Çarşamba, 23 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Genel Bir Hitap: Parlamenter Seçimlere Katılmayın

Parlamentonun tarihi, Afganistan ve tüm İslam âlemindeki birçok Müslümanın nezdinde pek açık değildir. Dolayısıyla açığa çıkarılması gereken öncelikli efsane, parlamento fikrinin modern ve tamamen yeni bir şey olup İsa Aleyhi's Selam'ın Havarileri veya Muhammed Aleyhi's Salatu ve's Selam'ın ashabı zamanında bilinmeyen bir şey olduğunu söyleyen görüşün bozuk olduğudur. Çünkü eski Yunanlılarda "genel kurullar" ve "beş yüz komiteleri" bulunurken Romalılarda "Senatus" [yaşlılar kurulu] ve Araplarda ise "Dâr-ı Nedve'leri" bulunmaktaydı. Dolayısıyla Yunanlılardaki genel kurul ile Romalılardaki senatus, İsa Aleyhi's Selam'ın gönderilmesinin 500 yıl öncesinde kurulduklarından beri istişare vazifesi görmekteydi. Dolayısıyla da bu kurumlar, ne Nebi İsa Aleyhi's Selam'ın ashabına ne de bizim nebimiz Muhammed Aleyhi's Salatu ve's Selam'ın ashabına yabancıdır.

İkinci husus ise bu kurumların yeni olduğunun ve bunların bu modern çağda bir zorunluluk haline geldiğinin propagandasının yapılmasıdır. Bunun içindir ki şöyle söylemekteler: "Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], şayet bunları bilmiş olsaydı kesinlikle reddetmezdi." Parlamento gibi bir kurum fikrinin ömrü en az 2500 yıllıktır. Yani İslam ve Nasraniliğin her ikisinden de daha eskidir. İşte bu hakikat, İslam düşmanı kapitalizmin savunucuları tarafından görmezden gelinmektedir. Ayrıca İslam'ın, yönetim konseyi veya yasama keyfiyeti veya yönetim meselesine karışmadığı iddiası cehaletten veya taraflı propagandadan kaynaklanan aptalca bir iddiadır. Bu iddianın propagandası; son yüzyılda sadece Batı tarafından yapılmamakta, sadece onların ajan yöneticileri tarafından yayılmamakta ve sadece Batılı aydınlar olarak adlandırdıkları kimseler tarafından savunulmamaktadır. Bilakis şu anda bazı saltanat alimleri tarafından doğrulanır ve etüt edilir bir hale gelmiştir!

Otuz yıl önce bazı alimler, İslam'ı sosyalizme benzeyen bir din gibi sunmak için büyük çaba harcadılar. Bu günümüzde de tüm içeriği ile kapitalist demokrasi kılıfının olduğu başka bir slogan altında aynı şeyi yapmaktalar ve kapitalist fikirleri benimsemeksizin ilerlemenin imkansız olduğunu iddia etmekteler.

وَلاَ تَلْبِسُواْ الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُواْ الْحَقَّ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ "Hakkı batıla karıştırmayın ve bile bile de hakkı gizlemeyin." [el-Bakara 42]

Bu modernitenin alınmasını Müslümanlara meşru gösteren hüccetleri kaybetmiş olan insanlardan birçoğu sürekli parlamento ile İslami şurayı mukayese etmektedirler. Ayrıca "Loya Jirga" diye adlandırılan -ki bu, Afganistan'daki bir olgudur- şey ile İslami şura arasında sahih olmayan başka bir mukayese daha vardır. Bu Loya Jirga, bazı tarihçilerin söylediklerine göre kral Kanişka dönemine dayanmaktadır. O halde bunun İslami olması nasıl mümkün olabilir? Zira her ikisinde de İslami şuraya benzeyen hiçbir şey yoktur.

Mesela; Müslümanlar ile Nasraniler salah kılıyorlar ve bunların kilise ve mescit gibi ibadethaneleri bulunmaktadır. Bir kişi tutar da bundan Nasranilerin de Müslümanlar gibi olduğu çıkarımını yaparsa kesinlikle hata etmiş olur.

İslam'da ve Budizm'de züht ve dünya zevklerinden uzak yaşamak vardır. Tutar da bundan bizim evlenmemiz caiz değil ve ruhban olarak kalmamız gerekir sözüne ulaşırız çıkarımını yaparsak sünnete muhalefet etmiş oluruz. Dolayısıyla mescit ve evlilikle ilgili şeylerde bu gibi mukayese ve kıyası yapamıyoruz da neden bunu siyasi meselelerde yapıyoruz? Parlamento ve şuranın her ikisinin de istişare görevi yapıyor olması her ikisinin de aynı olduğu anlamına gelmez.

