بسم الله الرحمن الرحيم
Ulusal Koalisyonun Yeni Misyonu: Rejimi Değil de İslamcıları Vurmak İçin Batı Tarafından Silahlanmak ve Mücrim Suriye Rejimine Darbe İndirmek Değil de Onunla (2. Cenevre'de) Diyalog Masasına Oturmaktır!
Suriye Ulusal Koalisyon Üyesi Muhalif Michel Kilo 15.07.2013 tarihinde, çeşitli muhalefet guruplarının, yeterli finansmanı sağlayan ve uygun silahlar kullanan düzenli bir ordu içerisinde yeniden organize edilmesi amacıyla Koalisyon'un on üyeden oluşan bir yönetim kurulu oluşturulmasını arzuladığını ifşa etmiştir. Nitekim şöyle demiştir: Ürdün ve Türkiye'de hiçbir iş yapmadan oturan Suriye ordusu içerisindeki eski subayların, kararlaştırılan yeni yapıya entegre olmaları gerekmektedir. Buna müteakip şöyle demiştir: "Gerçek bir liderlik ve disiplin yoluyla yeniden düzenlenmesi ve yeniden yapılanması gerekmektedir." 09.08.2013 tarihinde, Suriye Muhalefet Koalisyonu Başkanı Ahmed Jarba, Ürdün'ün başkenti Amman'daki bir akşam yemeği partisinde, ilk aşamada altı bin savaşçıdan oluşan ulusal bir ordu oluşturulacağını ifşa etmiş ve şöyle demiştir: Koalisyon, bir çekirdek olmak, savaş liderlerinden ve birçok sorunlardan kurtulmak amacıyla kendisine Güneyde ve Kuzeyde gönüllü bir kapı açacak ulusal bir ordu oluşturmak için Özgür Suriye Ordusu Genelkurmay Başkanlığı ile stratejik bir çalışma sürecindedir...
Koalisyonun yerine getirme sözü verdiği iğrenç Amerika'nın misyonuna gelince; bunu, akıl hocası Michel Kilo'nın katılımıyla yaptığı çeşitli açıklamalarda Jarba tanımlamıştır. Zira 24/07 tarihinde Jarba, Michel Kilo'dan Burhan Kalyon, Selim İdris, Faruk Tayfur'un yanı sıra Kilo'nun kitlesinden Suheir Atassi'ye kadar tüm çevrelerin dahil olduğu bir heyet ile birlikte Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile görüşmüş, ona Koalisyon'un Batı'nın talep ettiği şekilde genişleyeceğini itiraf etmiş, ayrıca ona Batı'nın "yeni bir kompozisyona güvenme" imkanının olduğunu söylemiş ve Fransa Dış İlişkiler Komisyonu ile yapmış olduğu görüşme sırasında da "cihada ve şeriatın tatbik edilmesine" çağıran Nusret cephesi liderinin sözlerini eleştirmiş ve şöyle demiştir: "Suriye devrimi, bir diktatörü sınır dışı etmek ve onu radikal ve militan bir sistemle değiştirmek için olmamıştır... Zaten mücahitlerden ilk muzdarip olanlar da bizleriz." Diğer taraftan toplantıda hazır olan Selim İdris, "Rejimin ordusu ve milisleriyle karşı karşıya gelmek için Suriye Muhalefeti ile cihadcılar arasında yerel bir ittifakın" olmadığını vurgulamıştır. Ayrıca 26/07 tarihinde Jarba, Michel Kilo'nun da katılımıyla Kerry ile bir araya gelmiş ve ona, Suriye Koalisyonu'nun demokratik (yani İslami olmayan) bir Suriye'ye erişilmesine tam olarak bağlı kalacağını, her türlü terörü (yani İslam'ı) tam bir şekilde kınadığını, Suriye'nin totaliter (yani Râşidi Hilafet Devleti'ne) dönüşmesini reddettiğini ve Amerika'nın, radikallik ve askerî yardımlar pusulasının sapması (yani İslamcıların eline geçmesi) ihtimali hakkındaki korkularını anladığını vurgulamıştır. Yine Jarba, aralarında Rusya ve Çin'in de olduğu Uluslararası Güvenlik Konseyi üyeleriyle bir araya gelerek amaçlarının 2. Cenevre Konferansı için hazırlık yapmak olduğunu belirtmiştir. Aynı şekilde Jarba, 31/07 tarihinde yeni Katar Emiri ile görüşmüş ve 2. Cenevre Konferansı'na koşulsuz bir şekilde katılmayı desteklediğini açıklamıştır...
Ey Dâr-ul İslam'ın Merkezi Şam-Suriye'deki Müslümanlar!
Suriye Ulusal Koalisyonu'nun geçen Mayıs ayının sonlarında Amerika'nın emirlerine göre genişletilmesinden bu yana, laik üyelerin ona katılması ve Michel Kilo'nun kitlesi tarafından "demokratik platform" olarak belirtilmesi; laik bir göstergenin hakim olmasını sağlamak içindir. Ayrıca Kilo'nun kitlesinden olan Jarba'nın, 06.07.2013 tarihinde Suriye Koalisyonu'nun başkanı olarak seçilmesinden, bu genişlemeden ve bu seçimden bu yana Suriye Koalisyonu, bir atama olduğunu söylemesek bile genişleme ve seçim temelinde ortaya konulan ajandaya göre hareket etmektedir. Bu ajanda ise, rejimi değil de İslamcıları vurmak için Batı tarafından silahlanmanın ve mücrim Suriye rejimine darbe indirmek değil de onunla 2. Cenevre Konferansı'nda diyalog masasına oturmanın talep edilmesi hususlarına dayanmaktadır...
2. Cenevre Konferansı'nın yapılması, vakıa zeminindeki adımların gerçekleşmesine bağlıdır. Bu adımların en önemlilerinden biri de radikaller olarak nitelendirilen İslamcı ayaklanmacılara darbe indirmek ve ardından da 2. Cenevre'de mücrim Suriye rejimi ile diyalog masasına oturmaktır. Bu silahlanma ise; Amerika ile kendisine destek sağlamak ve insanları İslamî projeye destek vermekten uzaklaştırmak ve son olarak da Michel Aflak yönetimini perde arkasından Koalisyona liderlik eden Michel Kilo yönetimi ile değiştirmek amacıyla insanları kutuplaştırmak için ulusal ordunun sahte kahramanlıklarla aldatılması tiyatrosuna katılacak olan Suriye rejiminin çıkarı için insanların birbirlerini vurması fitnesinden ibarettir. Nitekim Kilo, "siyasî sahne" ile yaptığı bir röportajda, silahlı köktendinci örgütlerin tehlikesi hakkında uyarıda bulunarak şöyle demiştir: "Bu örgütlerin, devrime karşı yaptıklarını küçümsemek doğru değildir... Yine her durumda bu tehlikeleri göz ardı etmeye devam etmek de doğru değildir... Zira bunların göz ardı edilmesi ölümcül bir tehlike olup öncelikle rejimle çelişki içerisinde olan bir düşünceden hareketle bu tehlikelerle muamelede bulunmak da aynı ölçüde hatadır." Bu konuşmaya dikkatle bakıldığında Kilo'nun, Beşar ile diyalogda ilerleyen, dahası buna dönük bir girişimde bulunan İslamcıların vurulmasını önceliklerinden kıldığı görülecektir. Bundan dolayı Kilo, Beşar ile uluslararası çevreler arasında bir anlaşma noktasının oluşturulacağını ifade etmektedir!
Çok iyi biliniz ki; bu Ulusal Koalisyon, daha kurulduğundan bu yana şüphelidir. Zira onun üyeleri, Büyükelçilik kulislerinde seçilmişler ve Büyükelçiliklerin üzerlerine dayattıkları çalışma ajandalarına boyun bükmüşlerdir. Ayrıca onların, yol ve beş yıldızlı otellerdeki ikamet masrafları da Büyükelçilikler tarafından ödendiği gibi onların sandalye üzerindeki anlaşmazlıklarını da Büyükelçilikler çözmektedirler... O halde Batı ajanlığı üzerinde ısrarcı olan ve Müslümanlara hıyanet eden bu tür kimselerle hareket ederek Allah için kendi aleyhinize bir hüccet kılmayın. Hizb-ut Tahrir olarak bizler tüm Müslümanlara sesleniyoruz: Onların alimleri, ileri gelenleri, önderleri ve aralarındaki kuvvet ehli, Allahu Teâlâ'nın şu kavline uyarak Râşidi Hilafet'i kurmak yoluyla dini ikame etmek için Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in metodunu takip etmede bizimle birlikte olsunlar:
وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ تَفَرَّقُوا وَاخْتَلَفُوا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْبَيِّنَاتُ وَأُولَئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ يَوْمَ تَبْيَضُّ وُجُوهٌ وَتَسْوَدُّ وُجُوهٌ فَأَمَّا الَّذِينَ اسْوَدَّتْ وُجُوهُهُمْ أَكَفَرْتُمْ بَعْدَ إِيمَانِكُمْ فَذُوقُوا الْعَذَابَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْفُرُونَ وَأَمَّا الَّذِينَ ابْيَضَّتْ وُجُوهُهُمْ فَفِي رَحْمَةِ اللَّهِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ تِلْكَ آيَاتُ اللَّهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّ وَمَا اللَّهُ يُرِيدُ ظُلْمًا لِلْعَالَمِينَ "Aranızda hayra (İslam'a) davet eden, marufu emreden ve münkerden nehyeden bir ümmet (siyasi hizb/parti) bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir! Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır. Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün.) Şimdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kafir mi oldunuz? Öyle ise inkar etmiş olmanız yüzünden tadın azabı! (denilir). Yüzleri ağaranlara gelince, onlar Allah'ın rahmeti içindedirler; orada ebedî kalacaklardır. İşte bunlar, Allah'ın, sana hak olarak okuduğumuz ayetleridir. Allah alemlere haksızlık etmek istemez." [Âl-i İmrân 104-105-106-107-108]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
H. 5 Şevvâl 1434
M. Pazartesi, 12 Ağustos 2013