بسم الله الرحمن الرحيم
Hizb-ut Tahrir, Ramallah Otoritesiyle Yaptığı Siyasî Anlaşma Hususunda Hamas'a Bir Nasihatte Bulundu
2011 geçen Mayıs ayının biri ve ikisi olan pazar ve pazartesi günü Hizb-ut Tahrir / Filistin heyetleri, Hamas Hareketi'nin Batı Şeri ve Gazze Şeridi'ndeki bazı ileri gelen şahsiyetlerine gittiler. Söz konusu heyetler, Ramallah Otoritesi ile imzalanması planlanan Siyasî Anlaşma hususundaki Hizb-ut Tahrir / Filistin'in nasihat mektubunu Hamas Hareketi'ne teslim ettiler.
Mektubu alan kişilerden bazıları mektubu, internet üzerinden yayınladılar. Bunun ışığında içeriği aşağıdaki şekilde olan mektubun tam metnini yayınlama kararı aldık:
بِسْـــمِ اللهِ الرَّحْمٰـــنِ الرَّحِيـــم
SallAllahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurdu: الدّينُ النّصِيحَةُ. قُلْنَا: لِمَنْ؟ قَالَ: لله وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأَئِمّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامّتِهِمْ "Din nasihattir. Dedik ki: Kim için? Dedi ki: Allah için, kitabı için, resulü için, Müslümanların imamları için ve bütün Müslümanlar için"
Hamas Hareketindeki Kerim Kardeşlerimiz! Allah, Sizleri İtaatiyle Şereflendirsin;
Es-Selamu Aleykum ve Rehmatullahi ve Berakatuh;
Ve Ba'd;
Konu: "Uzlaşı" Adlı Siyasî Anlaşma
Sizlerin "Filistin Uzlaşısını" imzalamak üzere Kahire'ye gitmek için hazırlandığınızı görünce bu nasihati sizlere yazdık. Sizler, bunu sırf bir uzlaşı olmanın ötesinde Filistin meselesinin geleceğiyle doğrudan ilgili olan siyasî bir anlaşma olarak gördüğünüze göre Allah katında temize çıkmak maksadıyla Allah'tan kalplerinizi hayır olan şeylere açmasına ve bu mektubu hakkıyla tedebbür etmenize duacı olmak üzere sizlere bu nasihatle hitap etmeyi kendimiz için bir borç bildik. Zira mesele önemli ve ciddidir. Size olan nasihatimizi, aşağıdaki noktalarda özetledik:
1- Sizler, bunu sırf bir uzlaşı olmanın ötesinde Ramallah Otoritesiyle olan siyasî bir anlaşma ve FKÖ'nün mukaddes arz olan Filistin'i heba eden teslimiyetçi çözümlerdeki gidişatını takip etmeye dönük temel bir ön şart olarak görmektesiniz. Uzlaşma, aranızdaki nefretin, kinin ve kara kedilerin yok olması, birbirinizi öldürmeyi ve işkence etmeyi bırakmanız demektir. Uzlaşmanın manası işte budur. Ancak sizler, bunun ötesine geçerek uzlaşıyı, tehlikeli bir siyasî anlaşma için kılıf edindiniz ve bu tehlikeli siyasî anlaşmayı, "uzlaşı" olarak isimlendirdiniz. Dolayısıyla sizi, Allah'a karşı sakındırıyor ve Allah'a karşı masiyetin akıbeti hususunda uyarıyoruz.
2- Bizler Müslümanın kanının her damlası için hırs gösteriyoruz. Zira Resul-il Kerim [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur: مَنْ أَشَارَ إِلَى أَخِيهِ بِحَدِيدَةٍ فَإِنَّ الْمَلَائِكَةَ تَلْعَنُهُ حَتَّى يَدَعَهُ وَإِنْ كَانَ أَخَاهُ لأَبِيهِ وَأُمِّهِ "Kim, bir demir (çubukla) kardeşini gösterirse onu bırakıncaya kadar melekler ona lanet eder. Gösterdiği kardeşi, babası ve annesi olsa bile." Nitekim sizler ile Fetih/Ramallah Otoritesi arasında vuku bulan iç çatışmalar sırasında heyetler göndererek hem sizler hem de onlarla bağlantıya geçmek yoluyla akan kanları durdurmaya çalıştık ama buna gücümüz yetmedi.
3- İki otoritenin, siyasî adımlarına zemin oluşturmak için siyasî söylemlerinde birbirine karıştırdıkları bazı meseleler vardır ki bunlar: yukarıda değindiğimiz (uzlaşı ve siyasî anlaşmadır.) Keza (iç çatışma ve bölünmüşlük) meseleleri de böyledir. İç çatışmaya gelince; bunun Müslümanlar arasında vuku bulmasını büyük bir cürüm olarak görmekteyiz ve iç çatışma vuku bulduğunda da durdurmak için büyük çaba harcadık.
Bölünmüşlük ise şu iki husustan ibarettir:
Birinci Husus: Batı Şeria ile Gazze arasındaki coğrafî bölünmüşlük olup bu vardır ve Filistin Otoritesinin ortaya çıkmasından bu yana da var olmuştur. Bunun çözümü, Batı Şeria ile Gazze'nin arasını ayıran varlığın, yani Yahudi varlığının ortadan kaldırılmasıdır. Bu ise orduların işidir. Ümmet ise bugün son zamanlarda ortaya çıkan ayaklanma ve şahadet ruhunun gölgesinde orduları seferber etmeye geçmişten daha yakındır.
İkinci Husus: İki otorite arasındaki siyasî bölünmüşlüktür. Bu ise her iki otoriteye hakim olan siyasî düşünceden kaynaklanmaktadır. İki otorite arasındaki siyasî düşüncenin yakınlaşmaya başladığını görmekteyiz. Ne üzücüdür ki bu yakınlaşma, İslam esasına değil de büyük devletlerin istediği siyasî vakıaya göre bir arada yaşama esasına dayalı bir yakınlaşmadır.
4- Filistin halkının içerisinde ise bir bölünmüşlük yoktur. Zira Filistin halkı, kardeşlik ve uyum içerisinde yaşamaktadır. İslam yönetiminin ortadan kalkması ve Yahudi işgalinden sonra hayatlarının safiyetlerini iki otoritenin ve örgütün tahrik ve kışkırtmalarından başka hiç bir şey bulandıramamıştır. Aralarındaki siyasî tartışmalar şeri hüccet ve delil çerçevesinde olduğu sürece Filistin halkının veya diğer İslam halklarının arasında siyasî anlayış ve görüş farklılığının olmasının bir zararı yoktur. Zira maddî eylemlere, cana ve mallara saldırmanın yanı sıra silahlı çatışmalara tahrik ve teşvik etmek şeran caiz değildir. Bilakis bir cürüm sayılır: كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ دَمُهُ وَمَالُهُ وَعِرْضُهُ "Bir Müslümanın kanı, malı ve namusu diğer Müslümana haramdır." İki otoritenin istemesi halinde bunun çözümü oldukça kolay ve basittir. Yapmaları gereken tek şey, maddî eylemlere, canlara ve mallara saldırmaya tahrik ve teşvik etmeyi bırakmalarıdır.
Yukarıda zikrettiğimiz üzere siyasî bölünmüşlüğe gelince; Bin defa siyasî bölünmüşlük, Filistin hususunda ifrat yolunda ittifak etmekten daha hayırlıdır.
5- Mukaddes Filistin arzı, Allah katında örgütlerden ve çıkarlarından daha değerlidir. Bu nedenle Filistin'i denizden nehre kadar kurtarma -ki görünen bunun aksidir-, Filistin meselesini aslına döndürme ve orduların onun kurtuluşu için yardım etmesi esasına dayanan bir uzlaşı olursa Allah'ın ve resulünün sevdiği bir amel olur. Fakat çözüm projelerine göre hareket etme -ki görünen budur- esasına dayanan bir uzlaşı olursa FKÖ'nün başlattığı, otoritenin takip ettiği ve maazAllah Hamas'ın da bunlara katılmasından korktuğumuz tavizler yolculuğunun yeniden başlamasına dönük bir hazırlık sayılır. Bu bağlamda sizlere, uzlaşının baş harflerle imzalanmasının ardından başmüzakereci Saib Erekat'ın şu açıklamasını hatırlatırız: "Filistin uzlaşısı, barış ve demokrasiye temel giriş sayılır. Uzlaşı olmadan başkanlık ve parlamento seçimlerinin veya Filistin vatani meclis seçimlerinin yapılması ve uzlaşının başarısına bağlı olan 1967 sınırları üzerinde iki devletli çözüme ulaşılması imkansızdır." Filistin Otoritesi Başkanı Mahmud Abbas da dahil otoritenin erkanından birçoğu, Dr. Zehar'ın bazı açıklamalarına şu şekilde cevap verdiler: "...Hamas ve Fetih hareketlerinin anlaşmasının akabinde ehil kişilerden (teknokratlardan) oluşturulması düşünülen yeni hükümetin görevi, önümüzdeki seçim hazırlıklarını yapmak ve Gazze Şeridi'ni yeniden imar etmektir. Siyasî durum ise FKÖ'nün ve başkanının ihtisaslarından olup hükümetin yetkilerinden değildir." Dolayısıyla bu ve benzeri açıklamalar, Hamas'ın FKÖ ve Ramallah Otoritesinin mübarek arz hususunda ifrata kaçmasını onaylayan İslamî bir mühür olacağını göstermektedir. O halde cihadınızın ve şehitlerinizin semeresinin bu olmasını ister misiniz?
6- Ey kardeşlerimiz şunu iyi biliniz ki ne FKÖ ne Filistin Otoritesi ne Hamas ne de tamamınız Filistin hakkında müzakere yapmaya ve Filistin meselesinin çözümünde hareket etmeye yetkilisiniz. Zira bu, tüm Müslümanların meselesidir. Hamas'ın, FKÖ ve Ramallah Otoritesinin -devletlerarası gizli işbirliği sayesinde- Filistin meselesini, Allah göstermesin gerçek sahiplerinin (Müslümanların) ellerinden kaçırmasına ortak olmasını bir yana bırakın bunu sürdürmelerine yardımcı olması bile caiz değildir.
وَاتَّقُوا يَوْمًا تُرْجَعُونَ فِيهِ إِلَى اللَّهِ ثُمَّ تُوَفَّى كُلُّ نَفْسٍ مَا كَسَبَتْ وَهُمْ لا يُظْلَمُونَ "Allah'a döndürüleceğiniz, sonra da herkese hak ettiğinin eksiksiz verileceği ve kimsenin haksızlığa uğratılmayacağı bir günden sakının." [el-Bakara 281]
Allahım tebliğ ettik şahit ol.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
H. 28 Cumâde’l Ûlâ 1432
M. Pazar, 01 May 2011