29 Eylül 2022’de Arap Haber Ajansı, İran’ın bölgedeki Kürt isyancı gruplara drone saldırısı düzenlediğini bildirdi. Irak’ın Erbil kentinde patlamalar meydana geldi, öğrencilerin olduğu bir okula saldırılar düzenlendi. Olay yerindeki gazeteciler, Irak’ın kuzeyindeki Kürdistan bölgesinde kana bulanmış çocuklarının fotoğraflarını yayınladılar. Gazetecilerin yayınladığı diğer videolarda, terör mağduru Kürt çocuklarının Koya kasabası yakınlarındaki tepelerdeki güvenli barınaklara götürüldüğü görülüyor.

İran’ın sözde İslam Devrim Muhafız Kolordusu (IRGC) birkaç Fateh 360 balistik füzesi fırlattı. İran bu yeni füzesini ilk kez 2022’in başlarında test etti. Bölgede Shahed 136 kamikaze insansız hava araçları ile saldırılar gerçekleşti. Saldırılarda, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 14 kişi yaşamını yitirdi, 58 kişi de yaralandı.

Bu ümmetin evlatları, amansız terör saldırılarına maruz kalıyor. En güvenli öğrenme ve büyüme yeri olması gereken ülkemizdeki milliyetçi gündemler, gelecek nesillerimizi yok ediyor. Bu ölüm ve yaralanmaların, ümmetin meşru savunmasının bir sonucu olarak tali zararlar olmadığını anlamak hayati önem taşımaktadır. Tüm bölgelerimiz, bir savaş sahnesidir, sömürgeci çıkarlar oynanıyor, açgözlü elitlerin çıkarlarına hizmet etmek için sevgili çocuklarımızın hayatı bir silah olarak kullanılıyor.

ABD’li yetkili Ned Price, İran rejiminin Irak Kürdistanı’na yönelik saldırılarını kınayan bir açıklama yaptı. Müslümanların insan hakları statüsüne ilişkin bu ikiyüzlü ağıtlar, bizi kandıramaz. Amerika ve müttefiklerinin dünya çapında binlerce Müslümanı öldürdüğü, yaptırımlar uyguladığı, tutukladığı ve işkenceler yaptığı bir sır değil. Zorbaları destekleyen ve Müslümanların kanını döken ABD ve müttefiklerinin korkunç tarihleri çok iyi biliniyor. Müslümanların koruyucusu ve kalkanı olan Hilafetin yokluğunda devam etmekte olan bu katliamların sonu gelmeyecektir!

Kürt gazeteci Osamah Golpy, bunun Tahran’ın “Kürdistan bölgesindeki protestoların daha az, İran saldırılarının daha fazla yer alması nedeniyle gündemi belirleme” yönünde kasıtlı bir hamlesi olduğunu düşünüyor. Golpy, “Anladığım kadarıyla bu kasıtlı bir hamleydi. Kürdistan Bölgesi ve İranlı Kürt muhalif gruplar da dâhil olmak üzere çeşitli paydaşlara verilmiş bir mesajdı.” Dedi. Bilindiği gibi Müslüman dünyasındaki hiçbir liderlik bağımsız bir otoriteye sahip değildir. Golpy, aslında, güç dengelerinin iç istikrarsızlıklar ile değiştirildiği tipik bir siyasi oyundan bahsediyor. Masum çocuklarımızın bu “Bölgeler Oyunu”nda ödediği bedel, işlerimizi kontrol eden kötü niyetli varlıklar için önemsizdir.

Allah Subhânehu ve Teâlâ, Müslümanlar arasındaki bu ayrışmayı kabul etmez. Tefrika, yozlaşmış milliyetçilik kavramından kaynaklanmaktadır. Allah Subhânehu ve Teâlâ, Müslüman topraklarının ulusal veya etnik kimliklere göre ulus devletlere bölünmesini de kabul etmez. Etnik kimlik, farklı etnik kökenden Müslümanlara zulme ve Müslümanlar arasında toprak ve güç üzerinde anlamsız çatışmalara neden oluyor. Kur’an’da Müslümanlar arasındaki bu milliyetçi savaşların haram olduğu açıktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ“Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.”^{[Hucurat 10]}

Müslüman topraklarında yaşanan bu sömürgeci ve milliyetçi siyasi oyunları teşhir etmeli, Müslümanlara ve İslam’a karşı gerçek gündemleri gizleyen bu yalan haberlere asla ortak olmamalıyız. Soylu Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ümmetini, Müslüman çocukların terörize edilmesine ve katledilmesine karşı durmaya ve seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Çocuklarımız güvenlik içinde öğrenme ve büyüme hakkına sahiptirler. Bu hak dinin gelecekteki liderleri olarak yeteneklerinden dolayı onurlandırılacaklardır.