Hasina rejimi, Covid-19 vakalarını ve ölümlerini kontrol etmek adına “tecridin” yeni bir aşamasına geçti. Ülkeyi kırmızı, sarı ve yeşil bölgelere ayırdı. “Tecridin” enfeksiyonlar ve ölümler üzerinde etkili olup olmadığı konusunda küresel çok fazla tartışma yaşanıyor. ^{(www.theguardian.com/world/2020/jun/07)} Hükümet, son zamanlarda bazı VIP’ler arasında görülen enfeksiyonlar nedeniyle böyle bir karar aldı. Önceki “tecrit” veya “tatiller”, insanların geçim kaynaklarını yok etmekten, ekonomi ve hayatı durdurmaktan başka bir işe yaramadı. Aslında hükümet, insanların geçimini umursamıyor, korkak kapitalist seçkinleri virüs enfeksiyonlarından ve ölümlerinden korumak için tam ve kısmi “tecrit” kararı aldı. Ayrıca Hasina rejimi, insanların öfkesini karantina altına almak için “tecridi” bir araç olarak kullandı. Böylece insanlar, hükümetin sağlık alanındaki yanlış ve yozlaşmış yönetimine, temel ihtiyaçlarının karşılanmamasına karşı sokağa inemeyeceklerdi. “Tecritte” bastırılan konfeksiyon işçilerinin maaşlarını talep etmesi sırasında buna açıkça tanık olduk.

Hasina rejimi, halkı korumuyor, çünkü İslam’ın hastalığın merkezini karantina altına politikasını izlemiyor. Aksine körü körüne laik kapitalist ülkelerin peşinden gitti. Politik çıkarına ve kapitalistlerin insanların yaşamı üzerindeki ekonomik çıkarlarına öncelik verdi. COVİD-19’un kapitalist seçkinlere bulaştığını gördüğünde, Dakka şehrini boşaltmaya karar verdi. Hilekârlıkla umumi tatil ilan etti, insanların şehir dışına çıkmasına izin verdi. Bu arada hükümet, VIP hastaneleri kurdu ve elitlerini tedavi etmek için en iyi hastanelere ele koydu. Hükümet, halk arasında korku ve paniği bertaraf ederek durumu sakinleştirmek yerine COVİD-19 paniğini körükledi. Öte yandan doktorlara kişisel koruyucu ekipman sağlayamadı. Sonuçta ülkenin ihmal edilen sağlık hizmetleri tamamen çöktü. Bakım yetersizliği nedeniyle COVID-19 hastaların tedavisi şöyle dursun genel hastaların sağlık hizmetlerinde bile kriz yaşandı. Dolayısıyla insanların hayatı, kapitalistlerin çıkarı için 100 milyar Takalık teşvik paketi açıklayan bu laik rejimin gözünde önemsizdir. Geliştirmek şöyle dursun ihmal edilen sağlık hizmetinin reformu için hiçbir girişimde bulunmadı. Bunun yerine yolsuzlukla paraları yağmaladı. Bu şekilde Hasina rejimi, insanları kandırıp onlara büyük bir haksızlık yaptı. Diğer yandan kapitalist ve siyasi elitin hayatını kurtarmak için halka insanlık dışı tecridi dayattı. İnsanların hayatını ve geçimini büyük bir kriz içerisine soktu.

Hasina rejimine şunu hatırlatmak istiyoruz: Kapitalist ve politik elitin çıkarı için insanları kandırarak kimsenin ölümünü ne geciktirebilir ya da hızlandırabilir. Çünkü yaşam da ölüm de Allah katındadır.

وَلَوْ يُؤَاخِذُ اللَّهُ النَّاسَ بِظُلْمِهِمْ مَا تَرَكَ عَلَيْهَا مِنْ دَابَّةٍ وَلَكِنْ يُؤَخِّرُهُمْ إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى فَإِذَا جَاءَ أَجَلُهُمْ لَا يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ“Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, orada hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.”^{[Nahl 61]} Bilmeliler ki, kötülükleri nedeniyle Allah’ın gazabına maruz kalacaklardır.

Medyadaki otorite ve sorumlu kişilere de şunu söylemek istiyoruz: Hükümetin aldatıcı eylemlerine doğruluk kazandıran COVİD-19 konusunda paniğe yol açmamalısınız. Daha ziyade sağlık hizmetinde gerçekleşen büyük yolsuzluk ve kötü yönetimi ortaya çıkarmak, insanların hayatı ve geçiminde görülen tarif edilemez zorlukları göstermek, ezilen insanların lehinde tavır almak sizin sorumluluğunuzdadır. Bu, profesyonel bütünlüğünüzü korumanın bir gereğidir.

Sözlerimize son verirken, tekrar şunu hatırlatmak istiyoruz: Bu laik iktidar rejimin gözünde birkaç kapitalist seçkinin çıkarı daha önemlidir, halkın yaşam ve geçiminden daha kutsaldır. Ne onlardan ne de eylemlerinden hiçbir hayır yok. Dolayısıyla bu laik iktidar rejimini ve takip ettikleri kapitalist ideolojiyi ortadan kaldırın, Raşidi Hilafetin yeniden kurulması için Hizb-ut Tahrir önderliğinde birleşin. Hizb, Şeriat temelinde insanların hakkını temin edecek, tıpkı Hilafet Devletinin ilk Halifesi gibi insanların hem yaşamını hem de geçimini koruyacaktır. Ebu Bekir, halkın koruyucusu olarak yaptığı ilk konuşmasında şunları söyledi:

والضعيف فيكم قوي عندي حتى أريح عليه حقه إن شاء الله، والقوى فيكم ضعيف حتى آخذ الحق منه إن شاء الله “Benim katımda zayıf, Allah’ın izniyle ona hakkını verinceye kadar güçlü, güçlü de ondan hak alınıncaya kadar Allah’ın izniyle zayıftır.” ^{[El Bidaye ve En Nihaye 6/305-306]}