Perşembe, 24 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Yeni Ürdün Bütçesi İnsanları Yoksullaştırmak İçindir ve Siyasi Bir Cürümdür, Ajan Rejimin Sömürgeci Güçlere Olan Bağımlılığını Gösterir

Ürdün hükümeti, 2019 yılı devlet bütçesi yasa tasarısını Temsilciler Meclisine sundu. Milletvekilleri, ilk görüşmelerde gerçeği yansıtmadığı ve Ürdün halkının yaşadığı zor koşullara çözüm üretmekten uzak olduğu gerekçesiyle bütçe tasarısına tepki verdiler. Çünkü bütçe tasarısı, mali açığı azaltmak için vergi artışı öngörüyor. Temsilciler Meclisi, ayrıntılı bir şekilde tartışılması amacıyla bütçe tasarısını Finans Komitesine sevk etti.

2019 yılı bütçe tasarısı, ardışık hükümetlerin sunduğu önceki kötü bütçeler silsilesinden bir parçadır. Basiret ve feraset sahibi her insan, bu bütçelerin neden olduğu yıkıcı sonuçların farkındadır. Ekonomik ve politik çevreler, yaptıkları açıklamada, hükümet bütçelerinin kötülüğü, çaresizliği ve yozlaşmışlığı hakkında çokça kelam ettiler. Buna karşılık her yılsonu Temsilciler Meclisi’ndeki borazanlar, kürsüde yaptıkları konuşmalarla insanların yüreklerine su serpmeye çalışırlar. Sonra kötülük ve bozukluğuna rağmen bütçeyi onaylarlar. Becerisizliklerine, ihanetlerine ya da hükümet ve rejim ile yaptıkları işbirliğine mazeretler üretirler!

2019 hükümet bütçesinin finansörü halktır. Vergi gelirleri ve hizmet ücretleri bütçenin yüzde 93’nü oluşturuyor. Ama bununla hükümet ahmakça övünüyor. Maliye Bakanı, vergi gelirlerinde görülen yaklaşık 723 milyon dinar artış nedeniyle 2018 yılına kıyasla gelirlerde, yaklaşık 1035 milyon dinar bir artış kaydedildiğini söyledi. Yani hükümet önümüzdeki yıl bir milyarı aşkın dinarı haram yolla yiyecek! IMF’nin dayattığı ve Temsilciler Meclisi’nin onadığı yeni vergi yasası ile 2018’de alınan vergileri saymıyoruz bile! 2019’da yabancı ülkelerden alınan hibeler sonucu bütçe açığının yaklaşık 646 milyon dinara ulaştığı söylemine gelince, bu, rakamlarla oynamaktır ve saçma bir söylemdir. Çünkü vaat edilen dış yardımlar azaldığında, açığın bu oranın çokça üstünde olması bekleniyor. Buna ek olarak ekonomik yatırım projeleri geriledi, ekonomik büyüme yüzde 2’nin altına düştü. Kamu borcu, arttı. 2012 yılında yüzde 80’den 2018’de yüzde 95’e yükseldi. Maliye Bakanı’na göre kamu borcu, 28,4 milyar dinardır yani tahminen 40 milyar dolar. Hükümet, bütçe tasarısında da belirtildiği gibi 1.03 milyar dinarı asli borcun faizi olarak ödüyor. Oysa bu şeran haramdır. Bu faiz yüzünden de bütçe açığı büyüyor. Kaldı ki IMF’nin belirttiği şartlara uyulduktan sonra ancak uluslararası krediler veriliyor. Başbakan Yardımcısının belirttiğine göre Temsilciler Meclisi’nin onayını şart koşan IMF’nin yeni gelir vergisi yasası kabul edildiği halde IMF’nin gözden geçirmesi geciktiği için Japonlardan kredi alınamadı. Sömürgeci güçlerin kredileri ve ülke üzerindeki yıkıcı etkileri sonucu rejimin vardığı ve ümmeti içine düşürdüğü zillet ve bağımlılık işte budur.

