بسم الله الرحمن الرحيم
Filistin Otoritesi, Vakıflar Bakanı ve Güvenlik Güçleri Amerika ve Yahudileri Hoşnut Etmek, Allah Yolundan Alıkoymak İçin Camilerin Kutsallığını Ayaklar Altına Alıyorlar
Filistin yönetimi ve güvenlik güçlerinin suçları günden güne büyüyor. Kâfirlerin diktelerini uygulamak için Allah'ın evlerini hedef almak, otoritenin ulaştığı zillet ve alçaklık boyutunu ortaya koyuyor. Yönetim, Allah'ın evlerine karşı savaş açarak ve oralarda hak sözün söylenmesine engel olarak iyice günaha batıyor. Sözde hutbe birliği oluşturarak imamlara bu hutbeleri dayatıyor. İmamların bu hutbelere bağlılığından emin olmak için de onları tehdit ediyor, kimilerini de cezalandırıyor. İmamların takibi için güvenlik güçlerini kullanıyor. Güvenlik güçleri camilerde ders verenleri hedef alarak el-Halil, Tulkarem, Cenin ve diğer yerlerde tutuklamalar yaptılar. el-Halil ve el-Bira'da olduğu gibi iyiliği emreden ve kötülükten nehyeden davet taşıyıcılarına engel olmak için korkunç yöntemler kullandılar.
İslam ile mücadele yöntemlerini perçinlemek için de 29 Mart 2014 Cumartesi günü el-Bira el-Kebir Camisini kuşatma altına alarak baskın düzenlediler. Şebbiha ve haydutları kullanarak namaz kılanlara saldırdılar. Camilerin kutsallığını apaçık ihlal ettiler. Camide namaz kılanları darp ettiler. Silah çekip tehdit ettiler. Hatta bir tanesi ilahi zata küfretti. Bu da otorite ve güvenlik güçlerinin bırakın İslam'ı korumayı saygı dahi göstermediğini teyit ediyor. Suçlarını daha da derinleştirmek için namaz kılan Hizb-ut Tahrir gençlerini ve Kudüs kimliği taşıyanları hedef aldılar. Bazılarını kaçırdılar, kimilerini de saldırarak dövdüler. Kaçırılanları kasıtlı olarak açık yerlerde 30 saatten fazla tuttular. Özellikle de gece soğuğunda saatlerce beklettiler. Hiç bir ihtiyaçlarını karşılamadılar. Gecenin geç saatlerinde serbest bıraktıklarında evlerine dönmesinler diye kimliklerine el koydular. Böylece yönetim ve güvenlik güçleri, işgalci Yahudilerin uyguladıkları uygulamaları aynısını uyguluyorlar.
Yönetim, insanları ifsat eden şeyleri durdurma gücüne bile sahip değil. Bu ajanların yaptıklarına tanık olarak burunlarının dibinde uyuşturucu satanlar yeter. Ama mesele İslam ile ilgili ise, hayra davet eden davet taşıyıcılar ve Yahudiler tarafından günlük kutsallığı çiğnenen Mescidi Aksa'yı savunmak söz konusu ise, o zaman durum değişiyor. Yahudiler, İslam'ı savunanları yok etmek, Allah'ın dostlarına zarar vermek amacıyla sözde güvenlik koordinasyonu altında otoriteye her türlü imkânı sunuyorlar. İşgal orduları o Müslümanları Mescidi Aksa'dan kovarken otoritenin Şebbihaları da Ramallah'taki camiden kovuyorlar.
Ey Müslümanlar! Bu Camileri sizler Allah'a yakınlaşmak ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şu sözüne imtisal etmek için inşa ettiniz.
من بنى لله مسجدا بنى الله له مثله في الجنة "Kim Allah için bir cami inşa ederse, Allah da cennette onun için onun bir benzerini inşa eder." [et-Tirmizi] Camiler, İslam'ın şiarı, hayrın platformu ve Allah'a halisane olarak açıkça hakkın söylendiği yerlerdir.
وَأَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلَّهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَدًا "Şüphesiz mescitler, Allah'ındır. O hâlde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin." [Cin 18] Siz o camileri Allah'a vakfettiniz. Yönetim ve boğazına kadar yolsuzluğu batan Vakıflar Bakanına vakfetmediniz. Otorite ve Bakan el-Habbaş'ın elini Camilerden çekin ve Camileri sizler idare edin. Camileri ve vakıf arazilerini, Allah rızası adına sizler vakfettiniz. Otorite ve Bakan el-Habbaş, camileri kendi çıkarları için kullanmak istiyorlar, vakfedilme amacından saptırıyorlar. Sakın buna imkân vermeyin. Camilerin idaresini muttakilere verin.
Ey mübarek topraklar halkı! Yönetim, güvenlik güçleri ve Vakıflar Bakanı, kendi varlıklarını korumak uğruna Amerika'yı memnun etmek için koşuşturup duruyorlar.
فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَى أَنْ تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ فَعَسَى اللَّهُ أَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِنْ عِنْدِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَى مَا أَسَرُّوا فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ "İşte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, "Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah, yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar." [Maide 52] Vakıflar Bakanı el-Habbaş, Amerikalılar ile sürekli olarak bir araya geliyor ve onların memnuniyeti kazanmak için talimatlarına uyuyor. Amerikalılar, iğrenç uygulamalarını icra etmesi için otorite içinde ona dokunulmazlık zırhı sağladılar. Hatta Filistin Başbakanı bile onun karşısında süklüm püklümdür. Otorite içindeki etkili şahsiyetler bile el-Habbaş ile ilgili yolsuzluk dosyasının en büyük yolsuzluk dosyaları olduğunu, ancak kimsenin açmaya cesaret edemediğini açıkça söylüyorlar.
Biz biliyoruz ki otoritenin tüm adamları, Amerika nazarında sadece siyasi çamur bataklığına saplanmış birer binektir. Yorulup bitkin düştükleri zaman kimilerini bataklıkta ölüme terk ediyor, kimilerini de kendi öldürüyor. Pakistan'daki ajanı Pervez Müşerref, Mısır'daki ajanı Mübarek ve diğer ülkelerde yönetimleri sona eren ajanlarına yaptığı budur. O ajan yöneticilerin bu gerçeği bildiklerini de biliyoruz. Ama korkaklık ve alçaklıklarından dolayı Amerika'dan kurtulamıyorlar. Yakında Allah'ın izniyle yaptıklarından ve içlerinde gizlediklerinden dolayı pişman olacaklar.
Ey Beyt-il Makdis bekçileri! Mübarek Filistin toprakları, İslam'ın yuvasıdır, iman ve hayırlı müminler oraya sığınırlar. Şundan da kesinlikle eminiz ki mübarek topraklarda öyle insanlar vardır ki zillet ve aşağılanmadan utanç duyuyorlar. İslam ile güçlüdürler, hak üzere devam ederler, terk edip ayrılanlar ve muhalefet edenler onlara asla bir zarar veremez. İşte bu hayırlı insanlar, tek bir adamın vücudu gibi olacaklar. Onlar ve Hizb-ut Tahrir, kutsal topraklardan Müslümanları arındırıp Yahudi varlığını yerleştirmeyi amaçlayan tüm projelere meydan okumaktadırlar. Hakkın sesini susturmayı ve Allah'ın evlerinde hakka davete engel olmayı hedefleyen tüm girişimler, zalimlere dünya ve ahirette hüzün ve zillet olarak geri dönecektir.
Yönetim bilsin ki biz, onu muhatabımız olarak görmüyoruz. Çünkü o göreceli ve gelip geçici bir varlıktır. Aksine bizim tek amacımız, Müslümanları ve dünyayı kontrol eden, her türlü kölelik ve acıyı tattıran zalimane sistemleri ortadan kaldırmak, tüm insanlığı kapitalist sistemin ifsadından kurtarmaktır. Biz, İslam gibi büyük bir Risalet'in taşıyıcılarıyız. Dini ikame etmeye muvaffak eylemesi için Allah'a yalvarıyoruz. Kâfirler hoşlanmasa da bütün dinler üzerine İslam dinini üstün kılmak için elimizden geleni yapacağız.
Uğruna hayatımızı feda ettiğimiz Hilafetin zamanı geldi artık. Kim Hilafetin kurulması hakkında şüphe ederse, dönüp Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu sözüne bir baksın:
مَنْ كَانَ يَظُنُّ أَنْ لَنْ يَنْصُرَهُ اللَّهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ إِلَى السَّمَاءِ ثُمَّ لْيَقْطَعْ فَلْيَنْظُرْ هَلْ يُذْهِبَنَّ كَيْدُهُ مَا يَغِيظُ "Her kim ona (Muhammed'e) Allah'ın dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa hemen tavana bir ip çeksin, sonra kendini assın da bir baksın; başvurduğu (bu yöntem), öfkelendiği şeyi giderecek mi?" [Hacc 15]
Bu nedenle otorite ve güvenlik güçleri, Allah'ın evlerinden elini çekmelidir. Oralar, Allah'ın istediği gibi olacaktır.
فِي بُيُوتٍ أَذِنَ اللَّهُ أَنْ تُرْفَعَ وَيُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ يُسَبِّحُ لَهُ فِيهَا بِالْغُدُوِّ وَالْآصَالِ رِجَالٌ لَا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَنْ ذِكْرِ اللَّهِ وَإِقَامِ الصَّلَاةِ وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ يَخَافُونَ يَوْمًا تَتَقَلَّبُ فِيهِ الْقُلُوبُ وَالْأَبْصَارُ "Allah'ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alışverişin kendilerini, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekâtı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar, buralarda sabah akşam O'nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar." [Nur 36-37]
Eğer otorite ve güvenlik güçleri, hâlâ İslam'a düşmanlıkta devam ederlerse, bilsinler ki Kudüs ve çevresinde İslam uğruna ölmek üzere Allah Subhânehu ve Teâlâ'ya söz vermiş kişiler vardır. Her yerde ve Allah'ın en sevdiği Camilerde sesleri kısılana kadar hakkı haykırmaya devam edecekler.
وَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلًا عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ "Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor." [İbrahim 42]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)
H. 2 Cumâde’s Sânî 1435
M. Perşembe, 03 Nisan 2014