Parlamentonun sadece istişare görevi yoktur. Bilakis yasama görevi de vardır. Yasama ise kitap, sünnet, icmâ ve kıyastan uzak olup İslami değildir dahası o küfürdür. Parlamento, şeriatın getirmiş olduğu sonucun aynısına başka bir bakış açısı ve İslami içtihat metodundan başka bir metotla varmış olsa bile İslam'ın dışında başka bir şeyden istinbat edilen her kanun böyledir. Mesela parlamento, oy çokluğu ile zinanın haram olduğu sonucuna varmış olsa bu İslami olarak addedilmez. Çünkü bu, İslami naslardan fışkırmamıştır. Dahası bu, bir küfür hükümdür.

أَفَغَيْرَ اللَّهِ أَبْتَغِي حَكَمًا وَهُوَ الَّذِي أَنزَلَ إِلَيْكُمْ الْكِتَابَ مُفَصَّلًا وَالَّذِينَ آتَيْنَاهُمْ الْكِتَابَ يَعْلَمُونَ أَنَّهُ مُنَزَّلٌ مِنْ رَبِّكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُونَنَّ مِنْ الْمُمْتَرِينَ "Allah'tan başka bir hüküm veren mi arayayım? Size kitabı açıklanmış (tafsilatlı) olarak indiren O'dur. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler onun (kitabın) senin rabbinden hak ile indirildiğini biliyorlar. O halde sakın kuşku duyanlardan olma!" [Enam 114]

Ey Afganistan halkı!

Bu insanların İslami yönetime iltifat etmediklerini görmek hiç de zor değildir. Zira yöneticilerin ve parlamento üyelerinin birçoğu fesada, zulme ve ihtilasa [zimmete para geçirme] bulaşmışlardır. Nitekim geçmişte Afganlı Müslümanlardan birçoğunu pişmanlık duymaksızın öldürdüler. Bu amellerin hepsi haramdır ve sizler onların bu haram girdabında boğulduklarını bilmektesiniz. Zira bu insanların, yasama meselelerinde İslam hükümlerine muhalefet edilmesi ile herhangi bir sorunları yoktur.

Bizler sıradan insanların defalarca şayet parlamentoda yasa yapmak haramsa neden liderler orada oturmaktadır dediklerini işitiyoruz? Bu sorunun cevabını bulmaları için aşağıdaki sorulara cevap vermeleri gerekir:

Bu insanlar, aldıkları rüşvetten, yaptıkları ihtilas amellerinden ve sıradan insanlara zulmetmelerinden dolayı hiç üzülüyorlar mı? Yabancıların çaldıkları uranyumu veya düğünlerde işgalci kuvvetlerin eliyle masumların katledilmesini hiç önemsiyorlar mı? O halde neden parlamentodaki yasamanın helal veya haram olmasını önemsesinler ki? Sanki her şey kendi mallarıymış gibi büyük saraylarda oturduklarını ve lüks arabalarla sokaklarda dolaştıklarını görmüyor musunuz? Onlara bu şekilde tasarrufta bulunma hakkını kim veriyor? Aileleri, yoksul çiftçilerden veya yerel mescit imamlarından veya yerel kabile liderlerinden oluşurken onlara bu lüks içinde olma hakkını kim veriyor? Bu refaha nasıl ulaştılar? Bu meselelerde neden İslam'a göre davranmıyorlar?

Onlardan birçoğu orada, İslam'ı savunmak yada sizleri temsil etmek için değil güçlerini, konumlarını ve lüks arabalarını korumak için parlamentodaki sandalyeleriyle ilgilenmekteler.

Sizlere parlamenter seçimlere katılmamakla ilgili halis bir nasihatte bulunmak istiyoruz. Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in, mümin bir delikten iki defa geçmez hadisini işitmediniz mi? İslam'dan başkasıyla yasa yapılmasına meşruluk mu vermek istiyorsunuz? Faizin haram kılınması sorumluluğunu mu yüklenmek istiyorsunuz? Bunun yanı sıra bu seçimlerden sekiz yıl içerisinde fakirlik, fesat ve zulümden başka ne elde ettiniz?

Bu trajik konumdan kurtulmanın tek metodu, Allah'a itaat etmek, Hilafeti kurmak ve kapitalist demokrasi nizamı gibi kapitalizm mefhumlarının her tür çeşidine güven duymamanızdır ve orada bundan başka bir yol da yoktur. Şayet nasihatimizi dinlemekten yüz çevirirseniz Pakistan ve Irak'a bakınız. Zira her iki ülkenin yöneticileri de Batının dostudurlar. Batının Pakistan ve Irak'ta neler yaptığı da gözünüzün önündedir!

O halde Allah'tan ittika edin, Hilafeti ikame etme görevinizi yerine getirin ve bunun gerçekleşmesi için de Hizb-ut Tahrir'e yardım edin.

 

وَمَا عَلَيْنَا إِلاَّ الْبَلاَغُ الْمُبِينُ "Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir." [Yasin 17]

 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Afganistan


H. 6 Ramazan 1431
M.  Pazartesi, 16 Ağustos 2010

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER