Afgan Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, “Eğitim ve Politika: Afganistan’ın Müfredatında Dini Radikalizmin Kökleri” başlıklı bir araştırma yazısı yayınladı. Makalede İslami değerler, inançlar ve emirler ile açıkça alay edildi. İslami içeriklerin öğretilmesinin radikalizm ve aşırılığa yol açtığı belirtildi.

Bu kurum, sadece bir araştırma raporu yayınlamakla kalmadı, aynı zamanda ders kitaplarını İslami içeriklerden arındırmak için gerektiğini de söyledi. Gerçekten de bu tür araştırma makaleleri ve teorileri, şiddet için platform sağlar. Bu, Batılı bağışçıların uzun zaman önce izlediği bir hedeftir. Halkın eleştirisinden kaçınmak için Enstitü, kurnazca bir ek iliştirdi. Enstitü tarafından yayınlanan araştırma makaleleri ve yazıların sorumluluğun yazara ve/veya araştırmacıya ait olduğu kaydedildi. Oysa bu Enstitü ideolojik, önyargılı ve ardışık araştırma makaleleri ve anketleri ile her zaman “İslam’a” saldırmıştır. Tipik olarak “İslami değerleri” “radikalizm”, “köktencilik” ve “aşırılık” ile eşanlamlı olarak tercüme etmiştir.

Ancak son 20 yılda, Afganistan’ın eğitim sisteminin müfredatı birkaç kez yeniden düzenlenmiştir. İslami değerlerin çoğu müfredattan çıkartılmış, demokrasi kavramları eklenmiştir. Ancak bu laikler, müfredatta İslam’ın bireysel meselelerini bile görmeye tahammül edemedikleri için “İslam’a” karşı derinden agresif tavır takınıyorlar. Onları radikalizmle ilişkilendirip müfredattan çıkarmak için çağrıda bulunuyorlar.

Bu araştırmada olduğu gibi Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya, İslam’ın büyük Peygamberi SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e, İslami inançlara, İslami bakış açısının amacına, cihada, mücahitlere, zekât ve diğer İslami değerlere, inançlara cüretkâr bir şekilde hakaret edilmiştir. Aşağıda bu hakaret mektubunun birkaç bölümüne dikkat çekeceğiz:

• Bu araştırma makalesinde tüm Dil ve Edebiyat ders kitaplarının – hem Farsça-Dari hem de Peştuca – her dini duayı ve Yüce Allah ile Peygamber övgüsünü neden eleştirdiğinin korkusuzca kritiğini yaptılar. [S.48]

• Makalenin bir başka bölümünde, okul çocuklarına “doğru ve seçilebilir tek dinin İslam olduğunu” dememelerini şiddetle tavsiye ettiler.” Bu dini radikalizme yol açacaktır. [S.88]

• Bu araştırmada, diğer insanların putlarının ve tanrılarının ortadan kaldırılmaması gerektiğini cesurca vurguladılar. Afgan ders kitaplarında zikredilen Tanrı’nın diğer tanrıların ortadan kaldırılmasına, sonunda da Müslümanların tanrısının her şeyin Tanrısı olduğunu kanıtlamaya yol açacağı belirtildi. Bu tür şeylerin, öğrenciler arasında dini radikalizme yol açtığını iddia ettiler. [S.76]

• Bu yazıda, Müslümanların ilk Kıblesi olan “Kudüs” imgesinin, müfredata eklenmesinin dini radikalizme yol açtığını korkusuzca belirttiler. [S.106]

• Ders kitaplarında “Zekât alan gruplardan birinin mücahit olarak” geçmesini küstahça eleştirdiler. [S.54-55] Bununla birlikte bu mesele, Allah’ın doğrudan buyruğudur. Kur’an-ı Kerim, zekât verilen sekiz gruptan birinin mücahitler olduğunu açıkça belirtmiştir.

• Mücahitlerin imajını saldırgan bir şekilde tasvir ettiler: “Mücahitler, dogmatik bakış açılarıyla yabancı olan herkesi yok etmek için çalışır.” [S.57] Hâlbuki bu, en büyük İslami değere, İslam tarihine, Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı cihat eden Afganistan halkının mücadelesine yapılan affedilmez bir hakarettir.

• Bu saçma makalede ayrıca “yaşamın ilk amacının, tek Tanrı’ya ibadet etmek ve övmek” olduğu metninin öğretildiğini, refah için tek doğru yol olan müstakim yolun, öğrencileri dogmatizm ve radikalizme doğru ittiğini belirttiler. [S.70]

Aslında demokrasi ve laiklik altında herkes ve her demokratik kurum, sözde “araştırma raporları” ve “ifade özgürlüğü” kisvesi altında İslami değerler ve inançları sorgulama cesaretini gösteriyor. Öte yandan hiçbir kimse ve örgüt, böyle skandal alaylara karşı gelmiyor, saldırılarını, hakaretlerini ve alaylarını durdurmuyor. Böyle bir hakaret mektubu bundan birkaç yıl önce yayınlanmış olsaydı, ciddi tepkilerle karşılaşırdı. Fakat bugün, İslami yönetimin yokluğunda İslam’ın kutsallıkları ile cesurca alay edilebiliyor. Bu tür saçma senaryolara karşı sesini yükseltenleri ise bastırıyorlar, susturuyorlar, sonunda da çeşitli isimler ve yaftalar adı altında öldürüyorlar.