حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT–BA–2024–MO–TR–37 |
H. 3 Cumâde’s Sânî 1446 M. Perşembe, 05 Aralık 2024 |
Sudanlı Kadınların Maruz Kaldığı Sömürü, Tamamen Kapitalizmin Bir Salyası ve Salgınıdır
Amerika’nın desteğiyle Sudan’ın kuzeyindeki Müslümanlara karşı başlatılan ve Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından yürütülen toplu katliamlar, göç ve cinsel saldırılar, 2023 Nisan ayından beri durmaksızın devam ediyor. Dinini ve namusunu koruyabilmek amacıyla evinden kaçmaya mecbur bırakılan Müslümanın hiçbir yardımcısı yok. Kâfirin ise zulmü ve suçları gittikçe daha da acımasız bir hâl alıyor. Birleşmiş Milletler, El Cezire Net’te yayınlanan bir raporda, Sudanlı kadınlara yönelik cinsel şiddetin salgın boyutuna ulaştığını belirterek, 26 Kasım’da alarm zillerini çaldı ve bu cinsel saldırıların boyutunun ‘kabul edilemez’ olduğunu kaydetti.
Evet ey Müslümanlar! Onurlara yönelik salgın düzeyinde bir şiddet söz konusu! Dünyanın en aşağılık insanlarının iffetli kadınlarımızı istismar etmelerinin bir salgın haline mi geldiğini düşünebiliyor musunuz? Bu kadar mı aşağılandık? Bir kadına yapılan kötü muamele nedeniyle ordularını seferber eden Mutasım gibi liderler nerede? Biz, geçmişe güçsüzlerin baktığı gibi bakmıyoruz. Aksine haysiyet ve şeref duygusunu uyandırmak, güç ve kuvvet ehlindeki yiğitliği ve İslam aşkını kamçılamak için geçmişi örnek veriyoruz. O halde neden hala öfkelenmiyorsunuz? Çünkü özgür ve iffetli kadınlar için tek dayanak erkeklerdir Birleşmiş Milletler ve uluslararası sistem bu hastalığın kaynağıdır. İslam’ın yönetim ve hayattaki yokluğu, kafirlere, hesaba çekilme ve denetlenme korkusu olmadan namuslarımızı açıkça ihlal etmelerine yeşil ışık yakmıştır.
Nitekim Rahmetli mühendis İsmail El Vahvah şöyle demiştir: “Batı uygarlığının yoğun bir takvimi var! Liberal kapitalizm ve egemen dünya sistemi, krizler ve felaketler yaratmakta ve bunları kutlamakta ustadır. İnsanı ve haklarını yok ettikten sonra Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyor. Kadını annelikten mahrum ettikten sonra Dünya Anneler Günü’nü kutluyor. Batıda köpek sayısı çocuk sayısından fazla hale geldikten sonra Dünya Çocuk Günü’nü kutluyor. Kadını acılarla kuşattıktan sonra Dünya Kadına Yönelik Şiddete Son Günü’nü kutluyor. Sömürgeci ve anlamsız savaşlar yürütürken Dünya Barış Günü’nü kutluyor. Gerçekleri çarpıtan medyayla zihinleri sildikten sonra Dünya Okur-Yazarlık Günü’nü kutluyor. Eğer buna bir dur demezsek, batı uygarlığının insanlık trajedileri yaratmadaki başarısını kutlamak için yılın günleri yetmeyecek ve belki de tek bir günde sabah, öğle ve akşam kutlamalar yapacaklardır.”
Associated Press’in yayımladığı raporlar, hayatta kalmak için barınak, konut, yiyecek, içecek ve tedavi gibi hizmetler sağlama karşılığında cinsel istismara uğrayan kadınlardan alınan şikayetlerin çoğunun Sınır Tanımayan Doktorlar ve diğer insani kuruluşlarda çalışanlar ile yerel destek güçlerinin personelinden olduğunu belirtti.
Geçtiğimiz ay Sudan’da, Birleşmiş Milletler’e bağlı Bağımsız Uluslararası Gerçekleri Araştırma Misyonu, ‘tecavüz, cinsel istismar, cinsel amaçlarla kaçırma, zorla evlendirme iddiaları ve insan ticareti’ gibi durumları içeren cinsel şiddetin arttığını kaydetti. Buna rağmen, suçluların cezalandırılması veya bu salgının önlenmesi için hiçbir ciddi girişimde bulunulmamaktadır. Bunun yerine, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi “Dünya daha iyisini yapmalı.” açıklamasıyla yetinmektedir.
Kapitalizm, insanı ruhsuzlaştırır, onu yaratıcısından uzaklaştırır ve onu arzularının kölesi haline getirir. Kadınların onurlarının çiğnenmesine ve savaşlarda sömürülmelerine yol açar. Kapitalizm, dünyayı devletler ve etkili güç odakları arasında çıkar çatışmalarının sahnesi haline getirir, savaşları körükler, kapitalist düşünceyi yaymak için dünyanın her yerinde milyonlarca insanın öldürülmesine sebep olur. Kapitalist düşüncenin yaydığı ve Amerika’da Kızılderili soykırımıyla başlayan bu şiddet ve toplu soykırımlar, bugün Müslüman topraklarında hâlâ devam etmektedir. Kapitalizm, yalnızca öldürmeye dayalı bir sistem olup, kişinin arzularını tatmin etmesi için her yolu mubah sayar. Öz denetimin yokluğu, başkalarına duyulan nefretin körüklenmesi ve mazlumların onurunun hiçe sayılması, insani yardım çalışanlarının Müslüman kızları istismar etmelerine zemin hazırlamaktadır. Kısa ve net bir şekilde ifade etmek gerekirse: Onurların ihlali ve kadınların cinsel istismarı, ancak İslam’ın yokluğunda meydana gelmiştir. Bu ihlal ve istismar, yalnızca İslam’ın yönetime geri dönüşüyle sona erecektir. Kadınların şerefini ve onurunu ancak İslam koruyabilir. Allah’ım, bize, bu zulmü üzerimizden kaldıracak, her yerde kızlarımızın ve kız kardeşlerimizin onurunu koruyacak, güçlü, cesur, adil, samimi ve sana bağlı bir lider bahşet. Gerçekten de imam bir kalkandır; onu kaybettiğimizde, yetimlerin sofrasına üşüşen açgözlüler gibi milletler de bizim üzerimize üşüşmüşlerdir.
وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ“Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” [Şuara 227]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |