بسم الله الرحمن الرحيم
- Basın Açıklaması - إن لم تستح فاصنع ما شئت "Hayâ Etmiyorsan Dilediğini Yap!" Filistin Otoritesi, Yahudinin Gözü-Kulağı Önünde Ayaktakımını ve Silahlarını Sergiliyor
Bedyâ davasında serbest bırakılan Hizb-ut Tahrir şebâbı, 05.05.2008 günü Mescid-il Kebîr avlusunda kutlamaları kabul edeceklerini ilân ettiler. Bunun üzerine şehrin dört bir yanından ve Kuzey köylerinden heyetler buraya akın etti. Bu da Filistin Otoritesi'ni hoşnut etmemiş olmalı ki karşılama kutlamalarını karıştırmak için sivil giyimli ayaktakımını gönderdi. Ayaktakımı, kutlamaya katılan bir konuşmayı engellemeye çalışıp da başarısız kalınca, kutlamayı dağıtmak ve karıştırmak için havaya ateş açmaya cüret etti. Ardından da kargaşa ve kaos çıkarttılar ve aşağılık kimselerden başka hiç kimsenin yapmayacağı davranışlarda bulunup çirkin sözler sarf ettiler. Böyle yapmaları elbette şaşırtıcı değildir. Çünkü Bedya halkı, onları da, mâzilerini de iyi bilir, zaten cürümleriyle nam salmışlardır. Bu çirkin davranışlarından bazıları şunlardı:
1. İnsanlardan bir topluluğun duyacağı şekilde Allah'ın zâtına ve İslâm'a dil uzattılar.
2. Yahudilerin ve Amerikalıların yaptığı gibi, Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in [لا إله إلا الله محمد رسول الله] râyesini parçalayıp ayaklarıyla çiğnediler.
3. Hayret uyandırıcı bir biçimde silahlarının namlularını insanlara doğrulttular ve ateş açtılar.
4. Kalleşçe iğrenç ve müstehcen sözler sarf ettiler.
5. En çirkin sözlerle Hizb-ut Tahrir'e hakâret ettiler.
Diyoruz ki bu Filistin Otoritesi fikren iflâs etmiştir; Hizb'in ve şebâbının dâvâsına fikren karşılık vermekten âcizdir. Hukuken de iflâs etmiştir; şebâbı mesnetsizce rehin alması, beşerî hukuk dâhil, hiçbir hukuk ölçüsüne dayanmamaktadır. Ahlâken de iflâs etmiştir; Kâfirin payandası olup kontrolsüzce ve serserilikle İslâm'a ve Müslümanlara saldırmaktadırlar. Hizb'in şebâbının serbest bırakılması üzerine düzenlenen kutlamaları karıştırmak için mafya ve sokak çeteleri üsluplarına başvurmaya tenezzül edecek kadar alçalmıştır.
Filistin Otoritesi, 01.05.2008'den beri aynı davadan hâlen tutuklu bulunan iki şebâbı da derhal serbest bırakmalıdır. Yine insanların gözü ve kulağı önünde Rabbimizin zâtına ve İslâm'a küstahça ve azgınca dil uzatan, şehrin eşrâfından konuklara saygısızlık edip saldıran, Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in râyesini insafsızca çiğneyen, en çirkin sözlerle sokaklarda kabadayılık yapan, sorumsuzca silahlarını insanlara doğrultup ateş eden ve bu serserileri gönderen kişiler ve kurumlar hakkında derhal soruşturma açmalıdır. Bunu yapmaması halinde, bu eylemler karşısındaki suskunluğu ile resmen bunu kabullenmiş ve onaylamış olacaktır. Bedya şehrinin güvenlik birimlerinin kontrolü altında olmadığı bahanesi de onu bu sorumluluktan kurtarmayacaktır. Çünkü bu bahane, ne ayaktakımını silahlarla donatıp Bedyâ şehrine göndermesine, ne de Hizb'in şebâbını tutuklamasına mânî olmamaktadır. O halde bu ayaktakımı ve onları gönderenler hakkında gerekli icraatları yapmalıdır, aksi takdirde herkes bu güvenlik zâfiyeti ve ahlâkî çürüklüğün Otorite'nin resmî tutumu olduğundan emin olacaktır. Hatırlayınız ki SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: من حمل السلاح علينا فليس منا "Bize karşı silah taşıyan bizden değildir."
Allahu [Subhânehu ve Te'alâ] şöyle buyurmuştur: إِنَّ الَّذِينَ يُؤْذُونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ لَعَنَهُمُ اللَّهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَأَعَدَّ لَهُمْ عَذَاباً مُّهِيناً "Muhakkak ki Allah, Allah ve Rasulü'nü incitenleri dünyada ve Ahirette lânetlemiş ve onlar için muhîn (horlayıcı) bir azap hazırlamıştır." [el-Ahzâb 57]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir H. 02 Cumâde'l Ûlâ 1429
M. 05 Mayıs 2008
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
H. 2 Cumâde’l Ûlâ 1429
M. Çarşamba, 07 May 2008