Cuma, 25 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Rohingya Müslümanlarının Kurtuluşunun Tek Yolu Arakan’ı Yeniden Hilafetin Şemsiyesi Altına Almaktır

Ey Onurlu Müslümanlar! Ey Samimi ve Onurlu Ordu İçindeki Subaylar!

Rohingya Müslümanlarının Kurtuluşu İçin İvedilikle Hizb-ut Tahrir Liderliğinde Hilafeti Yeniden Kurun

Felaketimiz oldukça büyük... Acımız alabildiğince ciddi... Tüm dünyanın özellikle biz Bangladeşli Müslümanların gözleri önünde Rohingya Müslümanları aşağılanıp alçakça katlediliyor, Rohingyalı Müslüman bacılarımızın onuru ayaklar altında çiğneniyor. Gecenin sessiz ve sakinliğinde Rohingyalı Müslüman kardeşlerimizin çığlıklarını duyuyoruz... Yaralandıklarını, evleri üzerinde ateş dumanlarının yükseldiğini görüyoruz, onurlarının alçakça çiğnendiğine tanık oluyoruz. Kimsenin onların imdadına yetişmediğini korku ve şok içinde izliyoruz!

Ey Müslümanlar! İslam’ın, Burma yani Myanmar’a Halife Harun Raşid döneminde M. 788 yılında girdiğini hatırlatmak isteriz. Yüzyıllar boyunca dünyaya liderlik eden İslam Hilafeti ve İslam’ın üstünlüğü, adaleti ve dürüstlüğü sayesinde tüm Burma’da İslam yayılmaya başladı. Arakan bölgesi 1430-1784 yılları arasında 350 yıldan fazladır Müslümanlar tarafından yönetildi. Daha sonra cahil İslamofobi Budistler tarafından işgale maruz kaldı, nefretleri yüzünden kenti yakıp yıktılar. Müslümanları katlettiler, kanlarını akıttılar. Onların kin ve husumetlerinden en büyük payı bilginler ve davetçiler aldı. Ayrıca Müslümanların mallarını yağmaladılar, camiler ve okullar gibi İslami eserleri yok ettiler. Daha sonra küresel sömürgeciler özellikle İngiltere bu stratejik ve kaynak zengini ülkeyi kolonize etti. Müslümanlar İngiliz destekli acımasız Budistlerin eliyle bir kez daha korkunç katliama maruz kaldılar, kendi topraklarından sınırdışı edildiler. Formaliteden bağımsızlık verildikten sonra İngiltere bazen doğrudan bazen de Hindistan’daki ajanları üzerinden Burma üzerindeki hegemonyasını sürdürdü. İslam karşıtı ve Çin’i çevreleme politikaları nedeniyle Arakan “dünyanın jandarması” Amerika için vazgeçilmez hale geldi. Amerika özellikle Modi yönetiminde Çin’in rakibi ve İslam düşmanı müttefiki Hindistan ile (İngiliz karşıtı tutumu nedeniyle babası öldürülen) Nobel ödüllü Aung San Suu Kyi kullanarak bölgede nüfuzunu genişletmek için çalışıyor. İşte yine Rohingya Müslümanları pervasız Budist rahiplerinin ve kâfir emperyalist güçler Amerika-Hindistan-İngiltere çatışmasının kurbanıdır. Arakan, Müslüman ülkesidir ve Müslümanlara bu toprakların her santimini kurtarmak farzdır. Bu nedenle ikinci Raşidi Hilafeti kurup Arakan’ı Hilafet Devletine ilhak etmek, oradaki Müslümanları kâfir-müşrik emperyalistlerin pençesinden kurtarmanın tek yoludur.

Ey Müslümanlar!

Rohingya Müslümanlarını Bangladeş’e sığınmacı olarak kabul eden Şeyh Hasina’nın gecikmiş bu “insani müdahalesi” gerçek bir çözüm değildir; daha doğrusu Batı komplosunun bir parçasıdır. Bu sorunun çözümünde İslam ve Müslümanların düşmanı olarak bilinen Hindistan ve Amerika’dan yardım dilenmek “sürüyü kurtlara emanet etmek” ile eşdeğerdir. Şeyh Hasina, Rohingya Müslümanlarının kurtarıcısı değil, emperyalist kâfir-müşrik ABD, Hindistan ve Birleşik Krallık’ın bir maşasıdır. Oysa sevgili Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يُسْلِمُهُ“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu yardımsız bırakmaz” [Müslim] Şeyh Hasina, onları yüz üstü bıraktı ve bunun yerine Myanmar’ın güvenliği hakkında endişe ettiğini dile getirdi. Soykırımcı Myanmar ordusu ile ortak “anti-terör operasyonları” düzenlemek amacıyla Myanmar hükümetine resmi bir öneri sundu. Hindistan gibi “terörist” Rohingyalılara karşı Myanmar ile ortak hareket edeceğini ve Amerika gibi de Myanmar ile askeri işbirliğini artıracağını söyledi. Keşmir Müslümanlarına karşı işlenen vahşette İslam düşmanı müşrik Hindistan safında yer alan, ellerini Bangladeş Müslümanlarının kanına bulayan, ülkedeki emperyalist efendileri adına İslam ile mücadelede ve kalkanımız olan Hilafetin yeniden dirilişini önlemek için elinden gelen çabayı harcayan Hasina’dan bundan daha iyi ne bekleyebiliriz ki?

Ey Müslümanlar!

İslam dünyasındaki yöneticilerden veya sözde İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan ne bekleyebiliriz ki? Hain yöneticiler, İslam ve Müslümanlar ile mücadele etmek için Suudi liderliğinde 34 ülkeden oluşan askeri ittifaka Amerika tarafından verilen talimat nedeniyle tereddütsüz katıldılar. Ama Filistin, Suriye, Afganistan, Keşmir veya Arakan Müslümanlarını kurtarmak için milim dahi yerlerinden kıpırdamadılar. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.” [Enfal 72] Yoksa hain yöneticiler, mazlumların yardımına koşmak için cihat farziyetinden habersizler mi? Hayır, elbette ki değiller, ancak Allah’ın emrini göz ardı edip sömürge çıkarlarını korumak için kendilerini yönetici olarak atayan sömürgeci efendilerinin komutlarını takip ediyorlar. Gayrimeşru işgalin sürdürülmesi ve Müslüman ülkelerin kaynaklarının sömürülmesi için askerlerimizi BM barış gücüne gönderirken, Müslüman oldukları için zulüm gören insanları korumak amacıyla ordularını kışladan dahi dışarı çıkarmıyorlar. Hatta komşu ülkelere bile göndermiyorlar, zira Müslümanlar zerre kadar umurlarında değil. Mevcut Pakistan yöneticileri, nükleer güce sahip güçlü Pakistan ordusunu Rohingyalı Müslüman kardeşlerini kurtarmak için seferber etmeleri gerekirken, Myanmar ordusunu güçlendirmek için Myanmar’a çok fonksiyonlu JF-17 Thunder savaş uçağı sattılar ve üçüncü nesil savaş jetinin inşası için de mutabakat zaptı imzaladılar. Ey Müslümanlar! İşlerimiz Yahudiler, müşrikler ve Hıristiyanlar gibi İslam’a ve Müslümanlara karşı savaşan böyle ajan yöneticilere kalmıştır.

Ey Müslümanlar!

Uluslararası camia, kesinlikle bu kriz için çözüm değildir, aksine Rohingya krizinin başlıca nedenidir uluslararası toplum. Myanmar’daki askeri cunta, sadece son zamanlarda değil, İslam yönetiminin yıkılışından beri ya doğrudan ya da dolaylı olarak Müslümanları katledip işkence yapan bağnaz Budistlerin baş destekçisi İngilizlerin hâlâ sadık dostudur. Siyasi kurnazlık ustası İngilizler, Burma’daki askeri cuntayı Amerika’nın Myanmar’a sızmasına engel olmak ve desteklerini almak için Rusya ve Çin’e yakınlaştırdı. Çin, Müslümanları sürgün ederek Rakhine eyaletinde özel ekonomik bölge kurarken, Rusya da iç işlerine karışılmasını kınayan Myanmar’ı desteklemektedir. Sincan Uygur, Çeçenistan ve Keşmir Müslümanlarını acımasızca katleden ve baskı yapan Çin, Rusya ve Hindistan’dan Rohingya Müslümanlarının sorunlarını çözme talebi, ya cehalettir ya da aldatmaktan başka bir şey değildir. Irak, Afganistan, Suriye ve tüm dünyada Müslümanlar katili Haçlı ABD, müttefiki Modi hükümeti ile işbirliği yapıyor ve bu stratejik bölge üzerinde bölgesel kontrolü sağlamak için Demokrasinin Altın Kızı sözde Nobel ödüllü Aung San Suu Kyi kullanıyor. 16 Temmuz 2017’de Bengal Körfezi’nde Hindistan, Japonya ve ABD’nin ortak “Malabar 2017” deniz tatbikatı yaptıklarını da unutmamak gerek. Müslümanlar söz konusu olduğunda her daim sözde BM ve “uluslararası toplum” proaktif eylemler icra etmeksizin ya sadece içi boş kınamalar ile yetiniyorlar ya da İslam ümmetini daha fazla boyunduruk altına almak ve kirli sömürge çıkarlarını gerçekleştirmek için eyleme geçiyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

  إِن يَثْقَفُوكُمْ يَكُونُواْ لَكُمْ أَعْدَآءً وَيَبْسُطُواْ إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ وَأَلْسِنَتَهُمْ بِالسُّوءِ وَوَدُّواْ لَوْ تَكْفُرُون“Şayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düşman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardır. Zaten inkâr edivermenizi istemektedirler.” [Mümtehine 2]

Ey Onurlu Müslümanlar!

