Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Beşar'ın, Cürümlerinden Dolayı Sorgulanmaksızın Rejimin "Barışçıl" Geçişiyle İlgili "Suriye'nin Dostları" Konferansını Talep Etmek Müslümanların Kanlarını, Onurlarını ve Dinlerini Hafife Almaktır

24.02.2012'de Tunus Dışişleri Bakanlığı Başkanlığında, 70 küsur devletin ve uluslararası gurupların temsilcileri "Suriye'nin Dostları" başlıklı konferans için Tunus'ta bir araya gelmişlerdir. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa, Almanya, Türkiye ve Lübnan hariç Arap devletlerinin Dışişleri Bakanları konferansa katılırken mücrim Suriye rejimine dönük desteklerini sürdüreceklerine dair açık sinyal veren Rusya ve Çin'den her biri konferansı boykot etmişlerdir. Nitekim onlar, Suriye rejiminin halkına karşı uyguladığı kanlı şiddeti durdurmanın yollarını görüşmek için bir araya gelmişlerdir... Zira kapanış bildiriminde, Suriye'deki krizin siyasî çözümüne yönelik çağrıda bulunulurken Arap Birliği de tüm tarafların temsilcilerini koordine edecek bir mekanizma üzerinde anlaşmaya varmak için Suriye'deki aktivisler de dahil muhalefeti temsil eden gurupları ve şahsiyetleri kapsayan bir toplantının yapılması çağrısında bulunmuştur... Ayrıca Suriye'deki geçiş süreci ve gelecekte azınlıkların haklarını korumak için çalışan bir hükümetin oluşturulması hakkında da açık bir bildiri yayınlanmıştır... Kayda değerdir ki bu ve benzeri diğer konferanslar, Suriye'deki uluslararası çatışmanın halkalarından biridir. Zira konferansa yönelik ilk çağrı, Suriye rejimine dönük kuşatmanın artırılması ve Beşar'ın devrilmesinin hızlandırılması amacıyla Fransa tarafından olmuştur. Ancak Amerika, gıda ve tıbbî yardımların ulaşmasını kabul etmesi için Suriye rejimine yalvarıp durduğu zayıf akışkan durumu açığa çıkarmaya dönük kararlarında etkili olmayı başarmıştır. Aynı zamanda bu kararlarla, fiilen gerçekleştirdiği cürümlerini uygulamaya devam eden Beşar ve çetesinin zayıflatılması da arzulanmaktadır. Zira Beşar ve çetesi, sadece Rusya ve Çin'in değil dahası konferansın kararlarını kendi maslahatı doğrultusunda etkileyen, Suriye'deki olayların kendi iradesi ve çıkarlarının dışına çıkmaması amacıyla İran, Türkiye, Irak, ve mevcut Lübnan hükümeti gibi bölge devletlerini kendisine tabi olmaya boyun eğdiren Amerika'nın korumasına dayanarak özellikle Bâb-ı Amr olmak üzere şehirleri bombalamak ve Suriye halkını en çirkin görüntülerle katletmek yoluyla cürümlerini sürdürmektedirler. Dolayısıyla bu kararlar mülahaza edildiğinde bunların, Beşar'ın alternatifini olgunlaştırmaya ve bir ajanı başka bir ajanla değiştirmeye yönelik her hangi bir kesin çözümü ertelemeye yönelen Amerika'nın çıkarlarına hizmet ettiği görülecektir! Sonra da otoritenin iddia ettiği gibi Beşar'ın işlediği cürümlerden dolayı sorgulanmaksızın Amerika'nın barışçıl geçiş için çağrıda bulunduğu çözüm gerçekleşecektir. Dolayısıyla Amerika'nın çözümün ertelenmesi için konferansı etkilemesi, alternatifin olgunlaşmadığını göstermektedir... Ulusal Konseye gelince; Clinton'un, sadece "güvenilir bir temsilci" olduğuna tanıklık etmesi onun henüz olgunlaşmadığını ve büyük Amerika'nın başka bir kanıtına muhtaç olduğunu göstermektedir!

Ey Suriye'deki Sabreden Sadık Mümin Müslümanlar!

Bu konferansta bir araya gelenler, Müslüman Suriye halkının dostları değillerdir. Bilakis onlar, ilişkilerini kendi çıkarları üzerine inşa eden düşmanlardır. Nitekim bu konferansın ortaya çıkardığı hususlar, sizin üzerinizdeki haricî komplonun en büyük kanıtıdırlar. Zira Beşar'ın, büyük cürümlerinden dolayı hiçbir şekilde sorgulanmaksızın devrilmesinin önerilmesi, kanlarınızın, onurlarınızın ve dinlerinizin hafife alınması demektir.

Allahu [Subhânehu ve Te'âla], Amerika yada Avrupa devletlerine değil sadece Kendisine başvurmanızı emretmektedir. Zira bu, haramdır. Yine Subhânehu ve Te'âla, değişimde Güvenlik Konseyi'nin kararlarına yada uluslararası küfür kanunlarına değil sadece kendi şeriatına ve Resulü [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in metoduna bağlanmanızı emretmektedir. Zira bu da haramdır. Çünkü Müslümanları, dahası onlarla birlikte diğer Müslümanları kurtaracak olan ortak kelime noktasındaki bütün Müslümanların garantörü sadece İslam'dır.

Hizb-ut Tahrir, günlerdir Suriye ve bütün Müslüman ülkelerdeki davetini zor şartlar altında yürütmektedir. Zira o, kıl kadar etkilenmeksizin Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in metodu üzerinde sabırlı ve kararlı bir şekilde devam etmektedir. Ayrıca o, düşüncenin en basiti olan vakıaya teslim olmayı ve çözümleri şeriatın dışından almayı düşünmemektedir. Yine Hizb-ut Tahrir sizleri, güçlü bir imana, samimi bağlılığa ve İkinci Raşidi Hilafet Devleti'ni kurmada ısrarcı olmaya davet etmekle birlikte sizin içinizde ve sizinle birlikte bu emri yerine getirdiğinde Allah'ın kendisinden razı olmasını temenni etmektedir.

Hizb-ut Tahrir olarak bizler, Suriye'de ayaklanan mümin Müslümanlara sesleniyor ve onlardan ayaklanmalarını sadece Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'ya hasretmelerini talep ediyoruz. Ayrıca hep birlikte İkinci Raşidi Hilafet Devleti'ni kurarak Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in âhir zamandaki vadini gerçekleştirmemiz amacıyla dinlerine nusret vermeleri, halklarını korumaları, yönetimi alıp helak olmuş Esad rejimini devirerek düşünceyi, planları ve uygulamaları güzelleştirmeleri için Müslümanların içerisindeki güç ve kuvvet ehline de sesleniyoruz. Umulur ki böylece Hilafet Dârı'nın merkezi Şam olur. O halde Hilafet'in kalesini ikame etmek için elini uzatanlara selam olsun. Allahuteala şöyle buyurmuştur:

وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ "Şüphesiz ki Allah, emrine galiptir, muktedirdir. Velâkin insanların çoğu bunu bilmezler!" [Yûsuf 21]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti


H. 3 Rabi’-ul Âhir 1433
M.  Cumartesi, 25 Şubat 2012

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER