BBC geçtiğimiz günlerde Yemenli kadınlar hakkında bir haber yayınladı. Haberde Sana’da yaşayan Ümmü Adel’in hikayesi anlatılıyor. Haberde Ümmü Adel, eve gitmek için her gün tehlikeli sokaklardan geçmek zorunda kaldığını, sokakların insanlara rastgele saldıran ve genellikle kuduz ve aç vahşi köpeklerle dolu olduğunu söyledi. Ümmü Adel “Attığım her adımda kalbim titriyor, çünkü köpeklerin bana saldırmasından korkuyorum. Işık yok ve tüm evler kapalı, bu yüzden kimse yardımıma gelmeyecek. Köpekler beni duymasın diye yavaşça ve sessizce yürümeye çalışıyorum.” Dedi.

Ümmü Adel, 8 yıldır süren bu vekalet savaşında mağdur olan milyonlarca kadından sadece biri. Bir tarafta Suudi Arabistan ve İran, diğer tarafta BAE, efendileri Amerika ve İngiltere adına vekalet savaşı yürütüyor. İngiltere ve Amerika, Yemen’de nüfuz ve güç mücadelesi veriyor. Birleşmiş Milletler, ülkedeki insani krizini dünyanın en kötü krizlerinden biri olarak nitelendirdi, 2023 ‘te nüfusun üçte ikisi- yaklaşık 21,6 milyon insan- bir tür yardıma ihtiyaç duyuyor. Savaşta çok sayıda erkek hayatını kaybetmiştir, bu yüzden binlerce Müslüman kadın evin reisi durumunda ve geçim sıkıntısıyla mücadele ediyor. Kanunsuzluk, mali ve sosyal hizmetlerin tamamen çökmesi, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere nüfus üzerinde büyük bir etki yaratmıştır.

Küçücük evinde Umm Adel’in eşyaları yerlerde ve pislik içinde, olur da kendisi ve dört çocuğu tekrar ayrılmak zorunda kalır diye sahip olduğu her şey çuvallarda ve anında taşınmaya hazır durumdalar. Mobilya yok, bu yüzden aile yerdeki battaniyelerin üzerinde uyuyor. Hayır kurumları tarafından dağıtılan gıda sepetleri de yetersiz. Birçok kez kayıt yaptırmasına rağmen Ümmü Adel’e şimdiye kadar sadece bir koli verilmiş. “Ateş yakmak için odun bulmalıyım ki pilav pişirebileyim. Yediğimiz yiyeceklerin çoğu olgunlaşmamış, bulabildiğim tek şey bu. Oğlum rahatsız, spazmları var ve ona ilaç alacak param da yok.” diyor.

Kız kardeşlerimiz daha kaç yıl yaprak ve olgunlaşmamış artıklar yiyerek yaşamak ve çocuklarının bu anlamsız savaşın neden olduğu açlık ve hastalıktan ölmesini izlemek zorunda kalacaklar? Daha kaç kız kardeşimiz kendi hayatını, çocuklarının ve ailesinin hayatını, geçimini tehdit eden vekalet savaşları yüzünden dul veya mülteci konumuna düşecek? Bir ümmet olarak kız kardeşlerimizin içinde bulundukları bu durumu reddediyor ve tüm Müslümanları bu acıya artık son vermeleri için seslerini yükseltmeye çağırıyoruz! Topraklarımızda Müslümanları siyasi oyunlarında piyon olarak kullanan sömürgeci müdahalelere son verilmesi çağrısında bulunuyoruz. Müslümanlar sömürgeci ülkelerin siyasi ve ekonomik çıkarları temelinde boğazlanıp katlediliyor! Biz Allah’a hesap vermekten korkuyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ, Müslümanların koruyucusu ve kalkanı Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için çalışmamızı farz kılmıştır. Hilafet dünyadaki tüm Müslüman kardeşlerimizi onurlandıracak ve Allah’ın emrettiği gibi kollayıp gözetecektir.

إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَن يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ *وَمَن يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللَّهَ وَيَتَّقْهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ  “Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Rasûlüne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak “İşittik ve itaat ettik” demeleridir. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” Kim Allah’a ve Resulüne itaat eder, Allah’tan korkar ve O’ndan sakınırsa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” ^{[Nur 51-52]}