بسم الله الرحمن الرحيم
Danimarka’nın Peçe Yasağı Haçlı Seferi Devam Ediyor
Ülkedeki Müslümanların haklarını kısıtlama yanlısı politikalar benimseme arzusunun bir sonucu olarak Danimarka hükümeti, Sosyal Demokratlar ve diğer partilerin de desteğiyle peçe yasağı projesi için siyasal çoğunluğa ulaşabildi.
Yasa ilk kez 19 Nisan 2018’de tartışıldı. Yasanın ismi ve uygulanması konusunda garip ve tuhaf bir tartışma yaşandı.
İmamlar yasası ve özel İslami okullara karşı yasal kısıtlamalardan sonra peçe yasağı yasası, Müslümanlara yönelik alınan bir dizi yasal önlemlerin en sonuncusudur. Bu nedenle peçe yasağı yasası, hükümetin İslam ve Müslümanlar karşıtı eğiliminin bir parçasıdır. Hükümet, kamuoyuna yanlış ve hatalı fikirler enjekte etmeyi, İslam ve Müslümanlar hakkında ürkütücü bir portre çizmeyi amaçlıyor. Önde gelen politikacıların, İslam ve Müslümanlara karşı yürüttükleri suçlama ve saldırılarda bunu açıkça görmek mümkün.
Peçe yasağı, Müslümanlardan sadakat yemini isteyen anayasa ve liberalizmin değerlerine açıkça aykırı olmasına rağmen politikacılar, uygarlık savaşını sürdürüyorlar. Uygarlık yenilgilerinin bir ifadesi olsa gerek ki politikacılar, kadınlara özgür iradeleriyle giydikleri giysiyi çıkartmak için totaliter polis rejimine doğru adım adım ilerliyorlar. Bu, kadınları istemedikleri bir şeyi yapmaya zorlamaktır.
Yasada açıkça belirttikleri “zorlama ile mücadele” ve “sosyal kontrol” argümanına gelince, açıkça bir yalandır. Çünkü mevcut yasaya göre başkalarını belirli bir giysi giymeye zorlamak yasaktır. Buna ek olarak önceki hükümetin, 2009 yılında kurduğu Peçe Komisyonu, Danimarka’da peçe takan kadınların, hatta çoğu zaman ebeveynlerinin karşı çıkmasına rağmen kendi istekleri ile peçe taktıklarını belirtti. Bu nedenle Danimarka’da tek bir kadının bile zoraki peçe taktığını gösteren hiçbir kanıt yoktur. Aksine Danimarka hükümeti, Müslüman kadına dini giysi giyme hakkını yasaklamak için sosyal kontrol ve zorlama unsurunu bir baskı aracı olarak kullanmak istiyor.
Peçe yasağının arkasındaki tek neden, siyasetçilerin peçeyi İslami bir sembol olarak görmeleridir. Buna göre bu yasa, bu ülkede yaşayan bütün İslami topluluklara bir saldırı teşkil etmektedir. Dahası İmamlar Yasası’ndan sonra da görüldüğü gibi politikacılar, bu yasanın kabul edilmesinden hemen sonra yeni bir yasak için harekete geçeceklerdir. Eğitim kurumlarında namaz kılma veya İslami okulları ya da başörtüsü yasaklanabilir. Peçe yasağı yasa tasarısının daha mürekkebi kurumadan Danimarka Halk Partisi, kamu sektörü çalışanları ve kız öğrenciler için başörtüsünü yasaklama önerisi getirdi.
Ey Müslümanlar!
Danimarka’nın İslam ve Müslümanlara karşı yürüttüğü Haçlı seferi, Avrupa’nın genelinde var olan eğilimin bir yansımasıdır... Peçe yasağı kararı alan iki Avrupa (Fransa ve Belçika) mahkemesi, yasanın “gerekli” olduğunu belirtti.
2017 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Belçika’nın peçe yasağı kararına ilişkin yaptığı açıklamada, demokratik bir toplumda bir “zorunluluk” olduğunu belirtti. Üstelik bu tür kararlar, Avrupa ülkelerini yasalar yoluyla İslami kimlikle daha fazla mücadeleye teşvik ediyor. Yasaların genel bir şekilde yazıldığı ve gerçek isimleriyle anılmadığı bilinen bir şeydir.
Peçe yasağının “yüzü örten şeylerin yasaklanması” ve imamlar yasasının da “vaizler yasası” olarak adlandırılması, bu yasaların gerçeğini veya ardındaki niyetleri değiştirmez. Yasalar, Müslümanlara yöneliktir ve terennüm ettikleri insan hakları yasaları ve anayasalarına aykırıdır. Yasal kılıflar ve isim değişikliği, politikacıların kendi liberal değerlerine ve anayasalarına olan güvensizliklerini ifşa etmektedir. Aynı zamanda da Müslümanlardan, ihlal ettikleri anayasa ve görmezden geldikleri özgürlük değerlerine uymalarını istedikleri için ikiyüzlülüklerini açığa çıkarmaktadır.
Ey Müslümanlar!
Allah Subhânehu ve Teâlâ, birbirimize sımsıkı bağlı tek bir beden olmamızı bize farz kıldı. Batıda karar alıcılar, İslam’ın Batı toplumlarında büyük bir ağırlık teşkil etmesinden sonra başarısızlık ve korkularının bir ifadesi olarak yasak üstüne yasak getiriyorlar. İslam’ın kendisini bir tehdit olarak gördükleri için vatandaşlarını Müslümanlara karşı kışkırtıyorlar. Müslümanları toplumlarına asimile edemeyen ve onlarca yıldır Müslümanları İslami kimliklerini terk etmeye ikna edemeyen Batıdaki karar alıcıların, şimdi kararlı bir şekilde yasak ve zorlama eğilimini benimsediklerini görüyoruz. Bu eğilim, karar alıcıların değer ve ideolojilerini sürekli ihlal ettiği için Batı uygarlığının ortadan kalkmasına yol açacak, Batılı toplumların üzerine kurulu olduğu temellere olan güveni sarsacaktır.
Müslümanlar olarak görevimiz, Batının çürük ve aldatıcı özgürlük ideolojisini reddedip İslamiyet’e sadık kalmaktır. Hep birlikte İslam karşıtı peçe yasasını reddetmeliyiz. Müslüman topluluğa karşı atılan bu kapsamlı adımdan hiçbir şekilde etkilenmemeliyiz.
Hizb-ut Tahrir olarak biz, tüm Müslümanları özellikle de İslami örgütleri, Müslüman temsilcileri ve cami başkanlarını İslam’ın her parçasına sadık kalmaya, bu ve benzeri İslam karşıtı her yasayı reddetmeye çağırıyoruz.
Ayrıca İslam’la mücadele eden siyasetçilerle bir araya gelemeyiz, çünkü ortak bir zemin ya da ortak paydalarımız yok. Aksine protesto etmek, reddetmek ve siyasi muhalefet sergilemek görevimizdir.
Ey Müslümanlar!
Dosdoğru değerlerinize ve Şeriatınızın asil hükümlerine sımsıkı sarılın ve Rabbinizin yoluna hikmetle davet edin.
يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآخِرَةِ وَيُضِلُّ اللَّهُ الظَّالِمِينَ وَيَفْعَلُ اللَّهُ مَا يَشَاءُ“Allah Teâlâ sağlam sözle iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar.”[İbrahim 27]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Danimarka
H. 18 Şa'bân 1439
M. Cuma, 04 May 2018