm Hindistan yarımadasındaki egemenliğini ve bölgedeki sömürgeci çıkarlarını korumak için koymuş olduğu iğrenç bir fikirdir. Nitekim 1893 yılında, Afgan kralı Abdurrahman Hân ile İngiliz memuru Mortimer Duran arasında sömürgeci İngilizlerin altında olan Hindistan'daki Doğu Hindistan Şirketi'nde Durand hattı hakkında bir anlaşma imzalanmıştır. Ayrıca Pakistan'ın, 1947 yılında sözde bağımsızlığının ardından Afganistan ile Pakistan arasına konulan Durand hattında kriz oluşmuş ve şu ana kadar kesinleşmemiş bir şekilde kalmaya devam etmiştir. Dolayısıyla Afganistan ve Pakistan Müslümanlarının arasını ayıran Durand hattı, sömürgeci İngiltere İmparatorluğu ile hizmetçisi Abdurrahman Hân arasında imzalana anlaşmadan öte bir şey değildir. Dolayısıyla da Durand hattını kabul etmek, onu ve benzerlerini korumak haram olup şeriata aykırıdır:
1-Müslümanlar kardeştir. Nitekim Allahu [Subhânehu ve Teâlâ], bunu açık bir şekilde şöyle açıklamıştır:
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ "Muhakkak ki müminler kardeştirler. O halde kardeşlerinizin arasını düzeltiniz. Allah'tan korkunuz umulur ki size merhamet eder." [Hucurat 9-10]
Dolayısıyla Allahu Subhânehu bizlere, yukarıda zikredilen ayette hasım olan Müslümanların arasını düzeltmeyi emretmiştir. Çünkü hakikatte onlar kardeştirler. Yine buna göre, Allah'ın rahmetine nail olmaları için Müslümanlar arasında savaşa yol açacak her şeyden uzaklaşılmasını emretmektedir.
2-Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in sünnetinde, Müslümanlar arasındaki kardeşliğin ayette geçen kardeşlik olduğu beyan edilmiştir. Nitekim Abdullah İbn-u Ömer [Radıyallahu Anhuma]'dan Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لا يَظْلِمُهُ وَلا يُسْلِمُهُ، وَمَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللهُ فِي حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرُبَاتِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ "Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu (düşmana) teslim etmez. Her kim kardeşinin bir hacetini giderirse Allah da onun bir hacetini giderir. Her kim kardeşinin bir sıkıntısını giderirse Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Her kim bir Müslümanı(n ayıbını) örterse Allah da kıyamet günü onu(n ayıbını) örter."
Ey Afganistan ve Pakistan'daki Müslümanlar, Ey Ümmetin Evlatları ve Ey İslam Ümmetinin Orduları!
Allahu Suhânehu ve Resulü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in bizlere beyan ettikleri üzere kardeşliğin gerçek mefhumu işte budur. Durand hattına gelince; şüphesiz ki bu, İslam Ümmetinin arasını daha fazla ayırmak amacıyla sömürgeci İngiltere tarafından çizilmiş Şeytanî bir komplodur. Bununla birlikte Allah bize emretmekte ve şöyle buyurmaktadır:
وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُواْ "Hepiniz toptan sımsıkı Allah'ın ipine [dinine] sarılınız, sakın ayrılığa düşmeyiniz." [Âl-i İmrân 103]
Ayrıca Ebu Hureyra, Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
إِنَّ اللَّهَ يَرْضَى لَكُمْ ثَلاَثًا وَيَكْرَهُ لَكُمْ ثَلاَثًا فَيَرْضَى لَكُمْ أَنْ تَعْبُدُوهُ وَلاَ تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَأَنْ تَعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُوا وَيَكْرَهُ لَكُمْ قِيلَ وَقَالَ وَكَثْرَةَ السُّؤَالِ وَإِضَاعَةَ الْمَالِ "Hiç şüphe yok ki Allah, sizin için üç şeye razı olur, üç şeyi de size kerih görür: Kendisine ibadet etmenize, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanıza, toptan Allah'ın ipine sarılıp ayrılığa düşmemenize razı olur. Ve sizin için: Dedi-kodu yapmayı, çok soru sormayı ve mal itlâfını kerih görür."
Ey Afgan Ordusu İçerisindeki Subaylar!
Sizin yapmanız gereken, dikkatlerinizi İslam Ümmetine vermeniz ve Müslüman ülkelerdeki tagut yöneticilerin hepsinin kafirlere hizmet ettiklerini anlamanızdır. Zira onlar, daha önceden diğer Ümmetlere yaptıkları gibi kaçınılmaz olarak sizleri de teslim edeceklerdir. Dolayısıyla onların sizleri, Afganistan ve Pakistan'daki Müslümanların arasında çatışmaya neden olan İngiliz Durand hattını korumaya sevketmeleri, birçok Müslümanın hayatına mal olacaktır. Buna karşılık ajan Afganistan hükümeti, tüm gücünü Amerika, İngiltere, Fransa ve diğer Haçlı ülkelerle stratejik anlaşmalar imzalamak için harcamakta ve onların İslam ülkelerinin bu parçasında askerî üsler inşa etmelerine izin vermektedir.
İslam'daki temel hükümlerden biri de Müslümanların arasını ayıran sınırların bulunmamasıdır. Zira İslam ülkelerinde tasavvur edilen sınır, kafir ülkeleriyle olan sınırdır.
Afganistan ve Pakistan yöneticileri, efendilerine olan sadakatlerini kanıtlamak için Müslümanların arasını ayıran meşhur Durand hattını korumaya çalışırlarken Amerikalılar ve Haçlı Batı ile staratejik anlaşmalar imzaladıklarında herhangi bir sınıra dikkat etmemektedirler. Bundan dolayı kanlarınız ve fedakarlıklarınız, tagut yöneticilerin bu tür Şeytanî politikalarını korumak ve onları uygulamak için heba olacaktır.
Ey Afganistan ve Pakistan'daki Müslümanlar!
Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti sizleri, doğru yolu bulmak için kitaba ve sünnete sımsıkı sarılmaya davet ediyor. Zira İngiliz İmparatorluğu ile onun itaatkar hizmetçisi Abdurrahman Hân arasında imzalanan anlaşmanın, sınırın her iki tarafındaki Müslüman sakinlerin arasını ayırması caiz değildir. Dolayısıyla Allahın hükümlerine ve Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in sünnetine göre sınır anlaşmazlıkları için tek çözüm, bir Müslümanın bunun için savaşması ve kardeşini öldürmesiyle olmaz, bilakis Allah'ın rızasını kazanmak ve her iki dârda da nusret bulmak için sınırları ortadan kaldırmakla ve İslamî Hilafet'i geri getirmekle olur.
Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti'ndeki ve aynı şekilde Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti'ndeki kardeşleriniz ve bacılarınız, sevgili Nebimiz [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in metoduyla İslamî Hilafet'i geri getirmek için çalışmaktadırlar. Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayeti Afganistan Müslümanlarını, azim İslamî Hilafet'i geri getirmek amacıyla çabalarımızı ve güçlerimizi birleştirmek için hizbin içerisindeki kardeşleri ve bacılarıyla birlikte çalışmaya davet etmektedir. Zira Ümmeti bu sefaletinden çıkarmaya muktedir olacak olan tek hükümet odur. O halde bu hayatta İslam'ın ve İslam Ümmetinin şerefini savunacak ve ahirette de bir nusret olacak olan Hilafet livası altındaki sahih İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışmalıyız.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir H. 22 Receb 1434 Afganistan Vilayeti M. 01 Haziran 2013
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Afganistan
H. 22 Raceb 1434
M. Cumartesi, 01 Haziran 2013