Cuma, 13 Rebiu’l Evvel 1447 | 2025/09/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Afganistan
Medya Bürosu

No: AF–BA–2025–MB–TR–09 H. 8 Rabi-ul Evve 1447
M. Pazar, 31 Ağustos 2025

ABD ve NATO İşgalinin Sona Ermesi, Yumuşak Sömürgecilikle Mücadele Etmek ve Nübüvvet Metodu Üzere Hilafete Yönelmek İçin Tarihi Bir Fırsattır

Bundan tam dört yıl önce, 31 Ağustos 2021 tarihinde, Amerika ve NATO güçlerinin yirmi yıl süren Afganistan’daki askerî işgali, son Amerikan askerinin gece yarısı ülkeden ayrılmasıyla sona erdi. Bu stratejik geri çekilmenin ardındaki ana sebep, Amerika’nın küresel odağını Çin’in yükselişini dengelemek üzere Hint-Pasifik bölgesine kaydırmak istemesidir.

Bu yeni büyük strateji doğrultusunda, başta Afganistan ve onun direnişçi halkı olmak üzere İslam coğrafyası, Washington için dikkat dağıtıcı bir sorun ve baş ağrısı kaynağı olarak görülmeye başlanmıştır. İşgalin sona erdiği o büyük günü ve elde edilen tarihi başarıyı elbette dün de bugün de takdirle anıyoruz. Tüm Müslümanların ve hassaten Afganistan halkının, İslam davetçilerinin ve mücahitlerin başarısı takdire şayandır.

Ne var ki, geride bıraktığımız dört yıllık döneme baktığımızda, kaçırılan devasa bir fırsat görüyoruz. Bu yıllar, Afganistan’da İslam’ın kapsamlı bir şekilde uygulanması ve köklü bir dönüşümün başlaması için tarihi bir fırsat sunuyordu. Tarihsel bir karşılaştırma yapmak gerekirse; Medine’deki İslam Devleti, kuruluşunun ilk dört yılında ümmetin temellerini atmayı, net bir iç ve dış politika vizyonu ortaya koymayı ve İslam’ı küresel bir aktör olarak konumlandırmayı başarmıştı.

Benzer şekilde, Afganistan’daki mevcut yönetimin de bu tarihi fırsatı kullanarak net bir yol haritası çizmesi beklenirdi. Bu, İslam’ı sadece bir slogan olarak değil, yönetimden ekonomiye, eğitimden yargıya ve dış ilişkilere kadar hayatın her alanını kapsayan bütüncül bir sistem olarak uygulamak anlamına geliyordu.

Ne yazık ki bu kıymetli fırsat layıkıyla kullanılamadı. İslâm’ın tam anlamıyla hayata geçirilmesi gerekirken, onun yalnızca bazı hükümleri, şahsî tercihler doğrultusunda, seçmeci ve aşamalı biçimde; üstelik eski cumhuriyet rejiminden miras kalan kalıplar ve modern ulus-devletin bünyesi içinde uygulamaya konuldu.

Bunun sonucu olarak ne İslam Devleti’nin ayırt edici bir özelliği ve kimliği belirlenebilmiştir ne de dış politika davet ve cihat temeli üzerine oturtulabilmiştir ne de İslam ümmeti, Afganistan’da filizlenmesini umduğu gerçek bir İslami değişimin küçücük bir kıvılcımını bile görebilmiştir. Tam tersine, İslami bir dönüşümden ziyade ulusal sınırlar içine hapsolmuş bir iç istikrarı sağlamaya, uluslararası toplumdan tanınırlık elde etmeye ve küresel güçler arasında bir denge politikası gütmeye yoğunlaşmıştır. Ancak bu yaklaşım, uzun vadede rejimin kendi meşruiyetini aşındırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Askeri işgal bitmiş olsa da asıl tehlike geçmiş değildir. Siyasete, ekonomiye ve düşünce dünyasına sızarak toplumu içten fetheden, çok daha sinsi bir hegemonya biçimi olan yumuşak sömürgecilik varlığını sürdürmektedir. Bu yöntemle, savaşın gürültüsüne veya askeri bir işgale gerek duymadan, ülkeler kendi iç dinamikleriyle kontrol altına alınmaktadır. Bu türden bir sömürge, dışarıdan bakıldığında bağımsızlık görüntüsü verse de, gerçekte ümmetin iradesini kırmakta ve İslâm’ın tam olarak uygulanmasına engel olmaktadır.

Tarihî tecrübeler, devletlerin çoğunlukla askerî güçten ziyade yumuşak güçle mağlup edildiğini göstermektedir. O hâlde bu meydan okumayla baş etmek; uyanıklığı, siyasî feraseti, yabancı elçilikler ve STK’ların kovulmasını ve İslâm’a tam bir bağlılığı gerektirmektedir.

Sonuç olarak, mücahit kardeşlerimize fırsatın henüz kaçırılmadığını, bilakis hikmetle değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatırız. Bu tarihi zafer, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet’in kurulmasının temel taşına ve bir köprüye dönüştürülmelidir. Hilafet; ümmeti birleştirecek, sömürgeciliği ortadan kaldıracak ve İslam’ın mesajını dünyaya taşıyacaktır. Aksi takdirde o büyük zafer gününün tüm kazanımlarının heba olup gitmesinden korkarız. Ve Allah korusun, Afganistan, tıpkı geçmişte olduğu gibi, yeniden sömürgecilik ve zillet çukuruna yuvarlanabilir! Nitekim Allah Subhânehu ve Teâlâ bizleri şöyle uyarmıştır:

وَإِن تَتَوَلَّوْا يَسْتَبْدِلْ قَوْماً غَيْرَكُمْ ثُمَّ لا يَكُونُوا أَمْثَالَكُمْ“Eğer O’ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.” [Muhammed 38]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Afganistan
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://hizb-afghanistan.org/
E-Mail: info@hizb-afghanistan.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER