Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْماً لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ

Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allahınkinden daha güzeldir?[Maide 50]

Ajan ve mücrim rejime karşı mübarek Şam devriminin patlak vermesinden bu yana komplocu ülkelerin entrikaları, devrimi ve samimi oğullarını ortadan kaldırma girişimleri durmadı. Bunun nedeni, devrimin, çıkarlarına hizmet eden ve planlarını uygulayan mücrim ajan rejimi tehdit ettiğini fark etmiş olmalarıdır.

Diğer Arap ülkelerindeki devrimlere nazaran bazı adımlar atıldı. Devrimde “Ebedi Liderimiz Efendimiz Muhammed” sloganları yükseldi. Devrimin çocukları, İslam’ın adaletinin gölgesi altında yaşamı arzulamaya başladılar. Bu uğurda çok büyük fedakârlıklar yaptılar. En önemli sabiteleri, “Suç rejimini devirmek, İslami yönetimi kurmak”tı.

Aralarında rol paylaşımı yapan kâfir Batı ve uşaklarının en önemli entrikaları, devrimi kirli siyasi para tuzağına çekmek, ardından devrim kararını çalmak, devrime kürtaj yapacak, istenilen her şeyi uygulayacak siyasi ve askeri liderler üretmekti. Devrim çarçur edildi, fırsat kaçırıldı. Söz konusu liderler, dış planların uygulanmasının içerideki aygıtı oldular... Dolayısıyla pusula saptı, sabiteler yok oldu, hedefler buharlaştı. Onun için artık ne rejimi devirmekten ne de İslam ile yönetmenin gerekliliğinden bahsedildiğini duymuyoruz. Amerika’nın siyasi çözüm adımlarını uygulamak için bir geçiş aşamasından ve bir anayasa komitesinden bahsedilmeye başlandı. Amerikan siyasi çözümü, tuzakların şiddetine, acıların sertliğine rağmen samimi oğullarının yüreğindeki devrim ateşini söndürmeyi amaçlıyor.

Amerika liderliğindeki komplocu ülkeler, Şam devriminin dürüst oğullarıyla süren çatışmayı varoluşsal bir çatışma olarak görüyorlar. İslam’ı yönetimden uzak tutmayı, İslam’ın yönetime dönüş düşüncesini bile ortadan kaldırmayı amaçlıyorlar. Çünkü inançları laikliktir, yani “dinin devletten ve hayattan ayrılması”dır.

Bu nedenle, devleti laikleştirmek ve insan yapımı bir anayasa belirlemek gerektiği konusunda aşırı ısrarcı oldular... Bu yüzden Amerika, Anayasa Komitesi üyelerini tek başına seçti. Komite, suç rejiminin temsilcileriyle laik muhalefet temsilcilerinin homojen bir karışımıdır... Anayasa komitesi, Şam kasabının insan yapımı anayasasında bazı değişiklikler yapma komitesidir... Sanki yeni kasap yönetimindeki anayasal değişiklikler için tüm bu fedakârlıkları yaptık ve acıları çektik. Tabii Amerika, eski kasabı değiştirme inceliğini gösterirse!

Ey Şam devriminin sadık müminleri! Biz, bazı anayasal değişiklikler için devrime kalkışmadık. Bu değişiklikler, Allah’ın indirdiğinden başkasıyla yönetimden, bir başka Allah’ın indirdiğinden başkasıyla yönetime, bir tiranın zorbalığından, başka bir tiranın zorbalığına geçiştir. Biz zulmün darlığından adaletin enginliğine geçmek, hüküm ve hikmet sahibi, her şeyden haberdar olan Rabbimizin Şeriatına göre yönetmek için küfür ve tiran rejimine karşı devrime kalktık. Şeriat, bu dünyada ve ahirette zafer ve kurtuluştur.

Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti kardeşleriniz olarak biz, size İslam akidesinden türetilen bir İslam anayasası tasarısı sunuyoruz. Tüm maddeleri, doğru bir şeri içtihatla şeri delillerden türetilmiştir. Anayasa tasarısı, bizimle Rabbimiz arasında, bizimle ümmetimiz ve halkımız arasında bir ahittir. O anayasayı uygulamak için çalışacağımıza dair Yüce Allah’a söz verdik. Makamına ve kabiliyetine göre çağrımız herkesedir. Samimi oğullarımızı ve kardeşlerimizi, Rableri ve ümmetleri karşısında sorumluluklarını üstlenmeye çağırıyoruz. Rabbimizin Şeriatını uygulamak ve insan yapımı anayasaları reddetmek için bizimle birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Pozitif anayasalar, kulların kullara kulluğunu yerleştirmekte, kulların Rabbinin Şeriatına sırtını dönmektedir…

Ey Şam toprakları müminleri! İslam’ı, slogan ve genel fikirler olarak görenlerle, bir anayasa ve yaşam biçimi olarak görüp taşıyanlar arasında dağlar kadar fark var. İkinci grup, net ve ayrıntılı bir projeye sahiptir. Bu net ve ayrıntılı projeyi yürürlüğe koymak için uyulması gereken dosdoğru bir şeri metodu var. Sadece bu projeyle, genel öneri ve parlak slogan sahipleri ile hak ideoloji sahipleri arasında ayrım yapabiliriz. Birinci zümre, çok geçmeden tersine dönüp parlak sloganlarına aykırı eylemde bulunabilir. İkinci grup ise, koşullar ne kadar çetin, ayartmalar ne kadar büyük olursa olsun hakka sımsıkı sarılır, asla ödün vermez.

Şeri sabitelere, açık ve ayrıntılı projeye dayanarak, sapan ve yolunu kaybeden herkesi basiretle hesaba çekebilir, doğru yola döndürebiliriz. Şeri sabitelerin ve net projenin yitirilmesi durumunda, ilişki sadece kişisel olacak, körü körüne itaat gerçekleşecek, rastgele hareket edilecektir. Tıpkı on yıldır devrim liderlerinin durumunda olduğu gibi.

Ey Şam toprakları müminleri! Size Hilafet Devletinin anayasa tasarısını sunuyoruz. Ki organları, sistemleri ve yönetim kurallarıyla bu devleti zihinlerinizde tasavvur edilebilesiniz.  Egemenlik Şeriatın, otorite ümmetindir.

O devlet, adalet devletidir, İslam hükümlerine göre güdüm devletidir. İnsan yapımı hükümler veya otoriter ve zorba kaprisler gölgesinde baskı, zulüm ve despot devleti değildir.

Ey Şam toprakları müminleri! Yüce Allah’ın Şeriatını hakem kılmak için çalışmak, hepimizin sorumluluğudur. O yüzden düşmanlarımızın bizim için planladıklarını, özellikle de bize dayatmak istedikleri insan yapımı anayasayı reddedin... Unutmayalım ki kurtuluşumuz ve izzetimiz, Rabbimizin Şeriatını uygulamaktan, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde dinimizin yönetimini tesis etmekten geçmektedir... Kuşkusuz Hilafet, mutlaka kurulacaktır, çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadi ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir... O halde Rabbinize yanıt verin ve bizimle birlikte çalışmaya koyulun. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُون Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allahın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer Yine bilin ki, Onun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti


H. 11 Rabi’-ul Âhir 1443
M.  Salı, 16 Kasım 2021

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER