حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT–BA–2020–MO–TR–02 |
H. 7 Raceb 1441 M. Pazartesi, 02 Mart 2020 |
İnsani Koşullar Bahane Edilerek Suriye’de Çocuk ve Kadın Katiliyle Uzlaşmaya Varılıyor
Acımasız Suriye rejim güçlerinin geçtiğimiz Salı günü okullar da dâhil olmak üzere sivil hedeflere yönelik düzenlediği saldırılarda 20’den fazla sivil hayatını kaybetti. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, ülkenin kuzeybatısındaki İdlib iline düzenlenen amansız saldırıda en az dokuz çocuğun ve üç öğretmenin öldüğünü belirtti.
Kayda değerdir ki, çatışmanın önde gelen uluslararası aktörleri Türkiye, Rusya ve İran, Eylül 2018’de İdlip ilini çatışmasızlık bölgesine dönüştürmüşlerdi. İmzalanan mutabakatta saldırganlık eylemleri yasaklanırken, tüm taraflar için askeri gözlem noktaları kurulmasına izin verilmişti. Bu anlaşma geçtiğimiz Nisan ayında ihlal edildi. Nisan’da Suriye güçleri ve müttefiki milisler, muhalif grupların kontrolündeki Halep ve İdlib’in batı bölgelerini ele geçirmek için askeri operasyon başlattı. Daha sonra İdlib’in güneyindeki ilerleyişlerini sürdürmek, orada bulunan çok sayıda köy ve kasabayı ele geçirmek için geçen Aralık ayında yeniden saldırı düzenlediler. Akabinde Türkiye ile Rusya arasında 12 Ocak’ta varılan ateşkes anlaşmasına rağmen hava saldırıları devam etti. Geçen hafta Şam zorbası, saldırının süreceğini söyledi. “Savaş henüz bitmedi, ama “tam zafer “ çok uzak değil ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları görevlisine göre, bölgede gerçekleşen bu yılki saldırılarda yaklaşık 300 sivil hayatını kaybetti. Kuzey-Batı Suriye’de aralarında yaklaşık 500 bin çocuk olmak üzere yaklaşık 900 bin kişi, üç aydan kısa bir süre içinde evlerini ve barınaklarını terk ederek, Türk sınırına yakın bir yere sığınmak zorunda kaldılar. Tuzağa düştüklerini ve mahsur kaldıklarını hissettiler. Zira ne Türkiye’ye girebiliyorlar ne evlerine dönebiliyorlar ne de doğru dürüst yardım alabiliyorlar. Bununla birlikte sert hava koşulları nedeniyle ve gıda, temiz su, ilaç, sıcak giysi, yakıt ve çadır da dâhil olmak üzere temel ihtiyaçlardaki yoksunluk sebebiyle zor koşullar daha da kötüleşiyor. Sıcaklıkların düşmesi nedeniyle aralarında çocuklar olmak üzere bir dizi insan yaşamını yitirdi. Geçtiğimiz Pazartesi günü Birleşmiş Milletler, son çatışmaların yerinden edilmiş insan kamplarına “tehlikeli bir şekilde yaklaştığını” ve yakında etrafın “kan gölüne” dönebileceğini belirtti.
Rusya’nın artan saldırıları, acımasız rejim güçlerinin hava saldırıları, katliamı ve bölgeye yönelik operasyonları karşısında Türk rejiminin sessizliği, son günlerde sivillerin yaşadığı insani koşulları gündeme getirdi. Çünkü Rus ve rejim güçlerinin hava saldırıları nedeniyle yerinden edilmiş insanlar dışarıda kaldılar. Hepsi de sanki hiçbir şey olmamış gibi çocuk, kadın ve yaşlı katili ile barışı ve yeniden köleliğe dönüşü öngören Amerikan siyasi çözümüne zemin hazırlamak içindi. İngiliz Guardian gazetesinin bir diplomattan aktardığına göre Rusya ve Türkiye ile Esed rejimi arasında yeni bir mutabakat önerisi söz konusu. Bu öneri uyarınca Türkiye’nin Tel Rıfat kasabasını ele geçirmesi karşılığında tampon bölge 25 km’ye düşürülecek.” Nitekim Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın da, “Türkiye’nin İdlib bölgesindeki saldırıların bir an önce durmasını, bunun yeni bir ateşkesle hayata geçirilmesini beklediğini söyledi. Kalın, “Rus tarafından da temel beklentimiz bu”ifadesini kullandı.”
Yaklaşık dokuz yıldan bu yana Halep, İdlib ve diğer bölgelerde Suriyeli çocukları öldürenler, insani koşulları ve sivillere yönelik riskleri bir bahane olarak kullanıyor. Oysa evlerde, okullarda, hastanelerde, kamplarda, açık havada, sınırlarda, Müslüman ülkelerdeki yöneticilerin gözleri ve kulakları önünde her türlü silahlarla sivilleri katledenler, öldürenler, bombalayanlar onlar. İslam dünyasındaki yöneticiler, insanların alışık olduğu tehditkâr açıklamalarla yetiniyorlar. Tıpkı Şubat sonuna kadar çekilmediği takdirde Suriye güçlerini Soçi mutabakatı sınırlarına çıkarmak için askeri güç kullanma tehdidinde bulunan Erdoğan gibi! Bu aldatıcı tehditler, 2014’e kıyasla neredeyse yüzde 10 gibi bir oy kaybı ile popülerliği ayaklar altına düşen Erdoğan’ın sadece popülaritesini artırmasına yarıyor.
Misyonunu tamamlaması için Türk rejiminin cani Suriye rejimine Şubat ayı sonuna kadar mühlet tanımasının ardından “Geçtiğimiz Cumartesi günü Türk Cumhurbaşkanı, İdlib’deki durumu ele almak için Rusya, Fransa ve Almanya liderleri ile 5 Mart’ta bir zirve gerçekleştireceğini açıkladı.” Böylece akan sivil kanı durdurmak ve güvenli bölge oluşturmak bahanesiyle günlerce hatta aylarca sürebilecek zirveler ve konferanslar düzenleniyor. Aslında bunlar, yeterli zaman kazanmak içindir. Öyle ki perde arkasında varılan mutabakata yeni bir elbise giydirilmek isteniyor. Esed rejimin tüm Suriye topraklarında yeniden kontrolü ele geçirmesine olanak tanıyarak emri vaki politikası dayatılıyor. Böylece zalim Baas rejiminin zulmünü gidermek için samimi insanların yaptığı büyük fedakârlıklar tarumar ediliyor.
Ey Müslüman orduları! Zavallı kardeşlerine yönelik Müslümanların görevleri hakkında Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ“Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, yardım etmek üzerinize borçtur.”[Enfal 72] SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:
الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ، لَا يُسْلِمُهُ وَلَا يَظْلِمُهُ وَلَا يَخْذُلُهُ “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu teslim etmez ve onu yüz üstü bırakmaz”
Artık bu ümmet için bir iyilik beklemediğimiz Müslümanların yöneticileri bu ilahi çağrıları umursamadılar. Halklarını ve ülkelerini sattılar, kadınları ve çocukları yüz üstü bıraktılar. Peki, bu çağrıları siz duymuyor musunuz? Siz güç ve kuvvet ehlisiniz. İslam ve Müslüman düşmanlarının entrika kurduğu Suriyeli çocukların çığlıklarını da mı duymuyorsunuz?
Bu nedenle sizi Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermeye çağırıyoruz. Çünkü Hilafet, kalkandır, koruyucudur, zırhtır. Müslümanları kurtarmak, dünyanın dört bir yanındaki mazlumları savunmak için gecikmeksizin ordular hazırlayacak, böylece dinin hamileri olacaksınız! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَمَا لَكُمْ لاَ تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاء وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَـذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ وَلِيّاً وَاجْعَل لَّنَا مِن لَّدُنكَ نَصِيراً “Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?” [Nisa 75]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |