Hasina rejiminin amansız ve acımasız Soruşturma Bürosu polisleri, 15 Ocak 2016 tarihinde başkentin Mirpur bölgesinde Hizb-ut Tahrir üyesi Faidar Rahman’ı kaçırdılar. O zamandan beri de gözaltında tutuluyor. Henüz mahkeme karşısına çıkarılmış değil. Parti üyeleri ve aktivistlerine karşı devam eden tüm bu tutuklamalar, adam kaçırma ve işkence furyası, Hasina hükümetinin maruz kaldığı hayal kırıklığı ve kaygının bir ürünüdür. Korkak birçok taktikler yanı sıra Hizbin kararlılığını kırmaya yönelik pek çok başarısız girişimler de oldu. Ama Batı’nın sefil ve beceriksiz “ajan rejimi” ümmetin yiğit evlatlarının motivasyonunu demoralize edemedi.

Hizb-ut Tahrir, bu rejiminin adam kaçıran tüm kuruluşlarına yüksek sesle ve açıkça şöyle sesleniyor: Biz, tüm sonuçları dikkate alarak ve bilerek bu dikenli yola girdik. Bu yola canımız ve kanımız feda olsun. Korkunun ecele faydası yoktur. Biz acıların arkasına da sığınacak değiliz. Biz yalnızca Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan korkarız. Demagog Hasina’dan değil. Allah’ın azılı ve bariz düşmanının bize verdiği geçici acılar gerçekten umurumuzda değil. Hasina bizi incitebilir. Ama Allah Subhânehu ve Teâlâ, bu dünya ve ahirette bize nihai zafer, sonsuz sevinç ve mutluluk vaat etmiştir. Bizimle uğraşma ve zamanını boşa harcama ey Hasina! Bu savaşı kesinlikle kazanamazsın.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا أَنصَارَ اللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيِّينَ مَنْ أَنصَارِي إِلَى اللَّهِ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ أَنصَارُ اللَّهِ فَآمَنَت طَّائِفَةٌ مِّن بَنِي إِسْرَائِيلَ وَكَفَرَت طَّائِفَةٌ فَأَيَّدْنَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَىٰ عَدُوِّهِمْ فَأَصْبَحُوا ظَاهِرِينَ “Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu İsa havarilere: Allah’a (giden yolda) benim yardımcılarım kimdir? Demişti. Havariler de: Allah (yolunun) yardımcıları biziz, demişlerdi. İsrail oğullarından bir zümre inanmış, bir zümre de inkâr etmişti. Nihayet biz inananları, düşmanlarına karşı destekledik. Böylece üstün geldiler.”^{[Saff 14]}