Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Obama Bir Taraftan Kenâne Topraklarındaki Şiddeti Kınarken Diğer taraftan Katliam ve Kan İle Beslemektedir, Amerika Mısır'da Dilediği Gibi At Koşturuyor Bir Devlet Başkanı Geliyor Bir Devlet Başkanı Gidiyor

Obama,  Rabia Adeviye ve Nahda meydanında toplanan kalabalığı dağıtmak amacıyla yapılan katliam ile ilgili 15.08.2013 tarihinde "Bu trajik olayları şiddetle kınadığını" dile getirdi ve "Sivillere karşı kullanılan şiddetten duyduğu memnuniyetsizliği" ifade etti. Sonra bu tutumunun Amerikan çıkarlarından kaynaklandığını, özellikle de Mısır'ın "Orta Doğu barışında köşe taşı olduğunu" sözlerine ekledi. Obama başkalarını kandırmadan önce kendini kandırıyor. Dillendirdiği barış ise Yahudi varlığına teslim olmak, Mescidi Aksa ve civarını pis Yahudilere satmak, Camp David anlaşmasını perçinlemek demektir. Sivillere karşı kullanılan şiddeti kınamasına gelince,  bariz bir yalandır. Bu şiddeti uygulayan Mısır rejimi, Amerikan etkisi ötesinde midir? Bu şiddet, Amerikan desteği ve verilen çok hafif bir yeşil ışıkla gerçekleşmedi mi? Aklı başında bir insan, Amerikan nüfuzunun Mısır'daki siyasi ortama, askeriyeye ve ekonomik çevrelere uzandığını fark etmez mi? Özellikle herhangi bir sistem değişikliğinde mekik dokuyan Amerikan heyetleri, sadece turistik gezi ve seyahat için mi geliyorlar? Bu heyetler, Mısır'da her yeni sistem değişikliği ile hız kazanmıştır. Savunma ve Dış işleri Bakanlıkları, Kongre gibi daha çok etkili insanlardan oluşuyor. Mübarek istifa ettikten ve askeri cunta yönetimi devraldıktan sonra ilk günlerden itibaren bu heyetler Mısır'a akın ettiler. Mursi'nin gelişinden sonra da ve Mursi askeri darbe ile devrilip Abdulfettah Sisi'nin yönetime gelişiyle de aynı şey oldu. Kenâne topraklarındaki bu acı olayların arkasında Amerika vardır. Mevcut sistemin ve öncekilerin arkasında da yine o vardır. İster ismi Hüsnü ister Mursi isterse Sisi olsun bu Amerika için o kadar önemli değildir. Önemli olan çıkarlarına kimin hizmet edeceğidir. Çıkarlarını gerçekleştiremezse ve nüfuzu için istikrarı sağlayamazsa bir kenara atacaktır. Herkes için bu nettir. Kalpleri inciten mesele, Haçlıları ve Tatarları darmadağın eden, Kenâne topraklarındaki rejimin ihaneti olmamış olsaydı neredeyse Yahudi varlığını bozguna uğratmış olacak olan Mısır'ın bir Amerikan yuvası haline dönüşmesi ve dilediği gibi sabah akşam oraya girip çıkmasıdır.

Ey Kenâne topraklarındaki Müslümanlar! Amerika, müttefikleri ve dostları liderliğinde düşmanlarınız, sorunu sanki İslam ile küfür arasında bir sorunmuş gibi göstermek konusunda başarılı oldular. Oysa hepiniz Müslümansınız. Yine sorunun İslami devlet ile laik devlet arasında bir sorunmuş gibi betimlemek konusunda da başarı sağladılar. Hâlbuki bu yöneticilerin hiç biri, ne de öncekiler ve sonrakiler İslam'ı uygulamadılar ve onunla hükmetmediler. Keza sizi, her biri diğerinin kuyusunu kazan, biri diğerini düşman olarak gören gruplara bölmekle de başarı kaydettiler. Oysa siz yüzyıllar boyunca birbirini seven kardeşler olarak yaşadınız. İslam, siyah beyaz, kadın erkek, Müslüman ya da gayri Müslim arasında ayrımcılık yapmadan haklarınızı korudu. Hatta Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem nasıl Mısırlı Müslümanlara hayır tavsiye etmiş ise aynı zaman da Mısır Kıptilerine de merhamet etmek gerektiğini nasihat etmiştir.

Ey Kenâne topraklarındaki Müslümanlar! Bu mesele, ancak başlangıcı düzgün olursa düzgün olur. Râşidi Hilafet sizi hak üzerinde bütünleştirecektir. Raşid Halife de düşmanlarınız ile savaşmak için size liderlik edecektir. Öyle güçlü ve takvalı Halife ki Yahudi varlığını ortadan kaldırmak ve tüm Filistin'i İslam topraklara yeniden iade etmek için size komuta edecektir. Öyle bir Halife ki Amerika'nın, müttefiklerinin ve dostlarının belini kıracaktır. Ne Obama ne de Avrupalı yöneticiler size ellerini hatta parmaklarını dahi uzatamayacaklardır.   Ellerini Kenâne topraklarından bir şeye doğru uzatsalar, elleri kırılacak, parmakları kesilecektir. İşte ancak o zaman Mısır azametli İslam'ına geri dönecektir. Kendi evlatları ile güçlü, servet ile zengin olacaktır. Amerika'nın zehirli yardımlarını yüzüne fırlatacak sağlam İslami bir kale olarak ilk siretine geri dönecek, fetih ve cihat için harekete geçecektir. Dünyanın her tarafına hayrı yayacaktır. Şüphesiz bu, Allah'a zor değildir.

Ey Kenâne topraklarındaki Müslümanlar! Lider, halkına yalan söylemez, aksine yardımcı olur ve yol bulduğunda gücü oranında nasihat eder. Hüsnü Mübarek istifa edip askeri cunta iktidar olduktan sonra Tantavi'nin ekibine nasihat ettik. Nitekim iktidar olduğunda Dr. Mursi'ye de nasihatte bulunduk. Şuan fiili yönetici Abdulfettah Sisi ekibine de nasihat ediyoruz. Oysa Tantavi ekibi nasihatimizi dinlemedi. Ayrıca son olarak Dr. Mursi de nasihatimize kulak asmadı. Bununla beraber asla pes etmeyeceğiz ve bu bildirimiz ile Sisi ekibine nasihat edeceğiz. Tüm bunlar Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın buyurduğu gibi bir hatırlatmaya yöneliktir: فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنْفَعُ الْمُؤْمِنِينَ  "Çünkü öğüt müminlere fayda verir." [Zariyat 55] Din de nasihattir. Müslim Temim ed-Dârî'den Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: الدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ؟ قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلِأَئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ "Din nasihattir."  Dedik ki: "Kim için" Dedi ki: "Allah için, Kitabı için, Rasûl'ü için, Müslümanların emirleri için ve insanlar için." Buna göre deriz ki:

Ey Sisi ve ekibi! Mısır sokaklarını kan götürdü, meydanlarda hatta camilerde kanlı katliamlar yapıldı. Bu korkunç bir şey olmasına rağmen hayatlar kaybedildi.  Ne için? Mescidi Aksa'yı kurtarmak için Yahudi varlığı ile karşı karşıya gelmekten mi? Yoksa kırık koltuğa ele geçirmek için yapılan yarışta mı? Hatta oturabilmek için yarıştığınız koltuğa bile kimin kalıp kimin gideceğine Amerika karar veriyor. Tüm bu kan ve katliamlar, sadece dünyanız için daha doğrusu başkasının dünyası içindir. Kaç kişinin öldüğü Amerika'nın hiç umurunda değil. Veya akıtılan kanın boyutunu da umursamıyor. Tek umursadığı Mısır Kenâne'sindeki nüfuzunun istikrarıdır. Çünkü Mısır, nüfuzu için bir merkez ve komploları için de hareket noktasıdır. Hatta bu binlerce ve binlerce Mısır halkının kanının akıtılmasını gerektirse bile... Herhangi bir zalimin eli ile tüm kanlar akıtılır da nüfuzu istikrar bulmaz ise o zaman onu bir kenara atar, dinini ve dünyasını satabilecek birini oraya getirir. Daha öncesine bir bakın, Mısır'ın hazinelerini vadettiği Mübarek'i 25 Ocak devrimi patlak verdiğinde kendi başına bırakıverdi. Devrimin ateşini söndürmek için katliam bile yapamadı.    Daha sonra Mursi ile de aynısı oldu. Şimdi artık siz de aynı yolda yürüyorsunuz. Amerika, nüfuzu istikrar buluna dek öldürmenize hatta daha çok öldürmenize müsaade edecek, istedikleri olmadığında ise Amerikan politikasının gerektirdiğine göre, akıbetiniz selefleriniz Hüsnü ve Mursi gibi olacak, onların yanında yerinizi alacaksınız. Şüphesiz öldürmek, büyük bir günahtır. İbn Mâce Abdullah ibn Ömer RadiyAllahu Anh'dan şöyle rivayet etti: "Ben Rasûlullah Sal Kâbe'yi tavaf ederken gördüm şöyle diyordu: مَا أَطْيَبَكِ وَأَطْيَبَ رِيحَكِ، مَا أَعْظَمَكِ وَأَعْظَمَ حُرْمَتَكِ، وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ، لَحُرْمَةُ الْمُؤْمِنِ أَعْظَمُ عِنْدَ اللَّهِ حُرْمَةً مِنْكِ، مَالِهِ، وَدَمِهِ، وَأَنْ نَظُنَّ بِهِ إِلَّا خَيْرًا "Sen ne güzelsin, kokun da ne hoştur. Sen ne kadar büyüksün, hürmetin de çok büyüktür. Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a yemin olsun ki, Allah katında müminin hürmet ve kıymeti senin hürmetinden daha büyüktür. Onun malını, kanını haram kılmış ve biz mümin hakkında ancak hayır düşünürüz."

