06 Mart 2022’de Chicago’da Hizb-ut Tahrir / Amerika, 1924’te Hilafetin yıkılışının yıldönümü vesilesiyle düzenlenen küresel kampanyanın bir parçası olarak yıllık Hilafet Konferansı’nı başarıyla gerçekleştirdi. Konferansta dünya çapındaki Müslümanlara İslami hayatı yeniden başlatmak için küresel bir çağrı yapıldı. İslami hayatın yeniden başlatılması Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bir emridir, yolu da Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulmasıdır.

İslam’ın laik liberal sistemdeki rolü, geçtiğimiz yüzyılda tartışma konusu oldu. Arap Baharının ardından Batı ve İslam dünyasındaki uşakları, İslam’ın büyümesini ve siyasetteki rolünü engellemek için bazı karşıt önlemler aldılar. Alınan önlemler özellikle Hilafetin yeniden kurulmasına dönük önlemlerdir.

Kapitalizm ve laik liberal fikirlerinin başarısızlığını tek tek saymanın bir anlamı yok. Kapitalizmin pis sonuçlarını sadece İslam dünyasında değil, Asya, Afrika ve Latin Amerika’da bile görmek ve hissetmek mümkün. Batı’da bile liberal dünya düzeninin ilkeleri ve değerleri konusunda tehlike çanları çalıyor. Batı ve ajanlarının memnuniyetsizliğine rağmen Hilafet ve siyasal İslam düşüncesi, laik liberalizmden ve kapitalizmden hoşnutsuzluk Müslümanların zihninde kök saldı. Ümmet uyanmak üzere.

Buna göre bu yıl düzenlenen “Geleceğin Planı” başlıklı Hilafet konferansında, ümmetteki Hilafet özlemi, arzusu ve ihtiyacı dile getirildi, Hilafetin doğru ve pratik bir şeması sunuldu. Konferans, Kuran-ı Kerim’in tilavetiyle başladı, ardından ayetlerin meali okundu ve açılış konuşması yapıldı. Açılış konuşmasını şu başlıklar altında dört konuşma izledi: ‘Hilafet Devleti Yönetimi’, ‘Ekonomik Süper Güç İnşa Etme’, ‘Farklılıkları Gidermek ve İslam Toplumu İnşa Etmek’ ve ‘Hizb-ut Tahrir, Çalışmamız ve Vizyonumuz.’ Etkinlik, konuşmacıların katılımcılardan gelen sorulara verdikleri yanıtlarla sona erdi.

Birinci konuşmacı Ali Merchant, konferansın Hilafet Devletinin Yönetimi başlıklı 1. konuşmasında, Hizb-ut Tahrir’in titiz çalışmalarından yararlanarak Hilafet Devletinin yapısını, gereksinimlerini, dairelerini ve kurumlarını mükemmel bir şekilde anlattı. Hilafet kurumunu, Orduyu, Sanayi Dairesine, Ümmet Meclisini pratik ve uygulanabilir bir şekilde özetledi.

Dr. Ayman Hamed, konferansın ‘Bir Ekonomik Süper Güç İnşa Etmek’ başlıklı 2. konuşmasında, İslam’ın benzersiz ekonomik sistemini açıkladı. İnsanlığın ekonomik sorununu fevkalade ve pratik bir şekilde çözdüğünü ortaya koydu.

Haitham ibn Thbait, konferansın ‘Farklılıkları Gidermek ve İslam Toplumunu İnşa Etmek’ başlıklı 3. konuşmasında, İslam’ın şanlı tarihini ve ilkelerini sundu. Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem liderliğinde ilk İslam Devletinin kuruşundan itibaren İslam toplumunda var olan sosyal uyuma vurgu yaptı. Tarihin tanık olduğu gibi Devlet Anayasasının vatandaşların (Müslümanlar ve Gayrimüslimler), güvenliğini, onurunu koruduğunu, fırsat eşitliğine sahip olduklarını belirtti. Hizb-ut Tahrir’in vizyonunun da bu olduğunu kaydetti.

Dr. Abdur-Rafay, konferansın ‘Hizb-ut Tahrir-Çalışmalarımız ve Vizyonumuz’ başlıklı 4. ve son konuşmasında, Hizb-ut Tahrir’in hikâyesini, başarılarını ve nadiren bilinen fedakârlıklarını gün ışığına çıkardı. Hizb-ut Tahrir’in, ümmetin gayretli hizmetkârı olduğunu, ideolojisi İslam olan küresel siyasi bir parti olduğunu ve tek amacının Hilafeti yeniden kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak olduğunu ifade etti. Konuşmasında Dr. Abdur-Rafay, partinin tarihini, âlimlerini, fedakârlıklarını, benzersiz siyasi keskinliğini, ilkelerini ve vizyonunu dile getirdi.

Hizb-ut Tahrir, barışçıl siyasi bir partidir, fikri ve siyasi çalışma yapar. İslam dünyasında Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini kurmak için İslam davetini taşır. İslam’ı tebliğ etmek ve İslam Devletini kurmak için fikri ve siyasi çalışma yapan Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in siyasi metodolojisine sıkı sıkıya bağlıdır. Parti, şiddet eylemlerine asla başvurmaz. Bu, herkesçe bilinen bir gerçektir.