بسم الله الرحمن الرحيم
Şeyh Hasina’nın Totaliter Yönetimi ve Mevcut Siyasi Yapı Bağlamında Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti’nden Sıcak Bir Çağrı
Ey insanlar! Bu Rejimi Devirmek İçin Çalışın, Onur ve Gururla Dünyada Lider Ülke Olmak İçin Hilafeti Kurun
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selâm Peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e, Sahabelerine ve Ehli Beytine olsun.
Değerli Müslümanlar!
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Şu anda üç kritik sorunla karşı karşıyasınız. Birincisi: Tiran Hasina ve rejiminin acımasız baskısı. İktidara geldiğinden beri sürekli tiranı artan Hasina, insanlarda çok büyük acı ve ıstıraba neden oldu. Hayatlarında daimi korku ve anksiyete yol açtı. İstediği zaman evlerine baskın yapmak için parmak izlerini aldı. Rejimin ihanet ve yolsuzluğuna karşı hoşnutsuzluklarını dile getirdiklerinde onları kaçırdı. İkincisi: Rejimin farklı cephelerde benzeri görülmemiş şekilde İslam’a karşı yürüttüğü savaş. Rejim, Hilafet ve İslam davetçilerine pervasızca baskı yaptı. Acımasızca İslam karşıtı propaganda yürüttü. Öyle ki İslam dini, rejimin, rejimin müttefiklerinin ve laiklik yandaşı savunucularının bir numaralı düşmanı haline geldi. Üçüncüsü: Faili meçhul suikastlar, yabancı ülke vatandaşları yanı sıra mezhepçi ve ırkçı eğilimdeki cinayetler... Rejim, bu cinayetlerin failleri oldukları gerekçesiyle sözde militanlara karşı operasyon yaparken, işin gerçek planlayıcıları Amerikalılar ve emperyalistlere öldürücü darbe vuramıyor. Hâlbuki faili meçhul cinayetler, emperyalistlerin şeytani planlarının bir parçasıdır ve uzun vadede ülkeye büyük tehlikeleri olacaktır.
Bu üç sorunun yanı sıra farklı kronik sorunlar da var. Bu sorunlar, İslam akidesi ile taban tabana zıt demokratik küfür sisteminin salgılarıdır. Parlamento yasalarını benimseyen ve Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın hükümlerini inkâr eden demokrasi, ülkede yolsuzluk, Awami-BNP yönetici ve politikacıların şirretlerinin temel nedenidir. Demokrasi, iktidardaki bir avuç elite aşırı ayrıcalıklar tanırken, diğer insanları bundan mahrum etmektedir. Yöneticiler, milletvekilleri, politikacılar ve onların yardakçıları, elektrik, petrol, gaz, maden ve büyük ölçekli sanayilere özelleştirme adına çöreklenip büyük oranlarda servetler edindiler. Halk ise yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşamaktadır. Sürekli artan faturaları, vergileri ve yaşam giderlerini ödemek için çırpınıyorlar. Bu iktidarda zerre kadar adalet yok. Güçlüler, haklıdır, iktidarda ve gücü olanlar, kanun üstüdür. Demokratik sistem, Hasina-Halide gibi yöneticilere yabancı efendilerinin hizmetinde olmak için yasa ve politikalar benimsemelerine izin veriyor. Sömürgeci hedefi takip ederek ülkenin sanayileşmesini önlüyor. Ekonomi ve kaynaklarınız üzerinde emperyalistlerin egemen olmasına olanak sağlıyor. Çeşitli anlaşmalar yoluyla Amerika, İngiltere ve Hindistan’ın ordumuzu kontrol etmesine izin verdi. Bu devletlerin bölgesel ve küresel hegemonyasının güvencesi için BM barışı koruma kisvesi altında askerler ve subaylarımız bir araç olarak kullanılıyor.
