6 Haziran’da Kabil’de yaşanan bir dizi trajik patlama ve yoğun protestoların ardından Kabil’de “Kabul süreci” adıyla düzenlenen Uluslararası Barış Konferansına tanık olduk. Konferansa Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve NATO’nun yanı sıra 23 ülke katıldı. Her zamanki gibi hiçbir sonuca ulaşılmadan konferans sona erdi.

Hizb-ut Tahrir / Afganistan Vilayetine göre “Kabul süreci” Konferansı, bir Amerikan girişimidir ve Moskova’nın çabalarına karşı düzenlenmiştir... Diğer 40 farklı toplantı ve konferans gibi bu konferansta da hiçbir somut sonuca varılamamıştır. Benzer şekilde bu konferans, kamuoyunu aldatmak amacıyla düzenlenmiş başka bir başarısız girişimdir. Gerçekten de Afganistan’daki çatışma ve kargaşanın temel nedeni, uzun süredir ülkede yerleşik ABD ve NATO güçlerinin varlığıdır. Ve bölgedeki uzun vadeli sömürgeci amaçlarıdır. Bu, Afganistan’da barış yerine savaş demektir. Ayrıca ABD ve NATO, bölgedeki savaş projeleri için Afganistan’ı bir üs olarak kullanıyor. Bu nedenle Taliban, sözde barış anlaşması için masaya otursa bile acımasız savaşın sona ermesine önemli hiçbir etkisi olmayacaktır... Savaşı sürdürmek için barış anlaşması ve sürecin parçası olmayan IŞİD gibi başka bir alternatif bahane çoktan devreye sokulmuş durumdadır.

Mücahit Afgan halkı, ABD, NATO ve onların kukla rejimlerinin bu tür “barış” süreçlerini boş ümitler dağıtmak için kullandığını anlamalıdır. Gerçekte bu güçler, yoğun çatışmaları, operasyonları ve silahlı muhalefeti kendi çıkarları için kullanıyorlar. İşleri bittikten sonra da silahları bırakmaları için muhaliflere baskı yapıyorlar. Uluslararası kurumlardan izole ediyorlar. ABD’nin Afganistan için hazırladığı laik anayasayı kabul etmeye zorluyorlar. Amerika’nın bu dört şartını kabul etmeyen herkes, ABD çıkarları için tehdit olarak görülecek, ardından “teröristler” oldukları gerekçesiyle öldürüleceklerdir.