بسم الله الرحمن الرحيم
Gene Medeni Evlilik Projesi Berri, Şeri Hükümleri Siyasî Fırkacılığa Kurban Ediyor
Parlamento Başkanı, "Geçenlerde kendisini ziyaret eden bir gurup gençle en yakın zamanda ahval-i şahsiye kanununun yeniden düzenlenmesine yönelik bir proje havale etmeleri üzerinde anlaştığını ve bu projeyi yasa tasarısı altında derhal ortak komisyonlara göndereceğini" açıkladı. Ayrıca medeni evlilik projesinin, "Fırkacı sistemin devrilmesine yönelik uygun bir zeminin oluşması yolunda temel adım teşkil ettiğini" düşündüğünü ifade etti. "Suriyeli milliyetçilerinin" temsilcisi, aceleyle Berri'yi ziyaret eden kafileye katılarak bu öneriye imza attığını ve bir gurup parlamenter bloklarının buna imza atacağını açıkladı ve şöyle dedi: "Milletvekillerinin çoğunun, Lübnan halkının fırkacı sistemin devrilmesi taleplerini karşılayacak olan bu yasaya muvafakat etmeleri gerektiği inancındayım."
Berri, daha önce de fırkacı sistem karşı gösteriler düzenlemek üzere sokaklara inen gençleri cezp etmeye girişiminde bulunmuş ve onlar da kendisine ümit kırıcı bir cevap vermişlerdi. Derken dinine ve şeriatına bedel ödettirme pahasına ikinci bir girişimde bulunarak siyasî fırkacılık ateşiyle kavrulan kafaları karışmış bu kişilerin ağızları sulandırdı ve şeriata düşmanlık hıncıyla onların imdadına yetişti.
Ey İnsanlar!
Kafir Batı, insanların işlerini İslam şeriatı ile gözeten İslam Devleti'ni ortadan kaldırıp İslam beldelerini işgal ettiğinde, yönetime, ekonomiye, öğretime, haricî siyasete ilişkin şeri hükümleri ve yargı hükümlerinin genelini uzaklaştırdı ve şeri hükümlerden geriye bugün ahval-i şahsiye olarak isimlendirilen evlilik, boşanma ve miras hükümleri dışında başka bir şey kalmadı. İslam'ın sistemleri yerine kendi ülkelerinden getirdikleri, akidemizle ve hayat tarzımızla çelişmesine rağmen bize zorla dayattıkları laik beşerî anayasaları ve kanunları koydular. Sonradan girdirilen bu hastalıklı sistemler arasında Fransa'nın icat ettiği ve içerisine kafir laiklikle iğrenç fırkacılığı karıştırdığı Lübnan modeli de vardı. Böylece devleti, üzerinde dinî duygulardan kopuk bilinçsiz çetelerin yönlendirdiği birbirlerini boğazlayan kabilelere dönüşen fırkaların çatıştığı bir çiftliğe çevirdi. Böylece insanlar, dinin fırkacılıktan beri olmasına ve siyasî fırkacılığın İslam dini ve bölgedeki diğer dinlerle hiçbir ilgisi olmayan bir Batı icadı olmasına rağmen fırkacılığın dine sarılmak anlamına geldiği vehmine kapıldılar.
İnsanların on yıllarca fırkacılık ateşiyle kavrulmasının, binlerce insanın son gösterilerde fırkacılığa karşı yaka silkelemesinin ve fırkacılığın alternatifi hususunda şaşırmalarının ardından iğrenç siyasî fırkacı liderler, bu kişilerin şaşkınlığını istismar etmek ve şeri hükümleri siyasî fırkacılığın nedeni olmakla itham etmek üzere ortaya çıktılar! Şeri hükümlere saldırmak ve çiğnemekle siyasî fırkacılık sorunu çözülecek sanki! Birdenbire bize şu meşhur Arap sözünü hatırlatmaktalar: [رمتني بدائها وانسلّت] "Çamur at izi kalsın!"
Ey Siyaset Tacirleri! Ey Laikler!
Evlilik ve boşanma ile ilgili şeri hükümlerin, fırkacı siyasî örflerinizle ne ilgisi var?! Şeri hükümlerin Fransa'nın belirlediği Lübnan'ın fırkacı anayasasıyla ne ilgisi var?! Fırkacı kotayı pekiştiren 43 Sözleşmesi ile ne ilgisi var?! Bunu değiştiren ve siyasî fırkacılığı daha da pekiştiren Taif Sözleşmesi ile ne ilgisi var?! İğrenç fıkracı rejiminize beraat hükmü verirken şeri hükümleri, cani ve sanık yapıyorsunuz ha?!
مَا لَكُمْ كَيْفَ تَحْكُمُونَ "Ne oluyor size nasıl hüküm veriyorsunuz?" [Kalem 36]
Ey Müslümanlar!
Liderleriniz, geçmişte sömürgeci kafirlerin cüret edemediği şeylere cüret ettiler. Zira sömürgeciler, şeri hükümlerin genelini yönetim ve yargıdan uzaklaştırmalarına rağmen Müslümanların namuslarına ne kadar düşkün olduğunu bildiklerinden dolayı ahval-i şahsiye hükümlerine cüret edemediler. Fakat bugün size liderlik eden öğrencileri, geçmişte efendilerinin aşmadığı kırmızı çizgileri aştılar.
Ey çeşitli mezheplerden olan hoşgörü ve erdem sahipleri! Ey insanların koltuklarını kabartmak için onların dinî duygularını istismar edenler! Ey Berri'nin müttefiklerinden dine ve şeriata düşkünlüğü ile tanınan kimseler! Dininize yönelik bu yeni cüretkarlık, bu defada imanınızı ve dininiz ile namusunuza olan düşkünlüğünüzü tahrik etmeden gelip geçecek mi?! Yoksa seslerinizin çıktığını işitecek ve sizden Allah ile salih kullarını razı edecek bir tavır görecek miyiz? Ya sizler ey insanları temsil ettiğini iddia eden milletvekilleri! Namuslarınıza ve şeriatınızın hükümlerine olan düşkünlüğünüzü gösterecek misiniz? Yoksa şeytanın izini takip ederek, Allah'ın dışında kanunlar çıkararak, O'nun haram kıldığını helal ve haram kıldığını helal kılarak, yasama organı diye isimlendirilmenizden dolayı söylemlerinizi eylemlerinizle doğrulayarak kendinizi O'nun ortakları yaptığınızı teyit mi edeceksiniz?
Ey Müslümanlar!
Sizler, mübarek karşıt ayaklanmanızla bu meşum projeyi 1998 yılında başarısızlığa uğrattınız ve siyaset tacirlerine kırmızı çizgilerinizin tamamen yok olmadığını bildirdiniz. O halde bu çizgilerden geriye kalanları yok etsinler diye bugün bu kişileri serbest mi bırakacaksınız? Eğer bu tehlikeli pozisyonda zayıflık gösterirseniz vallahi bu bir yürek acısı ve pişmanlık olur. O halde yüklendiğiniz emanete layık olun ve emanete ihanet eden kimselerden olmayın.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَخُونُوا اللَّهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُوا أَمَانَاتِكُمْ وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ "Ey iman edenler! Allah'a ve rasule hainlik etmeyin; (sonra) bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz." [el-Enfâl 27]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
H. 17 Rabi’-ul Âhir 1432
M. Salı, 22 Mart 2011