Bu mali politikalar ve akim bütçelerin yıkıcı sonuçları, bireyler ve insanların geneli için aşikâr. Ülke halkını içine sürüklediği sefalet, geçim sıkıntısı, kötü hizmet ve çöküntünün boyutunu görmek için allame olmaya gerek yok. Yoksulluk ve yolsuzluk yaygınlaştı. Eğitim, sağlık, güvenlik ve yollar gibi toplumun temel ihtiyaçları ve zorunlu hizmetlerde büyük aksamalar oldu... İşsizlik oranı yüzde 18’e ulaştı ve giderek de artıyor, ekonomik büyüme azaldı, enflasyon oranı yükseldi. Ürdün’deki kamu mülkiyeti kaynaklarına gelince, yağmalanıyor ya da heder ediliyor veya politik ve sömürgecilik nedenlerle yeraltında gömülüdür. Çimento, potas, manganez, fosfat, limanlar ve havaalanları gibi KİT’ler, çok ucuza yabancılara peşkeş çekildiği için ümmet, bunların gelirlerinin büyük bir kısmından yoksundur.

Ey Ürdün halkı!

Rejimin sömürgeci güçlere teslimiyeti, IMF politikalarına itaati ülkeyi gerçek bir yıkıma ve büyük bir felakete sürükleyecektir. Bu yüzden samimi insanlar, ülkeyi kurtarmak, Ürdün ve halkına karşı kurulan kumpası bozmak için çalışmalıdır. Ülkenin bu felaketler ve krizlerden kurtarılması ise nedenlerinin bilinmesini gerektirir. Ülkenin ekonomik çürümüşlüğünün nedeni, sömürgeci güçlere ve kararlarına olan bağımlılıktır. Ürdün rejimi, Sykes-Picot Anlaşmasının ardından sömürgeci güçlerin özellikle İngiltere’nin siyasi kararıyla ortaya çıktı. İslam ümmetinin parçası olan Ürdün, İslami komşularından koparılıp, metin bir iple Batıya “sömürge kâfire” ve kapitalist sisteme entegre edildi. Yardımlar, bağışlar ve krediler yoluyla can verildi. Sanayi, tarım, madencilik ve zenginlikleri işlemek gibi gerçek kaynaklara dayalı reel bir ekonomi yaratması engellendi. Mescidi Aksa’yı işgal eden, kutsal Filistin topraklarındaki taşları, ağaçları ve insanları yok eden Yahudi varlığının bekçisi yapıldı. Batılı ülkelerin çıkarlarına hizmet eden, politikalarını uygulayan zayıf ve bağımlı bir varlığa dönüştürüldü.

Bütçe politik bir icraattır. Devletin izlediği politik doktrini ve benimsediği ekonomik sistemi gösterir. Ürdün rejiminin kabul ettiği bütçeler, yolsuzluk ve sömürü salgılayan, zenginlikleri, halkın kanını emerek yaşayan bir avuç kapitalistin tekeline veren kapitalist ekonomik sisteme dayalıdır. Bu rejim sömürgeci ülkelerin ve çürük kapitalist sistemin ipoteği altında olduğu sürece Ürdün ve halkı, sefalet ve geçim sıkıntısı içerisinde yaşamaya mahkûmdur.

Ey Müslümanlar!

Borç, yoksulluk ve çaresizlik döngüsünden kurtuluş, ancak İslam’a dönüşle, çözümleri İslami hükümlerden almakla, devletin gelir ve giderlerini şeri hükümlere göre düzenlemekle olur. Bu ise mali ve ekonomik politikanın İslam’daki ekonomik sistemin hükümlerine göre olmasını, kapitalist ekonomik politika ve fikirlerinden, faiz, borç, vergi gibi araçlardan kurtulmayı, IMF, Dünya Bankası ve tüm küresel kapitalist hegemonya aparatları ile ilişkinin kesilmesini gerektirir. Ülkenin kurtuluş ve özgürlük yolu budur. İşte Hizb-ut Tahrir sizi buna çağırıyor, hakka ve dosdoğru yola çağırıyor. Size hayat verecek ve sizi elim bir azaptan kurtaracak şeye davet ediyor. Sizi Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafete çağırıyor. Hilafette Müslümanlar, temiz bir hayat ve iyi bir yaşam sürecektir. Hilafet, ümmetin enerjisini ateşleyecek, dünyaya önderlik edecek, adalet, doğruluk ve iyilik yayacaktır. İşte sizi bu iyiliğe davet ediyoruz ey Müslümanlar! İcabet edecek misiniz?

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ * وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız. Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır.”[Enfal 24-25]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti


H. 19 Rabi’-ul Âhir 1440
M.  Çarşamba, 26 Aralık 2018

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER