بسم الله الرحمن الرحيم
Ey Müslümanlar! Daha Doğrusu Ey Müslüman Orduları!
Sizi Savaşmaya Çağırıyoruz, Düşmanınız Trump, Azgın Dişlerini Gösterdi, Kılıçlarınızla Kırın O Azgın Dişlerini
Bu gece Washington’da gerçekleşen Trump-Netanyahu görüşmesinde Trump, Netanyahu ile yandaşları ve taraftarları karşısında Müslümanlara ve Filistin/Kudüs’e tüm kinini kustu... Trump, Yahudilere ve Filistinliler için adil bir anlaşma hazırladığını söylerken, lisan-ı hal ile “Tüm Filistin Yahudilerindir. Filistinlilerin değil. Tüm Kudüs ve yerleşkeler, Nablus ve çevresi, Ürdün Vadisi ve uzantıları Yahudilerindir. Filistinliler ve Yahudiler, geri kalanını müzakere edecekler, sanki bir şey kalmış gibi”demeye getiriyordu. Trump, bunun 70 yıldır Filistinlilerin bağımsız bir devlet olması için bir fırsat olduğunu söyledi. Başkanlık görevinin ilk günlerinde 55 Müslüman ülkenin lideriyle Suudi Arabistan’da bir zirve gerçekleştirdiğini ve mutabakat sağladıklarını sözlerine ekledi! Ardından Filistinlilere anlaşmanın uygulanmasından sonra 50 milyar dolarlık mali destek sözü verdi! Sonra dili, Hilafetin öldüğünü söyledi, Allah onun dilini öldürsün.
Trump’ın yüz yılın anlaşması için düzenlediği törende ve yaptığı o iğrenç konuşmasında, Yahudilerden daha çok Filistin gaspçısı bir Yahudi gibi gözüktü. Müslüman ülkelerdeki yöneticiler, dinlerine, ümmetlerine ve ülkelerine ihanet etmemiş olsaydı, Trump böyle bir konuşma yapmaya asla cesaret edemezdi! Filistin, sanki kendi malıymış gibi davranıyor ve arzusuna göre dağıtımını yapıyor. Yöneticilerse sağır, kör ve dilsizler, akletmiyorlar. Dahası o uğursuz törene katılanlar bile oldu. Trump, itiraz etmeyeceklerinden, hatta mutlu bile olabileceklerinden emindi! Dolayısıyla azgınlığında devam ediyor... Trump, bu yöneticilerin teslimiyetine göre meseleleri değerlendiriyor. Sanki dünya, çarpık koltukları etrafında dönüyor. Sürekli onu övgü ile anıyorlar. Böylece Filistin ve Kudüs, emrine amade kalıyor. Sapkınlığı ile bir anlaşma ya da dolarları ile bir satış yapıyor! Bu yöneticilerin oldukları gibi kalması Müslümanlar katında daha önemsizdir. Günler dönüp duruyor. Umarız Trump, Kudüs’ün yıllarca Haçlılar tarafından kirletildiğini, daha sonra Selahaddin’in orayı haçlılardan temizlediğini biliyordur. Müslümanlar, Allah’ın izniyle, iyilik ve doğruluktan yoksun olmayacaklardır... Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Yahudi varlığının ortadan kaldırılış ve destekçilerinin yurtlarına kaçış müjdesini gerçekleştireceklerdir. Tabii yurtları kalırsa…
Trump’ın öldü dediği Hilafete gelince, kendisini avutuyor. Çünkü bahsettiği Hilafetin, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in muştuladığı Hilafet olmadığını çok iyi biliyor... Şüphesiz Hilafet, Allah’ın izniyle, yiğitlerin gayretiyle mutlaka kurulacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Kostantiniye’nin fethi müjdesi, nasıl ki Fatih Sultan Mehmet ve ordusunun eliyle gerçekleşmişse, Yahudilerle savaş müjdesi de İslam ordusunun elleriyle gerçekleşecektir. Sahihi Müslim’de geçtiğine göre Ebu Hurayra Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
لَا تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى يُقَاتِلَ الْمُسْلِمُونَ الْيَهُودَ فَيَقْتُلُهم الْمُسْلِمُونَ “Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. O harpte Müslümanlar Yahudileri öldürecekler” Sonrada Filistin gaspçısı varlıkları ortadan kaldırılacak, mübarek toprak pisliklerinden arındırılıp tekrar Daru’l İslam’a iade edilecektir. Çünkü İslam ümmeti, canlı bir ümmettir. Haksızlık karşısında uyumaz. Eğer Trump, sonra da Netanyahu ve takipçileri, bu meselenin gerçekleşmeyeceğini, Müslümanların yöneticilerinin kalıcı, Hilafetin de asla geri gelmeyeceğini sanıyorsa, kuşkusuz bu sanıları Allah’ın izniyle kendilerini mahvedecektir.
وَذَلِكُمْ ظَنُّكُمُ الَّذِي ظَنَنْتُمْ بِرَبِّكُمْ أَرْدَاكُمْ فَأَصْبَحْتُمْ مِنَ الْخَاسِرِينَ “İşte bu sizin, Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınızdır. O, sizi mahvetti de ziyana uğrayanlardan oldunuz.” [Fussilet 23] Belki de Trump, görev süresinin bitiminden önce İslam ve Müslümanların Halifesini görebilir ve daha savaşa girmeden Müslüman ordusunun korkusu onu gebertir.
وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ “Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.” [Sad 88]
Ey Müslümanlar! Ey Müslüman orduları! Trump, azgın dişlerini gösterdi. Yahudi varlığını desteklemek ve tüm Filistin’i kemirmesine olanak tanımak için mücrim anlaşmasını açıkladı... Bu suça verilecek reaksiyon, metamorfoz Yahudi varlığını ortadan kaldırarak ve tüm Filistin’i Daru’l İslam’a iade ederek Trump’ın dişlerini kırmak olmalıdır... Şu anki yöneticiler, Trump’ın anlaşmasına gerekli yanıtı veremez. Ayrıca Batı Şeria ve Gazze’deki direniş de ne kadar artarsa artsın Trump’ın anlaşmasına yeterli yanıt olmaz. Filistin’in sadece Filistinlilerin sorunu olduğu diskuru, Filistin’i kendi halkının eliyle yok eden bir diskurdur. Filistin, şeran tüm Araplar ve Müslümanların sorunudur... Ne kadar ateşli olursa olsun tezahürat atmak da gerekli yanıt olmaz. Çünkü Müslümanların, askerleri cihada uğurlarken tezahüratta bulunmaları bir gelenektir. Tezahürat, askerleri cesaretlendirmek ve takdir etmek içindir... Tüm bunlar Yahudi varlığını ortadan kaldırmaz, dolayısıyla suçu kökünden söküp atan bir yanıt da olamazlar. Aksine devletler yanıt vermeli, Yahudi varlığının kökünü kazımak için ordular seferber edilmelidir. Zira Yahudiler, Filistin’i gasp ederek kendilerine özgü bir devlet kurmuşlardır. Müslüman ülkelerdeki yöneticilerin suç ortaklığı ve ihaneti de bu konuda kendilerine yardımcı olmuştur. Öyleyse hezimete uğratmak ve kökünü kazımak için orduları seferber eden bir devlet ancak o devletin kökünü kazıyabilir... Bu nedenle yanıt, şu ikisinden biriyle ya da ikisiyle olmalıdır:
Birincisi: İslami hayatı yeniden başlatmak ve Hilafeti kurmak için doğrudan ciddi bir çalışmaya koyulmak. Çünkü Hilafet, Yahudilerle savaşmak, varlıklarını ortadan kaldırmak ve tüm Filistin’i Daru’l İslam’a iade etmek üzere Müslüman ordusunu seferber edecektir.
İkincisi: Bugünkü gerçekliğimizde saklı, zira ortada Hilafet yok. Kâfirlere, özellikle de ülkemiz işgalcilerine karşı savaşmak, Halifeliğin varlığına ya da yokluğuna bağlı değil. Aksine ister Müslüman yönetici Halife olsun, isterse Müslüman yönetici İslam’a göre yönetmesin kâfirlere karşı savaş farzdır. Onun için Yahudilerle savaşmak, metamorfoz varlıklarını ortadan kaldırmak ve Filistin’i yeniden Daru’l İslam’a iade etmek üzere Müslüman orduların harekete geçmesi farzdır. Eğer yönetici ordunun seferberliğini kabul ederse, ne güzel. Yok, orduyu savaştan alıkoyar ve kendi tarafında tutmaya çalışırsa, ordu içinde o yöneticiyi ayakları altında ezen bir Selahaddin olmalıdır. Daha önce Selahaddin’in, Haçlıların pisliğinden temizlediği gibi mübarek toprağı Yahudilerin pisliğinden temizlemek için harekete geçmelidir...
Verilmesi gereken yanıt bu. Kim, Trump’ın anlaşmasına öfkelenir ya da ayaklanır veya Yahudi varlığına düşman kesilir ve varlıklarını ortadan kaldırmak, Filistin’i Daru’l İslam’a iade etmek istiyorsa, işte apaçık yol budur. Onun için içtenlikle ve samimiyetle sıkı çalışmaya koyulması, Aziz ve Güçlü olan Allah’a tevekkül etmesi gerekir.
لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ “İşte Çalışanları bunun için çalışsın.” [Saffat 61]
Sonuç olarak Hizb-ut-Tahrir, Trump’ın başarısız anlaşmasına Allah’ın izniyle nasıl yanıt verilmesi gerektiğini size açıkladı. Bu yüzden Hizb, Müslümanlara ve Müslüman ordulara çağrıda bulunuyor.
Müslümanları yukarıda söylediklerimizi ciddiye almaya çağırıyor. Gelin Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Hilafet vaadini
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ “Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55] Ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yaşadığımız zorba diktatörlükten sonra Raşidi Hilafetin geri döneceği müjdesini gerçekleştirmek için samimiyetle, özveriyle, dürüstlükle ve ciddiyetle bizimle birlikte çalışın. Nitekim Ahmed’in Müsned’inde Huzeyfe Radiyallahu Anh’dan rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır. O da Allah’ın dilediği kadar devam edecektir. Ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldıracaktır. Sonra, Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”
Müslüman ordulara gelince, az önce söylediklerimizi mızraklarının ucuna takmaya çağırıyor, Müslüman ülkelerin statüsünü değiştirmek ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmak için nusret talep ediyoruz. Hadi Müslümanların izzetini, gücünü ve ülkelerinin korunmuşluğunu geri getirin... Allah ve Rasûl’üne yardım eden Ensar’ın siretini yeniden diriltin. Allah, ayetinde onları anarak yüceltti. Melekler, öldüğünde Sad b. Muaz’ın cenazesine katıldılar... Tirmizi’nin Enes b. Malik’ten rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Sad b. Muaz’ın cenazesi hakkında
إِنَّ الْمَلَائِكَةَ كَانَتْ تَحْمِلُهُ “Onu melekler taşıyordu” buyurdu.” Ensar ve yolundan yürüyenlere ne mutlu!
هَذَا بَلَاغٌ لِلنَّاسِ وَلِيُنْذَرُوا بِهِ وَلِيَعْلَمُوا أَنَّمَا هُوَ إِلَهٌ وَاحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ أُولُو الْأَلْبَابِ
“İşte bu, kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak bir tek İlah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.” [İbrahim 52]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
H. 4 Cumâde’s Sânî 1441
M. Çarşamba, 29 Ocak 2020