Afganistan’da bir milyon çocuk, kıtlık nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya. On milyon kız ve erkek çocuk, hayatta kalabilmek için uluslararası insani yardıma gerek duyuyor. Ülke halkı bu krizden muzdarip. Birleşmiş Milletler, Taliban’ı ve ülkenin kontrolünü ele geçirmesini konuşuyor. Bu krizin Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinden sonra ortaya çıktığını ileri sürüyor! Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antony Guterres, yaptığı açıklamada, Taliban’ın geçen ay ülkede kontrolü ele almasının ardından yoksulluğun arttığı, kamu hizmetlerinin çökmeye yakın olduğu konusunda uyarılarda bulundu.Bu gerçekten utanç verici! Guterres kalibresindeki bir yetkiliye, dürüstlük yakışır. Taliban’dan önce Afganistan’da güvenlik ve refah var mıydı? Birleşmiş Milletler’in raporu ve uluslararası toplumun endişesi, gerçekten dürüst mü?

Afganistan, 20 yıl boyunca ABD işgali altında cinayetlere ve yıkıma tanık oldu. Kaynakları kurutuldu, kuraklık ve yoksulluk gibi felaketler yaşadı. Kalkındırma ve geliştirme bahanesiyle Afganistan’ı işgal eden ABD, uluslararası yardımlardan bağımsız olarak Afganistan’a kendi kendine yeterliliğine yardımcı olacak hiçbir şey vermedi.

Birleşmiş Milletler, Afganistan’da açlığı yok etmek için milyonlarca dolarlık yardım paketiyle övünüyor. Bu adi kapitalist uygarlığın pespayesidir. Müslüman gençleri katleden, kutsallıklarını ihlal edeni ve servetlerini yağmalayan uluslararası düzen, bugün yardımdan bahsediyor. Uluslararası düzen, tamamen bitkin düştükten sonra Afganistan’dan çıktığını biliyor. ABD Dışişleri Bakanı, ülkesinin Afganistan’dan çıktığını açıkladı. Afganistan’ın kendi kendine yeterliliğe erişemeyeceğinin farkında. Uluslararası siyasi geleneğe göre Taliban yeni doğmuş bir hükümettir. O halde bu görevi nasıl eda edecektir? İktidar, Batı yanlısı Afgan güçlerinin elinde olsa da uluslararası sistem aynı tonda hareket edecek mi? Birleşmiş Milletlerin, siyasi, ekonomik ve Batı düzeninin zehirli yaşam tarzı sosyal sözleşmelere uyma karşılığında sözde üçüncü dünya ülkelerine nasıl mali yardımda bulunduğunu gördük. CEDAW ve Pekin anlaşmaları, Müslüman ülkelere mali destek karşılığında zorla empoze edildi.

Amerika dünyayı mafya zihniyetiyle yönetiyor. Ülkelerin kaynaklarını kurutuyor, zenginliklerini yağmalıyor, kurumlarını işgal ediyor, sonra sahte özgürlük vaadinde bulunuyor! Sonra hırsız geliyor ve yağmaladığı zenginliklerimizin kırıntılarını bize yardım olarak veriyor! Hırsız ne kadar cömert böyle! Cömertliği bir nokta da durmuyor. Bizi açlıktan kurtarmaktan ziyade inandığımız İslam’la mücadele ediyor. Benzer bir kötülüğe evirilmemiz için Batı uygarlığının ışıklarıyla bizi aydınlatmak istiyor! Âlemlerin Rabbi olan Allah Subhânehu ve Teâlâ onlar hakkında şöyle buyurdu:

وَدُّواْ لَوْ تَكْفُرُونَ كَمَا كَفَرُواْ فَتَكُونُونَ سَوَاءً “Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız.” ^{[Nisa 89]}

Birleşmiş Milletler’in Afganistan’a vermek istediği bu fonlar masum değil; kirli paranın Suriye’de neler yaptığını, cihat ruhunu nasıl bitirdiğini, samimileri nasıl öldürdüğünü hep birlikte gördük. Allah Subhânehu ve Teâlâ, bizi her zaman kâfirlerin tuzaklarına karşı uyardı ve tuzaklarını nasıl başlarını geçirdiğini bildirdi.

إِن تَمْسَسْكُمْ حَسَنَةٌ تَسُؤْهُمْ وَإِن تُصِبْكُمْ سَيِّئَةٌ يَفْرَحُواْ بِهَا وَإِن تَصْبِرُواْ وَتَتَّقُواْ لاَ يَضُرُّكُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئًا إِنَّ اللّهَ بِمَا يَعْمَلُونَ مُحِيطٌ “Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır.”^{[Ali İmran 120]}

وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءهُم بَعْدَ الَّذِي جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ   “Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.” ^{[Bakara 120]}

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem kâfirlere uymamızı yasakladı. Şöyle buyurdu:

لَا تَسْتَضِيئُوا بِنَارِ الْمُشْرِكِينَ “Müşriklerin ateşiyle aydınlanmayın”

Ey Afganistan’daki iktidar ehli! Amerika ve uluslararası sistemin nasıl düzenbaz olduğunu gördünüz. Daha önce Filistin, Suriye ve Irak halkını aldattılar... Bugün hemen yanı başınızdaki Hint rejiminin, Hintli Müslümanlara karşı işlediği suçlara tanık oldukları halde sessiz kalıyorlar. Mümin hakkında ne bir ahit, ne de bir antlaşma gözetiyorlar. Size mi düşkünlük gösterecekler? Kinleri ağızlarından dökülüyor, yıllardır kendi yarattıkları kriz yüzünden sizi suçluyorlar, çünkü İslami bir hareketsiniz.

Allah düşmanlarına ve düşmanlarınıza sevgi ipini uzatıyorsunuz. Yollarını kesin, kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taş olan ateşten koruyun. Açlık ve yoksulluğun pençelerinden ve ekonomik çöküşten kurtuluş, Allah’ın kitabındadır. Her şey Kuranda ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır ve Kuran âlemlere şifadır. Kur’an sadece bir rukye kitabı değil, aksine politik, ekonomik ve sosyal sistem ve çözümler barındırmaktadır. Eğer sımsıkı sarılır ve uygularsanız, Afganistan ve tüm İslam ülkelerinin kurtuluş sigortasıdır. Kurtuluş, ümmetle vahdetten geçmektedir.

وَإِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاتَّقُونِ “Şüphesiz bu, tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de Rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin.”^{[Enbiya 92]}

#أفغانستان         #Afganistan   #Afghanistan