Filistinli aktivistlere ve avukatlara göre, işgalci Yahudi varlığı Filistinli çocukları hedef almayı yoğunlaştırdı. Geçtiğimiz birkaç hafta içinde “Hukuk ve Düzen Operasyonu”nun bir parçası olarak çocukları tutukladı. Çocuklar vahşice dövüldü, psikolojik işkenceye maruz kaldı. 20 Mayıs’ta 13 yaşındaki Muhammed Saadi, Mustari’been’in beş üyesi tarafından kaçırıldı, gözleri bağlandı, dövüldü ve kafasına dayanılan silahla tehdit edildi. Mustari’been, Filistinliler gibi davranan Yahudi varlığı polisine bağlı gizli bir birimdir. Mayıs ayının sonunda işgal polisi bir açıklama yayınladı. Açıklamada, 9 Mayıs’tan bu yana Hayfa, Yafa, Lydd, El-Celil ve El-Nakab şehirleri de dâhil olmak üzere 1550’den fazla Filistinlinin tutuklandığı, ağırlıklı olarak Filistinlilerin yaşadığı kasaba ve şehirlerdeki evlere baskınlar düzenlemek için binlerce güvenlik gücünün konuşlandırılacağı belirtildi. Bu terör kampanyasında tutuklananların onlarcası çocuktur. Bazıları 10, 11 ve 12 yaşlarındadır, 20 yıl hapis cezasına çarptırılabilirler.

Bu mevcut kitlesel tutuklama ve gözaltı dalgasının amacı, Şeyh Jarrah’daki erkek ve kız kardeşlerini desteklemek, Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırılara ve Yahudi varlığının Gazze’ye yönelik hava saldırısını protesto etmek için toplanan Filistinli gençler ve aileleri cezalandırmaktır. Genç nesil Filistinlileri terörize etmeyi amaçlayan bu kampanyanın bir başka amacı da, bu acımasız işgale karşı gelecekteki ayaklanmaları ezmek ve caydırmaktır. Avukatlar, bu son tutuklamaların vahşette zirve yaptığını, gözaltına alınanlardan bazılarının kemiklerinin kırıldığını belirttiler. El-Celilli bir avukat olan Youssed el-Zayed, ilk kez “çok sayıda çocuğun bu kadar canavarca tutuklandığını” kaydetti. El Zayed, tutuklamalar “Bütün bir neslin konuşmasını terörize etmenin bir yoludur... Bu onların ruhunu ezme girişimidir.”dedi.

Tabii ki bu, Yahudi varlığının Filistinli çocuklara yönelik yaygın ve sistematik terörizm ve suiistimalinin son bölümüdür. Uluslararası Çocuklar İçin Savunma- Filistin (DCIP) örgütüne göre, 2000’den bu yana Yahudi varlığı ordusu yaklaşık 13,000 Filistinli çocuğu “gözaltına aldı, sorguladı, kovuşturdu ve hapsetti”. Sık sık askeri mahkemelerde yılda 500 ila 700 çocuk yargılanıyor. Filistin Enformasyon Bakanlığı tarafından Mart 2019’da yayınlanan bir rapora göre, Yahudi varlığı tarafından tutuklanan Filistinli çocukların yüzde 95’i gözaltı sırasında işkence gördü.

Ey Müslüman orduların çocukları! İslam’ın kutsallarını savunmaları, ümmeti desteklemeleri ve bu acımasız işgalle yüzleşmeleri nedeniyle Filistinli çocuklar ve gençler terörize ediliyor... Sizse kışlalarda bekliyorsunuz. Ruhlarını Batılı efendilerine satan İslam ülkelerindeki rejimler, sizi bu mübarek toprağı ve esaret altındaki Mescid-i Aksa’yı kurtarma görevinden alıkoyuyorlar. Gazzeli çocukların kasabı ile ilişkilerini normalleştiriyorlar. Eylemsizlikleri ve ekonomik bağları ile bu cani işgale yardımcı oluyorlar, destekliyorlar. Dininizi ve ümmetinizi umursamayan, adınızı rezil rüsva eden bu hain ve omurgasız yöneticiler altında hizmet etmeye nasıl katlanabiliyorsunuz? Filistin Müslümanlarının yaşadığı bu 70 yıllık kâbusun, bu katil acımasız işgalin her santimetresi mübarek topraktan kazınmadıkça asla bitmeyeceği tüm çıplaklığıyla ortadadır. Bu, ancak İslam ordusunun seferberliğiyle gerçekleşecektir. Dolayısıyla İslam ümmet, ordu içindeki kardeşlerimizin, babalarımızın ve oğullarımızın gözlerinin içine bakıyor. Hadi Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın emrine cevap verin ve Halid bin Velid, Selahaddin Eyyubi ve Muhammed ibn Kasım gibi büyük Müslüman komutanların izinden gidin. Ümmetiniz ve dininizi savunmak için harekete geçin, Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurmak için nusret verin. Hilafet, Müslümanların kalkanı ve koruyucusu olacaktır, adınızı yeniden onurlandıracaktır!

وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَٰذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيرًا  “Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?”^{[Nisa 75]}