بسم الله الرحمن الرحيم
Ey İnsanlar! Artık Avami Birlik Partisi İle Bangladeş Ulusal Partisinin İttifakının Fırkacı ve Yıkım Politikasını Reddetmenizin ve Yeni Bir Siyaseti Arzulamanın Zamanı Gelmedi mi?!
Bangladeş'te son zamanlarda ülkenin şiddet ve kaosa tanıklık etmesi, Avami Birlik Partisi ve Bangladeş Ulusal Partisinin ittifakının başarısız politikasının meyvelerinden öte bir şey değildir. Zira ülkede yıkım, bölünme ve fitne oluşturan işte bu politikadır. İşte bu siyasî ittifakların, iktidara geri dönüşlerini sağlama yönünde ilerlemek amacıyla seçimlerden önce birtakım oyunlar oynamak için hazırlandığı bir vakitte Hasina Hükümeti, diğer İslam karşıtı güçlerle birlikte, Bangladeş'te İslam'a ve Müslümanlara yönelik saldırıyı kışkırtmak için en son şiddet olaylarını istismar etmektedir.
Hizb-ut Tahrir, Avami Birlik Partisi ve Bangladeş Ulusal Partisinin ittifakının yıkıcı politikasını şiddetli ifadelerle kınamasının yanı sıra Nebi Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şerefine yönelik saldırısını ve İslam'ı kötülemesini de kınadığı gibi hükümetin, Bangladeş'te Allah'a davet eden Müslümanlara karşı polis tarafından demir yumruk politikasını kullanmasını da kınar.
Hizb-ut Tahrir Bangladeş'te, geçen on yıl boyunca Avami Birlik Partisi ve Bangladeş Ulusal Partisinin ittifakının fasit politikasında bir hayır olmadığını vurgulamayı bir alışkanlık haline getirmiştir. Zira bu politika, insanların sadece bölünmesini ve yıkımını artırmaktadır. Şimdi de onlar, insanları saptırmak ve onları ülkenin karşı karşıya kaldığı gerçek sorunlardan uzaklaştırmak için kavmiyetçilik ve vatancılık gibi ucuz sloganlar atmak için birbirleriyle rekabet etmektedirler. Ne üzücüdür ki ülkenin son günlerde tanık oldukları, seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte tırmanmaya devam edecektir.
Cemaat-i İslamî içerisindeki kardeşlerimize, Avami Birlik Partisi ile Bangladeş Ulusal Partisinin siyasi ittifakının ileride İslam'ın görüntüsünü çarpıtacakları ve mevcut rejimin fesadının korunmasına yardımcı olacakları şeklindeki nasihatlerimizi sunmuştuk. Zira onların ittifakları, Bangladeş'te İslam'a hiçbir hayır kazandırmayacaktır. Nitekim Avami Birlik Partisi ve Bangladeş Ulusal Partisi, 20 küsur yıl boyunca kendi ucuz politik çıkarlarını gerçekleştirmek için defalarca İslam'ı ve Cemaat-i İslamî'yi kullanmıştır.
Bugün Bangladeş, kritik bir noktada olup insanların, ülkenin bu kombinasyonun istismarı, ülkeye karşı uyguladıkları şerir eylemleri, özellikle de askerî ve stratejik mukadderatımız üzerine egemenliklerini dayatmaları yoluyla Amerika ve Hindistan gibi düşman dış güçlerin çıkarlarına yardım ve hizmet eden iğrenç kutuplaşma politikası yönünde ilerlediğini anlaması gerekir.
Hizb-ut Tahrir sizleri, bizleri bugünkü duruma getiren Avami Birlik Partisi ile Bangladeş Ulusal Partisinin fasit politikalarının aksine birliği gerçekleştirecek olan İslam temelinde yeni bir siyasete davet ediyor. Zira İslam'da, tamamı şerî hükümlerden olan kanunlar uygulanacağı gibi bu kanunlar, erkek ya da kadın, Müslüman ya da gayrimüslim olsun toplumdaki yönetici ve yönetilen herkese uygulanacak ve ortada kanunların üstünde hiçbir kimse olmayacağı gibi ister erkek ya da kadın olsun isterse elit ya da kamuoyundan olsun bir suç işlemesi halinde cezadan kaçabilecek hiçbir kimse de olmayacak ve hatta suç mağdurları, İslam temelindeki gerçek adaleti elde edeceklerdir. Ayrıca İslam, partizancı bölünme politikasına son verecektir. Zira İslam Devleti Başkanı (Halife), tüm partilere zulmetmeksizin adaletle muamelede bulunacağı gibi Müslüman ya da gayrimüslim olsun tüm tebaanın yöneticisi o olacaktır. Bir diğer sorumluluğu ise inancına, ırkına ve cinsine bakmaksızın toplumdaki bütün insanların haklarını garantilemek olacaktır. Ayrıca insanlar ve medya organları, devleti muhasebe etme hususundaki görev ve sorumluluklarında İslam'a bağlı olacaklardır. Bunun yanı sıra İslam, her gün ülkeye milyonlara mâl olan toplum içerisinde yaygınlaşan yolsuzluğa da son verecektir.
Mevcut siyasî parti sistemi, ülkenin servetini yağmalamak için büyük şirketlerle ve dış güçlerle gizli anlaşma yapmaktadır. Hatta bir ailenin günlük ortalama geliri 1-2 dolara ulaşmış olup bu ise en düşük yaşam standardıdır. Ancak İslam, servetin dağılımında adaleti sağlayacak olan ekonomik sistemini tatbik etmek yoluyla servete sahip olma ve elde etmedeki bu eşitsizliğe son verecektir.
Ülkenin karşı karşıya kaldığı ve insanların çözümünü arzuladığı gerçek sorunlar işte bunlardır. Nitekim fasit siyasiler, geçen kırk yıl boyunca bu sorunları çözmede başarısız olmuşlardır.
Şimdi bizler, seçimlere yaklaşıyoruz. Bu yüzden Hizb-ut Tahrir, düşünürleri, bilinçli kimseleri, Cemaat-i İslamî'nin içerisindeki muhlisleri, imamları, dini okulları, üniversiteleri ve sivil toplum kuruluşlarını, ülke için alternatif olarak siyasî İslamî Sistemi kurma yönünde ilerlemeye davet eder. Zira o, fesattan ve mücrimlerden hali olduğu gibi şiddet ve yıkımdan da hali olan ve Amerika'nın, İngiltere'nin ve Hindistan'ın hegemonyasına boyun bükmeyecek olan bir siyasî sistemdir. Dolayısıyla her bir Müslümanın davet etmesi gereken siyaset, bu siyaset olduğu gibi o, Kur'an'dan ve Nebevî sünnetten fışkırmış bir siyasettir. Dolayısıyla da İslamî siyaseti uygulayan siyasî bir hareket, insanları ülkeyi boğan mevcut rejimin karanlıklarından İslam'ın nuruna ve adaletine çıkaracaktır. Ülkeyi bölünme ve yıkım politikalarından kurtarması için Allahu [Subhânehu ve Teâlâ]'ya dua ediyoruz.
فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللَّهِ فَقَدْ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَى لاَ انفِصَامَ لَهَا وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ "Kim tağutu inkar edip Allah'a iman ederse, kopmayan sağlam bir kulpa yapışmış olur. Allah Semî'dir ve Alîm'dir." [Bakara 256]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilâyeti
H. 16 Rabi’-ul Âhir 1434
M. Çarşamba, 27 Şubat 2013