11 Eylül 2015 tarihinde Hizb-ut Tahrir’den bir heyet, “Hizb-ut Tahrir / Amerika’dan Bangladeş’in Zalim Hükümetine Açık Mektup” adlı bildiriyi Bangladeş’in Washington Büyükelçiliğine teslim etti. Mektup, Hizb-ut Tahrir / Bangladeş’in iki kadın üyesinin rejimin haydutları tarafından tutuklanmasını ve bu onurlu bayanlara yapılan işkenceyi konu edinmektedir. Bangladeş’in zorba Hasina rejimi, 4 Eylül 2015’de Hizb-ut Tahrir tarafından düzenlenen “Yükselen Hilafet... Ve Bangladeş’in Siyaset ve Ekonomisinde Kaçınılmaz Dönüşüm” başlıklı İslami siyasi konferansa tanıdıklarını davet eden Hizbin iki kadın üyesini Dakka’da tutuklamıştı.

Hizb-ut Tahrir erkekleri ile karşı karşıya gelmekten korkan zalim Hasina, samimi Müslüman kadınlara karşı böyle çaresiz ve korkakça eylemlere başvurdu. Gözaltına alınmalarının ardından işkenceye maruz kalan kız kardeşlerimizden biri ciddi şekilde darp edildi. İşkencenin şiddeti o derecede idi ki vücudunun çeşitli yerleri kan revan içinde kalmış ve bilincini kaybetmişti.

Biz, Bangladeş’in zalim hükümetine açıkça meydan okuyoruz! Ümmetin bu onurlu kızlarını tutuklamak ve onlara işkence yapmak yiğitlik midir? Güya ümmetin onurlu kızları topluma tehdit teşkil ediyormuş! Allah aşkına, Hilafetin farz olduğuna yönelik toplumun teveccühünü kazanmak nasıl tehdit teşkil ediyor ki! Allah Subhânehu ve Teâlâ, İslam’a davet eden Müslümanları övüyor:

وَمَنْ أَحْسَنُ قَوْلًا مِمَّنْ دَعَا إِلَى اللَّهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ إِنَّنِي مِنَ الْمُسْلِمِينَ“Ben şüphesiz Müslümanlardanım deyip dürüstlükle çalışarak Allah’a davet eden kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?” ^{[Fussilet 33]}

Biz, kız kardeşlerimize yapılan bu korkunç işkencelerin müminler için yeni bir şey olmadığını ümmete hatırlatmak isteriz. Nitekim biz Müslümanlar, Kureyş’in ölene kadar İslam’ın ilk şehit kadını Sümeyye RadiyAllahu Anha’ya olmadık işkence yaptıklarını çok iyi biliyoruz. Sümeyye RadiyAllahu Anha hak üzerinde dimdik ve sapasağlam durmuş bir kadındır! Sümeyye RadiyAllahu Anha’nın şehadeti, şu an tüm dünyada herkesin dilinde destandır. İşkence gören, Allah ve Rasûlü sevgisinden dolayı öldürülen kızlarımız, kız kardeşlerimiz ve annelerimiz için bir ilham kaynağıdır.

Güç ve kuvvet ehline şöyle sesleniyoruz; kız kardeşlerinize, Allah’ın emirlerine sadakatlerinden dolayı işkence ediliyor. Hem de Delhi ve Batı adına işkence ediliyor. Sizin onur ve şerefiniz nerede? “İslam’a karşı açık savaş” yürüten zalim Hasina’yı bu savaşında destekleyenler, bilsinler ki Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın gazap ve öfkesine maruz kalacaklardır.

Zalim Hasina tarafından yapılan işkenceler, hiç de şaşırtıcı değil. Çünkü ABD yönetiminin İslam dünyasında teşvik ettiği demokrasi budur. Bir “Amerikan Dostundan” ancak bu tür eylemler beklenebilir. Dahası bu tür eylemlere bizzat ABD yönetimi teşvik etmektedir. Hatta finanse etmekte, “İslam’a karşı savaş” doktrininde birçok İslam dünyasının kolluk kuvvetlerini ve askerini eğitmektedir. ABD yönetimi, Sisi’den Hasina’ya kadar sürekli zorbaları desteklemektedir. Onun için bu zorbaların müminlere karşı işlediği cinayet ve işkence, Amerika açısından beklenmedik bir şey değildir. Onlar, kurulan şeytani tuzakların İslam’ın nurunu önleyeceğine inanıyorlar. Ama Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَإِذْ يَمْكُرُ بِكَ الَّذِينَ كَفَرُواْ لِيُثْبِتُوكَ أَوْ يَقْتُلُوكَ أَوْ يُخْرِجُوكَ وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللّهُ وَاللّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ

“Hani kâfirler seni tutuklamak veya öldürmek, ya da (Mekke’den) çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.” ^{[Enfal 30]}

#FreeBDsisters

www.hizb-america.org

(202), 930-1.924

@HizbAmerica