Ey Sisi ve ekibi! Belki de siz seleflerinizden daha akıllı ve daha uyanık olursunuz da nasihatimizi kabul edersiniz. Özellikle de senin İslami bir geçmişin var. 2006 yılında Pennsylvania eyaletinde ABD Ordusu Askeri Akademisi'nde okurken yazmış olduğun tezleri gördük. Dünyada rezil rüsva, ahirette ise azap senden ancak Amerika'nın Kenâne'ye uzanan ellerini kesersen hafifleyecektir. Hilafet ve onun için çalışanlara yardım edersen, Mısır Kenâne'si dünyada Hilafetin merkezine oturacaktır. Belki de bu, taşıdığın günahlara kefaret olabilir. O zaman Allah da, Rasûl'ü de, müminlerde seninle birlikte olur. Kimin durumu böyle olursa Allah Subhânehu ve Teâlâ yeryüzünde onu güzel bir kabul ile kabul eder ve gökyüzünde de rızasına nail olur. Ne Amerika ne de Avrupa seni korkutmasın, ne tarafgirler ne de takipçiler seni ürkütmesin. Ama dediğimiz gibi yapmaz da elini Amerika'ya uzatırsan Amerika'yı yatıştırmak için kanlar akarsa ahiretini de kaybedersin, dünyanı da asla koruyamazsın. İşte bu, gerçek hüsrandır. Şüphesiz sen Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şu hadisini okumuşundur: من أرضى الناس بسخط الله وكله الله إلى  الناس ومن أسخط الناس برضا الله كفاه الله مؤنة الناس   "Kim Allah'ı kızdırmak pahasına insanları razı ederse, Allah onu insanlara havale eder. Kim de insanları kızdırmak pahasına Allah'ı razı ederse, Allah artık onu insanlara muhtaç olmaktan kurtarır." [et-Tirmizî] Ebu Nuaym da Hilye'de Âişe'den şunu rivayet etti: "Allah'ın insanlara havale ettiği ile Allah'ın insanlara karşılık kefil olduğu kişi arasında fark vardır."

Muhakkak ki bu, Allah için halisane bir nasihattir. Buna karşılık senden bir ne mükâfat ne de bir teşekkür beklemiyoruz. Sadece kâfirlerin, ajanların ve İslam'a düşman herkesin kıs kıs gülmelerinden çekiyoruz. Sömürgeci kâfirlere hizmet için büyük Mısır'ın kendi çocukları eliyle yakılıp yıkıldığını gören kâfirlerin ağız dolusu gülüşleri bizi üzüyor. Allah'tan geldik ve O'na döneceğiz.

Tebliğ ettik değil mi? Allahım şahit ol! Tebliğ ettik değil mi? Allahım şahit ol!   Tebliğ ettik değil mi? Allahım şahit ol!

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir


H. 9 Şevvâl 1434
M.  Cuma, 16 Ağustos 2013

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER