01 Haziran 2017’de Bangladeş Maliye Bakanı AMA Muhith, 4 trilyonluk 2017-18 mali yılı bütçesini meclise sundu. Yüzde 35 oranındaki bütçe açığını kapatmak için KDV oranları artırılıyor. Gerçek şu ki sözde “büyüme” bütçesi adına yoksul ve orta sınıfın cebinden paralar hortumlanacak, yönetici elit ve yandaşlarının servetine servet katmak için onlara peşkeş çekilecektir.

KDV oranları (sabit %15) ve Maliye Bakanının alaycı yorumları, kapitalist hükümetin insanların sorunları karşısında duyarsız kaldığının göstergesidir. Zira yoksullar da zenginler gibi aynı vergi mükellefiyetine tabidir. Alt gelir grubundaki insanların vergi mükellefleri artarken, tekstilciler %15 oranındaki kurumlar vergisi indiriminden faydalanacaklar. Üreticiler de hammadde alımı indiriminden istifade edecekler, ama bu indirim asla tüketicilere yansımayacak. Bütçe konuşmasında AMA Muhit, zenginleri savunarak yapılacak vergi indiriminin ekonomiye canlılık getireceğini söyledi. Tekstilcilere ve üreticileri sempatik gözüken bakan, KDV sisteminin alt gruplar üzerinde ne kadar enflasyon etkisi yaratacağını hesaplamıyor. Bakanın ileri sürdüğü argüman, “kötüye giden kapitalist ekonominin” özüne en iyi örnektir. Kapitalist ekonomi, yoksullardan çalar, zenginlere verir.

KDV artışı yapan ve içselleştiren Bangladeş’teki bütün rejimlerin temel dürtüsü, Batılı efendilerine güzel gözükmektir. Neo sömürgeci kurumlar, Uluslararası Para Fonu (IMF), Uluslararası Finans Kurumu (IFC) vb. sözde verimli gelir seferberliği adı altında KDV artışları ile yaşamlarını sürdürüyorlar. Bu kurumların denetimi altında rejim, sözde dev ama gereksiz “mega projeleri” fonlamak için insanların parasını KDV ve vergiler yoluyla yağmalıyor.

Sömürgeci Batı himayesinde kapitalist ekonomik sistemi uygulayan başarısız yöneticiler nedeniyle Bangladeş ekonomisinin çarpıklık ve başarısızlığı kronik, endemik ve üstesinden gelinemez bir hal almıştır. Bu haksız ve zalim ekonomik sistemin üstesinden gelmenin tek yolu, Hilafet Devletinde uygulanacak İslam ekonomik sistemidir. İslam, ekonomide özellikle vergi alanında temel değişiklikler yapacak, KDV, mal ve hizmetler vergisi (GST) ve gelir vergisi gibi haksız vergilerden insanları kurtaracaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لا يدخل الجنة صاحب مكس  “Meks sahibi cennete giremez.”^[Ahmed] İslam, vergiler yerine gelir elde etmek ve ekonomik seferberlik için benzersiz sistemini uygulayacaktır. Gaz, petrol, elektrik, su vb. gibi kamu mülkiyetinden, yıllık haraç ve öşür yoluyla da tarımsal ürünlerden gelirler elde edecektir. Böylece ekonomik canlılık daralmadan gelir kaynakları yaratacaktır. İslam’ın genel vergi matrahı, haksız kapitalist ekonomiye kıyasla bir hayli düşük olacak ve harcama, yatırım ve girişimciliğe teşvik etmek için tasarlanacaktır. Ve tabii ki Hilafet Devletinin parası altın ve gümüşe dayalı olacaktır. Doğal olarak bu, bugün itibari para biriminden kaynaklanan enflasyonun ortaya çıkmasını engel olacaktır.