Ümmeti Muhammed, mülteci ümmeti değildir. Öyle ki son birkaç yıldır Rohingya Müslümanları saldırıya uğramakta, sonra da sığınmak için umutsuz yolculuklar yaparak belirsiz hedefe doğru yol almaktadır. Kaçarken de Bengal Körfezi ya da Naf Nehri’nde boğulmaktadır. Ya da yardım umudu olmadan açık havada sefil bir yaşam sürerek devletsiz kalmaktadır. Pratik gerçek çözüm, Müslümanlara şeref ve haysiyetini yeniden kazandıracak olan Hilafet Devletini tekrar kurmaktır. Rohingya Müslümanlarını korumak ve kurtarmak için yapılması gereken şey, Arakan’ı düşman Myanmar rejimi ve haydut Budist rahiplerden kurtarmak ve cihat etmek için Hilafet liderliğinde Bangladeş ordularını seferber etmektir. Bangladeş’teki rejimin imdada yetişmesi gerçeklik değil, tamamen hayal ürünüdür. Bu rejimden (veya BM ya da uluslararası toplumdan) yardım dilenmek yerine yapmanız gereken şey, subaylardan bu rejimi ortadan kaldırma ve Hilafeti kurmak için yönetimi Hizb-ut Tahrir’e devretme talebinde bulunmaktır. Mitingler ve gösterilerde yapmanız gereken çağrı budur. Hükümete değil kışlalara çağrı yapmalısınız. Ve bu çağrıyı tanıdığınız subaylara, aile üyesi, akraba ve arkadaşınız olan subaylara iletmelisiniz. Onlarla bir araya gelin ve harekete geçmeleri için onlara baskı yapmakla kalmayarak baskıları artırın. Hilafeti kurmak, sorunu kökten çözecektir ve etkili uzun süreli bir çözümdür. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ“Gerçekten de, İmam bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” [Müslim]

Ey samimi ve onurlu ordu içindeki Subaylar!

Biz, Rohingyalı Müslüman kardeşlerinizin acı ve sefaletine tanık olduğunuz için kanınızın kaynadığına inanıyoruz. Ve Rohingya sorununun, mücrim devlet ile müzakere yoluyla değil, yaraşır askeri misilleme yaparak çözüleceğinin farkında olduğunuzu düşünüyoruz. Tereddüt etmeniz, bu sorunu sözde uluslararası toplumun çözeceğini düşünmenizden kaynaklanıyor. Ya da kışlalarda sizi zincirlere vuran, kardeşlerinizi kurtarmak için seferber olmanıza izin vermeyen Şeyh Hasina’dan korkuyor olmalısınız. Korkmayın ve uluslararası düzen veya Şeyh Hasina’yı da sakın kale almayın. Tersine Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu emrine sımsıkı sarılın:

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيرًا“Size ne oluyor ki Allah yolunda ve çaresizlik içinde bırakılan: “Ey büyük Rabbimiz! Ahalisi zalim olan şu memleketten bizi kurtarıp çıkar. Rabbimiz! Tarafından bir sahip gönder, katından bir yardımcı yolla!” diye yalvarıp yakaran bir kısım erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda düşmanla çarpışmıyorsunuz?” [Nisa 75] Rohingya Müslümanlarının çaresizliği ve sefaleti bize 1924 yılında yıkılan ve İslam dünyasının kalkanı olan Hilafet Devleti sonrası Müslümanların kanının tekrar tekrar nasıl da ucuz olduğunu göstermiştir. Bize zorla dayatılan lanetli ulus-devlet sistemi, sizi küçücük toprak parçasına hapsetmiştir. Sağır kulaklarınız bile Rohingya’nın durumundan haberdardır. Öte yandan eğer şuan Muhammed bin Kasım olsaydı Arakan Müslümanlarını kurtarmak için sizi prangalarınızdan kurtarırdı. Farkındasınızdır, siz maddi güce sahipsiniz. Bu gücü Şeyh Hasina’yı ilelebet tarihe gömmek ve Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması için yönetimi Hizb-ut Tahrir’e devretmek için kullanmalısınız. O zaman Halife, Allah’ın emrettiği gibi Rohingyalı kardeşlerinizin kurtuluşu için size cihadı emredecek, Arakan’ı kurtarıp yeniden Hilafetin şemsiyesi altına sokacaktır. Bilin ki eğer doğru yönde adım atmazsanız, o zaman mazlum Arakan Müslümanları size bu dünyada lanet edecek, Kıyamet günüde aleyhinize tanıklık yapacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

  إِلَّا تَنْفِرُوا يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَيَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْئًا وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ“Eğer sefere çıkmazsanız, sizi acı bir azap ile azaplandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” [Tevbe 39] Bilin ki bu yolculukta yalnız değilsiniz. Raşidi Hilafet için kamuoyu oluşturma yolculuğunda Hizb-ut Tahrir üyeleri tüm İslam dünyasında harıl harıl çalışmaktadır. Ümmet de Hilafet Devletinin doğuşunu arzu ve iştiyakla beklemektedir. Ayrıca Müslüman ülkelerde emperyalist zincirleri kırarak ümmetin yanı sıra size katılmak isteyen samimi subaylar da bulunmaktadır.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ“Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” [Nur 55]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilâyeti


H. 26 Zilhicce 1438
M.  Pazar, 17 Eylül 2017

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER