30 Ağustos 2015 Pazar günü, Hizb-ut Tahrir’in iki kadın üyesi, Dakka Uttara Dedektif Şubesinin haydut ve utanmaz polisleri tarafından tutuklandılar. Üyelerden biri, diş hekimi, bir diğeri de profesyonel bir mühendistir. Bu iki masum ve savunmasız Müslüman bayanın işlediği tek suç, 4 Eylül 2015 Cuma günü Hizb-ut Tahrir tarafından düzenlenecek “Yükselen Hilâfet... Ve Bangladeş’in Siyaset ve Ekonomisinde Kaçınılmaz Dönüşüm” başlıklı konferansa tanıdıklarını davet etmeleridir. Ümmetin onurlu bayanları, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Hilafet farziyetine yönelik toplumun teveccühünü kazanmakla ne gibi tehdit işlemişler! Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ, İslam’a davet eden Müslümanları övüyor:

وَمَنْ أَحْسَنُ قَوْلًا مِمَّنْ دَعَا إِلَى اللَّهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ إِنَّنِي مِنَ الْمُسْلِمِينَ“Ben şüphesiz Müslümanlardanım deyip dürüstlükle çalışarak Allah’a davet eden kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?” ^{[Fussilet 33]}

Haydutlarına cesur bayan kardeşlerimizi tutuklama talimatı veren şeytan Şeyh Hasina rejimi, Allah’ın gazabına nail olarak gerçekten büyük bir suç işlemiştir. Bu bayanların haksız yere tutuklanmaları, Firavun Hasina hükümetinin bir başka çirkin yüzünü göstermektedir. Bununla Hasina hükümeti, İslam’a ve davetçilere olan kindar egosunu tatmin etmektedir.

Ey zorba Hasina! Ey devrik tiranın kızı!

Şeriat nazarında çok asil ve üstün olan bayan kardeşlerimize karşı böyle iğrenç eylem sonrasında kurulacak Hilafet Devletinin mahkemesi tarafından ağır cezaya çarptırılacağını hiç düşünmüyor musun? Hükümet günleriniz sayılıdır. Biz, Hizb-ut Tahrir’in Emiri Ata Bin Halil Ebu Raşta önderliğinde yükselen Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilâfet çağrılarına karşı senin çaresizliğini ve korkularını seziyoruz. İktidara tutunmak için umutsuzca ve sadistçe eylemler yapsan da yok olmaya mahkûmsun. Bu, sadece bir zaman meselesidir. Samimi Hilafet davetçilerini aşağılamak ve zarar vermek için senin talimatlarını uygulayan haydut polislerini ve seni asla affetmeyeceğiz.

Allah Subhânehu ve Teâlâ bayan kardeşlerimizin kalbine sabır ve sebat telkin eylesin. Ve onları rahmetiyle kuşatsın. Sabır ve fedakârlıkları nedeniyle hem bu dünyada hem de ahirette onların mertebesini yükseltsin. Allah Subhânehu ve Teâlâ topraklarımızdan zorbaları bertaraf etsin, İslam’a ve Müslümanlara zaferi geri getirmek için bizleri muzaffer kılsın. Ey güçlü olan Allahım! Bize merhamet et.

وَنُرِيدُ أَنْ نَمُنَّ عَلَى الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِينَ“Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) vâris kılmak istiyorduk.” ^{[Kasas 5]}