بسم الله الرحمن الرحيم
Son Olarak Koalisyon Ford Önünde Ayaklarına Kapanıncaya Kadar Eğildiklerini Açıkladı Daha Önce Diz Kapaklarına Kadar Eğilmişti
el-Carba başkanlığındaki koalisyon, ABD Büyükelçisi Ford yönetiminde 9-10-11 Kasım 2013 Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günü İstanbul'da toplantılara başladı. Görünen o ki Ford, el-Carba'ya Cenevre 1 temelinde Cenevre 2'ye katılmak kararını dikte etti. Bu kararın patronu Ford'dur. el-Carba ve avaneleri, Cenevre'ye gitmeden önce Beşşar'ın istifa etmesi veya istifa edeceğine dair güvence verilmesi gerektiğini açıklamışlardı. Bu karar ile bu sözlerini geri yaladılar. Bu ve daha önceki açıklamaları, rüzgâr ile toz olup gitti. Şimdi ise içi boş ve hiç bir değeri olmayan sözler onun yerini aldı. Beşşar'ın hiç bir rolünün olmaması istendi. Ama ne zamana kadar olmayacağına değinilmedi. Toplantıda ABD'nin nüfuz gücü ve özgül ağırlığı olduğu bellidir. el-Carba'nın bu güç ve baskıya boyun eğdiği aşikârdır. el-Carba, koalisyondaki askeri kanadın itirazını göz önünde dahi bulundurmadı. Beşşar'ın Şebbihaları ve tüm zorbalar yöntemi üzere bu itirazı ezip geçti. el-Carba, daha yönetimi ya da yönetimden hiç bir şeyi görmeden bunu yaptı. Sonra bazı koalisyon üyeleri, karar almadan önce Suriye içindeki güçler ile istişare edilmesini istediler. Ama Ford, bunu kabul etmedi ve onları ortak karar almaya zorladı. Bundan sonra yani karar alındıktan sonra Suriye içindeki muhalefet ile istişare edebileceklerini belirtti ki içerideki muhalefet karar üzerindeki etkisini kaybetsin. Çünkü Amerika içerideki birçok muhalefetin bağımsız olduklarını, Amerika ve ajanlarına itaat etmekten ve boyun bükmekten uzak durduklarını iyi biliyor.
Böylece bu kutsal ve haram ayın sekizinci gününde, on bir Kasım'da Cenevre 2'ye katılma kararı alındı. Daha sonra da bu kötü ve çirkin karar şartlıdır diyerek üstünü örttüler. Onlar, toplantının Beşşar heyeti ile el-Carba heyeti arasında olduğu sürece bu şartların hiçbir değeri olmadığını diğerlerinden çok daha iyi biliyorlar. Hatta Cenevre 2 konferansından önce yönetimi kurdukları bile söyleniyor. 11.11.2013 Pazartesi günü akşamı Ahmed Tuma başkanlığında bir geçici hükümet kurulduğunu açıkladılar. Bu hükümetin ne bir gücü ne de bir iktidarı var. Suriye içindeki muhalefet güçleri onu tanımadı. Böyle bir hükümetin Suriye topraklarında tutunması mümkün değildir. Bu nedenle bu hükümet, Amerika Cenevre 2'de bir çözüm dayatana kadar boş zaman hükümetidir.
Amerika jet hızı ile alınan kararı desteklediğini bildirdi. Kerry, "Suriyeli muhalifler dün Cenevre'ye gitmek için oylama yaptılar. Bu, büyük bir adımdır" açıklamasında bulundu. Ancak ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü o adımdan övgü ile bahsederken "Koalisyonun Beşşar'ın herhangi bir rolünü reddetmeleri ile ilgili hiç bir yorum yapmadı." Sözcünün, açıklaması nettir. Ayrıca diğer devletler de kararı desteklediler.
Ey Suriye halkı! Ey Beşşar ve taifesi, el-Carba ve Koalisyonu karşısında sarsılmayan Müslümanlar! Şüphesiz sırça köşkte oturanlar, Amerika, Avrupa, Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye nimetiyle mest ve mağrur olanlar, sizin düşmanınızdır, onlardan sakının. Onlar, amaçladığınız hayrın dışındalar. Aksine o hayrın karşısındalar. Zalimin karşısındaki sarsılmaz direnişiniz ve verdiğiniz kurbanlar, hakkı gerçekleştirmek ve Dâr'ul İslam'ın kalbi Şam'da İslami yönetim kurmak içindir. Amerikan nüfuzunu yok etmek ve ortadan kaldırmak içindir. Koalisyon, mevcut yönetime benzer bir yönetim istiyor. Hâlihazırdaki ajan ve uşağa halef olacak bir ajan olmayı arzu ediyor. Akıtılan tertemiz kanlar umurlarında değil. Verilen kurbanlar dertleri değil. Çiğnenen mukaddesatlar, onlar için hiç önemli değil. İnsanlara, ağaçlara, evlere dokunan yıkıma aldırış etmezler. Tüm bunlar umurlarında değil. Onlar, orada zevki sefa içerisindeler. Efendilerinin kölesi olarak yaşıyorlar. Onlar, zillete boyun büken canlı ölülerdir. Hatta nefes alsalar, yeseler içseler bile cansızdırlar.
لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ آذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَا أُولَئِكَ كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُولَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ "Kalpleri vardır ama anlamazlar, gözleri vardır ama görmezler, kulakları vardır ama işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibi hatta daha sapıktırlar. İşte bunlar gafillerdir." [Araf 179]
Koalisyonun basiretini kaybettiğini biliyorduk. Gözlerinde bir ışık var ama puslu. Oysa şimdi basiret ve ferasetini kaybetmiştir. Yaptığından nasıl hayâ edebilir? Allah Subhânehu ve Teâlâ huzurunda olmasa bile, Allah'ın kulları karşısında yaptıklarından hiç utanmıyor mu? Cenevre konferansında, kurtlar sofrasında Amerika ve dostlarının pençeleri arasında karar ya da görüşte bir payının olması mümkün mü? Daha İstanbul'da bile Ford önünde eğilip bükülüyor iken, durum Cenevre'de ne olur? İstanbul, Cenevre'den çok uzak mı?
Basiret ve feraset sahibi herkes, koalisyonun Cenevre'ye Beşşar için güvenli bir çıkış yolu bulmak amacıyla gideceğini anlar. Bu çıkışa, ajanı Beşşar yerine başka bir Amerikan ajanı için güvenli bir giriş eşlik edecektir. Çünkü Amerika, el-Carba koalisyonunun tüm dinamikleri ile Suriye içinde hiç bir destek ve dayanağının olmadığını biliyor. Uygun bir senaryo hazırlayarak Güvenlik Konseyi kararı ile uluslararası müdahale aracılığıyla yeni hükümeti koruması uzak bir ihtimal değildir. İşte Cenevre konferansının amacı budur. Gayesi de budur. Cenevre konferansına ayak basan herkesin boynuna takacağı ihanet tasması da budur.
Ey Suriye halkı! Ey diktatörler karşısında sabreden, sabır tavsiye eden ve gece gündüz nöbet bekleyenler! O hainler, karar alsalar bile siz hak üzerinde sebat ettiğiniz sürece hiçbir şeyi asla yürürlüğe koyamayacaklar. Onlar, mücahit, murabıt Suriye topraklarında sizler ile karşılaşmaktan çok korkuyorlar. Suriye topraklarında planladıkları işin olmasına imkân vermeyiniz. Aksi takdirde verdiğiniz kurbanlar, kaybettiğiniz canlar ve akıttığınız kanlar boşuna olur. Hatta bunlar, Yaratıcıları karşısında sizlerden şikâyetçi olurlar. Biz, Allah'a, Rasûlü'ne ve müminlere ihanet edenler karşısında adam gibi adam olan Suriye halkını, kararlılıkları zayıflamasın ya da yürekleri yumuşamasın diye gözetmek için dideban oluyoruz. إِنَّ اللَّهَ يُدَافِعُ عَنِ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ خَوَّانٍ كَفُورٍ "Şüphesiz, Allah inananları savunur. Doğrusu Allah hiçbir haini, nankörü sevmez." [Hacc 38]
Kuşkusuz nusret, sabır iledir. Amerika, Beşşar ve koalisyon son nefesinde, kendilerini sizin kahramanlığınız ve kararlılığınızdan kurtaracak çözüm arıyorlar. Bu yüzden hak üzerinde sebat edin. Ölüm kalım meseleniz, Allah'ın yönetimi olan Râşidi Hilafet kurmak olsun. Allah ve Rasûl'ü ile amel etmeye sadık kalın. Çalışma ve gayreti Allah'a yardım etmek, dinini güçlendirmek için halis kılın ki Aziz ve Güçlü olan Allah da size yardım etsin. وَلَيَنْصُرَنَّ اللَّهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ "Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir." [Hacc 40]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
H. 9 Muharrem 1435
M. Salı, 12 Kasım 2013