İşte bu hazin verici durum nedeniyle işlerinizi düzeltmek amacıyla mübarek Ramazan ayında, zafer ayında doğrudan size bu çağrıyı yapıyoruz. Bildiğiniz gibi işlerinize rehberlik etmek amacıyla Kuran bu kutlu ayda indirildi.
Ey Müslümanlar!
Kuran ve dini, hayatın tüm işlerine çare bulan tam ve kapsamlı bir sistem olarak indiren Allah Subhânehu ve Teâlâ, İslam’ın, yönetim sistemi aracılığıyla uygulanmasını ve İslam’ın, yönetim sisteminin temeli olmasını farz kıldı.
إِنَّا أَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا أَرَاكَ اللَّهُ “Allah’ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitabı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!”[Nisa 105]
Müslümanlar, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve ondan sonraki dönemlerde Kuran’ı hayatlarının temeli yaptılar ve işlerini ona göre düzenlediler. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Medine’de otoriteyi ele aldı ve orada İslam devletini kurdu. İçeride güçlü ve tutarlı bir devlet inşa etti, sonra devletin otoritesi genişledi. İslam yönetimi, Arap Yarımadası’nı tamamen ele geçirdi ve Hilafet yönetiminde fetihler devam etti. Müslümanlar, Hilafetin gölgesi altında müreffeh bir hayat yaşadılar, onur, izzet ve zaferle dünyaya önderlik eden bir devlet haline geldiler.
Rejim nedeniyle ortaya çıkan sıkıntı, acı ve zillete son vermek istiyorsanız, Hilafetin tarihini mikyas ve vizyon olarak almalısınız. Bu bozuk, hain ve dinsiz rejimin orta gelirli bir ülke olma vizyonu gerçekten de cimri bir hayaldir. Çünkü rejim, kendisi söz konusu olunca açgözlü, insanlar söz konusu olunca cimri oluyor. Neden size yanıltıcı vizyon veriyor? Oysa siz, müreffeh ve lider devlet olma potansiyeline sahipsiniz. Allah Subhânehu ve Teâlâ, dünyadaki gerçek rolünüzü belirledi.
كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz”[Ali İmran 111] Zira bu rejim, yolsuzluğun temelidir. Sadece zenginlik ve kaynaklarınızı yağmalamayı biliyor. Size sadece azcık bir şey veriyor ki rejime karşı isyana kalkmayasınız.
Ey Müslümanlar!
Size diyoruz ki İsyan edin! Bu gayri İslami rejimi karşı isyan edin ve devirmek için çalışın. Onur ve izzetle dünyada lider ümmet olmak için ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurun.
Dünyada asil ve yüksek statü elde etmek için size Hilafetin izleyeceği yol hakkında kısa bir özet sunacağız:
Birincisi: Hilafet Devleti, güçlü ve tutarlı bir varlık inşa edecektir. Hilafet Devleti, insanların ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayacaktır. Halife, her vatandaşın temel haklarını güvence altına almak için Şeriatla mukayyet olacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
لَيْسَ لِابْنِ آدَمَ حَقٌّ فِي سِوَى هَذِهِ الْخِصَالِ بَيْتٌ يَسْكُنُهُ وَثَوْبٌ يُوَارِي عَوْرَتَهُ وَجِلْفُ الْخُبْزِ وَالْمَاءِ “Ademoğlunun şu hasletler dışında hiçbir şey demeye hakkı yoktur. Barınacağı bir ev, giyinip örtünebileceği bir elbise, biraz ekmek ile su.”Ayrıca Halife, insanların lüks ihtiyaçlarını karşılamak için de çalışacak, devlet de servetin güçlü ve zengin bir avuç elitin elinde birikmesini engelleyecektir. İslam’ın ekonomik prensiplerine göre servet dağılımını sağlayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
كَيْ لاَ يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الأَغْنِيَاءِ مِنْكُمْ “Sizden zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaması için.”[Haşr 7]
Gaz, kömür ve petrol gibi madenler, Şeriata göre kamu mülkiyetidir. Devlet, bu kaynakları güçlü bir ekonomi kurmak için kullanacak... Modern altyapılar, yollar, otobanlar, demiryolları ve köprüler inşa edecek, ucuz elektrik üretecek ve ağır sanayi inşa edecektir.
Savaşa dayalı ağır sanayi kurmak Hilafete farzdır. Bunu ordumuzu gelişmiş silahlar ile donatmak için yapacaktır.
وَأَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَآخَرِينَ مِنْ دُونِهِمْ لاَ تَعْلَمُونَهُمُ اللَّهُ يَعْلَمُهُمْ “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihat için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah’ın düşmanını korkutursunuz.”[Enfal 60] Mevcut yöneticiler ise 40 yıldır sadece “hazır giyim endüstrisi”kurdular. Savaşa dayalı ağır sanayi, güçlü ordu inşa edecektir. Ayrıca bu ağır sanayi, araba endüstrisi, tarım aletleri için makine endüstrisi ve kozmetik endüstrisi gibi diğer sanayi ile bağlantılı olacaktır. Bu otomatik olarak büyük varlıkların yabancı ülkelere drenajını önleyecek ve gençlerimiz için büyük istihdam oluşturacaktır.
İkincisi: Hilafet, Müslüman ülkeleri birleştirecektir. Önce bu bölgedeki Pakistan, Endonezya, Malezya ve diğer ülkeleri birleştirecek, sonra İslam dünyasının geri kalanını tek bir üniter devlet kurmak için Hilafet altında bütünleştirecektir. Üniter devlet, kaynakları ve silahlı kuvvetleri halklarla buluşturacaktır. Bu da Hilafeti müthiş bir güç haline getirecektir. Özellikle şu anda ümmetin vahdeti mümkün ve uygulanabilir bir realitedir. Şu an Endonezya’dan Şam’a kadar Müslümanların Hilafet altında yaşamaya dair güçlü isteklerine tanık oluyoruz.
Üçüncüsü: Hilafet, Hindistan’ı İslam’ın egemenliği altına alacaktır. Şu anki rejim, Bangladeş’i Hindistan’a itaatkâr bir devlete dönüştürdü. Hilafet ise bu durumu tersine çevirecektir. Başlangıçta olmasa da bu bölgedeki Müslüman ülkelerin birleşmesinden sonra Hilafet, Hindistan’ı İslam’ın egemenliği altına alacaktır. Böylece Hint saldırganlığı kalıcı olarak sona erecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
عِصَابَتَانِ مِنْ أُمَّتِي أَحْرَزَهُمَا اللَّهُ مِنْ النَّارِ عِصَابَةٌ تَغْزُو الْهِنْدَ، وَعِصَابَةٌ تَكُونُ مَعَ عِيسَى بْنِ مَرْيَمَ عَلَيْهِمَا السَّلَام “Ümmetimden iki müfreze vardır ki, Allah onları ateşten korur. Biri, Hint ile gaza eden; diğeri ise Meryem oğlu İsa Aleyhisselam ile birlikte bulunan müfrezedir.”Hilafet, Hindistan’ı otoritesi altına aldığında bu bölgenin bir numaralı devleti olacaktır.
Dördüncüsü: Hilafet, Haçlı Amerika’nın küresel egemenliğini yok edecektir. Amerikalılar, uluslararası ilişkilerde gerilemek üzeredir. Amerikalı yazar David S Mason, Amerikan Yüzyılının Sonu başlıklı kitabında Amerika’nın şu anki küresel durumunu bu sözleriyle özetlemektedir:
“Amerika, 50 yıldır süregelen küresel liderlik ve hâkimiyeti döneminin sonuna gelmek üzeredir. Ülke, ekonomik açıdan iflasın eşiğinde. Biz, politik, ekonomik ve sosyal üstünlüğümüzü kaybettik... Dolayısıyla bu, hem ABD, hem de dünyanın geri kalanı için dünya tarihinde küresel değişimin işaretleridir.” Bu şartlar altında Amerikan egemenliğine meydan okumak ve belini kırmak hiç de zor bir mesele değil. Hilafet, ABD’ye meydan okuyacak, küresel politika ve ekonomik düzen yeniden şekillenene kadar her yerde Amerika’yı adım adım takip edecektir. Böylece Hilafet, lider devlet olacak ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu müjdesi gerçekleşecektir:
إنَّ اللهَ زَوَى لِي الْأَرْضَ فَرَأَيْتُ مَشَارِقَهَا وَمَغَارِبَهَا، وَإِنَّ أُمَّتِي سَيَبْلُغُ مُلْكُهَا مَا زُوِيَ لِي مِنْهَا “Allah yeryüzünü benim önüme dürdü, koydu. Bana dünyanın doğusunu ve batısını gösterdi. Bana gösterdiği bütün memleketlere ümmetim sahip olacaktır.”[Müslim]
Ey Müslümanlar!
Hilafet dünyada sadece refah ve yüksek statü kazanmak için değil, ayrıca âlemlerin Rabbinin ferman buyurduğu bir farzdır. Bu nedenle bu görevi yerine getirmek için size bir çağrıda bulunuyoruz. Hilafet sistemi dışında bir yönetim sistemi altında yaşamak ve yönetilmek Müslümanlara haramdır. Müslümanlar, uzun süre Hilafet sisteminden başka bir sistem altında yaşamadılar ve ondan başkasıyla yönetilmediler. Hilafet sisteminden başka bir sistem altında yaşamak, cahiliye yaşamı olur ve böyle bir sistem altında ölmek de cahiliye ölümü olur yani günahkâr olur. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً “Kim, boynunda biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür.” [Müslim]
Ey kuvvet ehli!
Allah Subhânehu ve Teâlâ, dünyada egemen yaşam biçimi olsun diye İslam’ı gönderdi.
هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَىٰ وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ “Müşrikler istemeseler de dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O’dur.” [Tevbe 33]
Müslüman ordunun subayları olarak İslam’ı iktidara taşımak ve dünyada İslam’ın sancağını dalgalandırmak sizin görevinizdir. Çünkü sahip olduğunuz maddi güç nedeniyle buna muktedirsiniz. “Kılıç onurdur”söylemi, el-Aksa işgalcileri ile görüşen yöneticilerin küfür rejimine hizmet ederek onursuzluk kaynağı değil, sizin için onur kaynağı olmalıdır! Bu sizin kanınızı kaynatmıyor mu? Az bir dünyevi yarar uğruna daha ne kadar Batılı sömürgeciler ve müşrik Hindistan’ın bir aracı olarak kullanılacaksınız? İnsanların kendi ülkesinde mülteci durumunda olduğunu görmüyor musunuz? Ümmeti bu tiranlık ve sömürge sisteminin boyunduruğundan kurtarıp zafere götürmek sizin elinizdedir. Haydi, bu topraklarda İslam’ı muzaffer kılmak için yürüyün. Hadi Müslümanları saldırgan Yahudilerden, müşriklerden, Amerikalılardan ve Avrupalılardan kurtarmak için ileri atılın.
Ey samimi subaylar!
Bu rejimi devirmek için yürüyün ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilâfeti kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. O zaman Mükâfatınız cennet olacaktır İnşaAllah. Zira Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, ilk Raşidi Hilâfeti kurmak için kendisine nusret veren Ensar’a cenneti vaat etmiştir.
جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ آبَائِهِمْ وَأَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ “(O yurt) Adn cennetleridir; oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından Salih olanlarla beraber girecekler, melekler de her kapıdan onların yanına varacaklardır.”[Rad 23]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilâyeti
H. 12 Ramazan 1437
M. Cuma, 17 Haziran 2016