- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İslam Orduları, Trump’ın Övündüğü Şeylerden Çok Daha Güçlü Kalelere Saldırdılar ve Bunu Bir Kez Daha Yapacaklardır
Haber:
Devlet Başkanı Trump, İran'ın Irak’taki ABD üslerine yaptığı füze saldırılarına şu sözleriyle cevap verdi: “…Şu anda meydana gelen kayıp ve zararlar değerlendirilmektedir. Şu ana kadar her şey iyi! Dünyanın en güçlü ve iyi donanımlı ordusuna sahibiz...!” Trump sadece sahip olduğu en güçlü orduyla övünmekle kalmadı, aynı şekilde "ABD silahlı kuvvetlerinin her zamankinden daha güçlü" olduğunu iddia etti.
Övünmekle sınırlı kalmaması belki de ABD’nin, Trump’ın iddia ettiği gibi Saddam Hüseyin’in yer altında inşa ettiği depolarda biriken güçleri kadar bir güçte görünmediğinden dolayıdır ki Fox News ile yaptığı röportajda Suriye’deki güçlerin “petrol elde etmek” için kaldığını açıkladı.
Yorum:
Trump’ın ABD güçlerine yönelik tahmininin ne kadar abartılı olduğunu bir kenara bırakırsak ABD'nin dünyanın en teknik ordusuna sahip olduğunu inkar etmek mümkün değildir ve hala kendisi on yıllardır küresel bir güçtür. Birçok ülkeye saldırılarının ardından onları molozların altında bıraktı. Bununla birlikte göreceli olarak birçok kişi güçte onu geçti ve sadece on yıllar boyunca değil bilakis asırlardır sağlam durdular.
Müslümanlar gururla, ABD'nin arkasında saklanmak için inşa ettiği her şeyden çok daha güçlü kalelerdeki zaferlerini hatırlıyorlar. Nitekim Kostantiniye 1453 yılında fethedilerek müjdenin gerçekleşmesi teyit edildi: لَتُفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ، فَلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا، وَلَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ “Kostantiniye elbette fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel bir komutandır, o ordu ne güzel bir ordudur.”
Buna ek olarak bu müjdeler daha sonraki müjdelerle ilişkilendirildi: Abdullah İbn-u Amr-u İbn-ul Âss şöyle diyor: بَيْنَمَا نَحْنُ حَوْلَ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم نَكْتُبُ، إِذْ سُئِلَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم: أَيُّ الْمَدِينَتَيْنِ تُفْتَحُ أَوَّلًا: قُسْطَنْطِينِيَّةُ أَوْ رُومِيَّةُ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم: «مَدِينَةُ هِرَقْلَ تُفْتَحُ أَوَّلًا، يَعْنِي قُسْطَنْطِينِيَّةَ “Dedi ki: Biz Abdullah İbn-u Amr-u İbn-ul Âss’ın yanındayken şöyle soruldu: Bu iki şehirden hangisi önce fethedilecek: Kostantaniye mi yoksa Roma mı? Dedi ki: Abdullah şöyle dedi: Biz Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in yanında yazıyorken O’na şöyle soruldu: Bu iki şehirden hangisi önce fethedilecek: Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem] şöyle cevap verdi: “Evvelâ Hirakl’in şehri, yani Kostantiniye fethedilecektir.”
Bu günümüzün vakıasında, Müslümanlara fethedileceği vaat edilen Kostantiniye şehrini ele geçirmenin ne kadar zor olduğunu belirtmek gerekir. Zira İslam orduları iki ay boyunca şehri kuşattılar ve güçlü duvarlar, hatta o günlerin en son teknolojisinin karşısında uzun süre durmanın ve saldırının zor olmasından dolayı önemli teknik ve lojistik sorunları çözmek zorunda kaldılar.
Saldırı için büyük komutan Muhammed Fatih en uzman mühendisleri görevlendirdi. Bu uzman -gayrimüslim olmasına rağmen- surlara saldıracak kadar güçlü büyük toplar inşa etmek için Osmanlı mühendisleriyle çalışmaya hazırdı. Nitekim zekaya, güce ve beceriye dayalı bu başarılı çalışma, tarihi kitaplarda ayrıntılı olarak bahsedilen birçok çalışmalardan biridir. Ama bizim için önemli olan bir diğer nokta, iki ay süren bu kuşatmanın, düşmanlara karşı en son kuşatmalar olduğu ve düşmanları, sadece on yıllar boyunca değil asırlarca püskürtmenin sonuncusu olduğunu hatırlamamızdır.
Müslümanların daha önce yaptıkları bazı kuşatmalar başarısız oldu. Mesela 1422 yılında yapılan kuşatma başarısız olduğu gibi 1411, 1402 ve 1390 yıllarındaki kuşatmaların tamamı da başarısız olmuş ancak onlarca yıl süren başarısızlığın ardından zafer gelmiştir. Buna ek olarak diğerleri de bu şehrin kalelerini yıkmak için çalıştı fakat başarısız oldular. Ayrıca 717-718 yıllarında, bunun öncesinde de 674 yılından 678 yılına kadar Emeviler de denedi ve tüm girişimleri başarısız oldu.
Gelişmiş ve yok olmuş birçok gayrimüslim imparatorlukların orduları, aynı şekilde yüzyıllar boyunca sabit kalan şehri ele geçirmede başarısız oldu. Aslında Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Müslümanlara vaat etmiş olduğu şey, görünüşte yenilmez düşmana karşı gerçekleşmesi zor bir zaferdi ama buna rağmen zafer gerçekleşti.
Düşman ne kadar güçlü olursa, zaferin lezzeti o kadar artar. Dahası zafer, hedefine güvenen ve değerlerinde kararlı olan bir ümmetin sahip olduğu düşüncede başlar. Dolayısıyla bu, ABD’nin sahip olduğu bir zafer değildir.
Amerika Birleşik Devletleri değerlerinden ve amaçlarından ayrıldı ve sadece daha kötü olanlarla kıyasla kendisini iyi hissediyor. Şimdi de düşmanların çoğunun hezimetinin ardından, son umudu üzerini örttüğü çirkinliğe sahte bir resim çizerek Müslümanları lekelemektir. Ancak bugün ABD’nin vakası o kadar çirkin ki, Müslümanlara yönelik iğrenç yalanları, onun dahili çirkinliğini gizlemesine izin vermiyor. Bu yüzden Müslümanlar için geriye kalan tek şey, hak üzere olduklarını ve ideolojilerinin de hak olduğunu görmeleridir. Böylece kalan tüm kalelerin temellerini sarsılacak ve ilk darbede yıkılacaktır. Artık bu çatışmanın zamanı gelmiştir. Şimdi iki mızrak boyu veya daha da yakın olan gurur ve zaferin saatidir.
#İstanbulunFethi
#istanbul
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Abdullah Rubin