Beklendiği gibi hükümet, kapitalist elitleri hoşnut etmek için COVİD-19 pandemisinin ardından hazırladığı 2020-21 mali yılı bütçesini 5,569.78 milyar taka olarak açıkladı. Bütçe, halkın yükünü artırırken, kapitalist elitlere ezici faydalar sağlıyor. İktidar partisinin açıkladığı bütçe, “virüs krizini olasılıklara dönüştürmenin” bir aracıdır. Bu laik iktidar rejimi, insanların geçimi pahasına kapitalistlerin yararına sistemin tüm güvenlik açıklarından yararlanıyor. İktidar partisi, aslında bu bütçeyi siyasi ve kapitalist elitler için büyük bir fırsat haline getirecek. Zira kapitalizmde “bütçe ödeneği”, ahlaksız yağmacılık ve “şirket sözleşmeleri” için karlı bir araçtır. Örneğin, bu bütçede COVID-19 ile mücadele bahanesiyle sağlık ve aile refahı ödeneğinde geçen mali yıla oranla yüzde 13,66 oranında artış yapılmıştır. Oysa bu iktidar rejiminin tüm sağlık sistemimizi yolsuzluğa boğduğunu biliyoruz. COVİD-19 riski karşısında savunmasızları korumak için tahsis edilen fonları yağmalamıştır. “Tecrit “ sırasında COVİD-19 ekipman alımında yolsuzluk yapıldığı haberleri basına yansıdı. Vantilatörler gibi hayat kurtarıcı makinelerin satın alınmasında ihmalkârlık gösterdi. Çeşitli Tıp Fakültesi ve Hastane müdürlerinin ya yerlerini değiştirdi ya da yolsuzluğa karşı açıklamalar yaptıkları için ceza olarak özel görev (OSD) memuru yaptı. ^{(Dhaka Tribune, 9 Haziran 2020)} Dolayısıyla bu hükümet, ihmal edilen ve bozulan sağlık sektörünü suçlulara teslim etti, o yüzden sözde “artan ödeneği” nasıl ve kimin için kullanmak istediğini çok iyi biliyoruz. Bu mevcut salgında ekonomik ve politik elitlerin ayrıcalığı karşısında sıradan insanların çektiği ekonomik sıkıntılar ve sağlık hizmeti sefaleti, bu laik kapitalist rejimde sıradan insanların yaşamlarının önemsiz olduğu gerçeğini apaçık ortaya koydu. “COVİD-19 ile mücadele için” laik rejim, kapitalistlerin yararına 1000 milyar taka teşvik paketi hazırladı. Hastane ve diğer sağlık tesislerini VIP’lere ayırdı. Fakat ihmal edilen sağlık hizmetlerinde, geliştirmek şöyle dursun reform yapmayı umursamadı. Aksine yolsuzluk yoluyla para yağmalamaya devam etti. Şimdi de kazancına kazanç katmak için bu bütçeyi bir araç olarak tasarladı.

Şuanda bu obur hükümetin organize yağma ve paramızı yasal talan ile yetinmediğini görüyoruz. Baskıcı dolaylı vergilerle (KDV, gerekli mal ve hizmetlere ilişkin ek vergiler vb.) sadece bu neslin yükünü değil aynı zamanda gelecek nesillerimizin kamu borcu faiz yükünü de artırıyor. Hasina hükümeti, 2,200 milyar taka gibi gerçekçi olmayan bir gelir hedefi belirledi. Toplam 1900 milyar taka (GSYİH’nın yüzde 6’si) bütçe açığını karşılamak için de iç ve dış kredilere başvuracak. Yurt içi borçlanmaların yanı sıra Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası (WB) gibi ünlü neo-sömürgeci kurumlardan krediler alacak. Tabii bu kurumlar, büyüme ve insanlık karşıtı bir dizi koşullar öne sürecekler. Bu nedenle bu kümülatif kredilerin artan faiz yükü sebebiyle genç ve gelecek nesiller üzerine ağır vergiler konulacak. Bütün bu politikalar, daha az ayrıcalıklı ve ezilmiş hayatları daha da sefil hale getirecek olmasına rağmen bu acıklı hükümet, ulusal zenginlik yağmacılarına, para aklayıcılarına ve benzeri görülmemiş lükslere sahip güçlü vergi kaçakçılarına cömertçe davranmakta. Dolayısıyla bu salgın, önceki tüm krizler gibi, bu kan emici kapitalist elit için çok para getiren karlı bir fırsattan başka bir şey değil. Zenginin harcaması için yoksuldan vergi alınacak.

Ey Bangladeş halkı! Tehditkâr sefaletinizin nedeni, COVİD-19 virüsü değil, aksine yırtıcı kapitalizm ve uygulayıcısı olan laik iktidar rejimidir. Rejim, COVİD-19 paniğini canlı tutmak istiyor, böylece otorite istismarı ile siyasi ve maddi kazanımlar sağlayacak. Bu mali bütçe, sadece bunun bir devamı. Hizb-ut Tahrir size bu yapay sefaletten çıkmanın tek çözümünün, yozlaşmış kapitalist sistemi terk etmek olduğunu hatırlatmaktan asla bıkmayacak. Kapitalizm, zenginliğimizi ve paramızı yağmalamak için her fırsatı değerlendiren dar bir elit zümresine siyasi ve ekonomik güç sağlıyor. Gerçek çözüme doğru koşun ve vaat edilen Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafette İslami ekonomik sistemi uygulamak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışın. Hilafetin binlerce yıl tüm vilayetlerinde ekonomik adaleti sağladığını bilin.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun.”^{[Enfal 24]}