حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR–BA–2018–MB–TR–05 |
H. 17 Cumâde’l Ûlâ 1439 M. Cumartesi, 03 Şubat 2018 |
Adaleli Liberalizm, “Okul Zorbalarını Cesaretlendiriyor”
Bundan birkaç hafta önce St. Stephen İlköğretim Okulu, Müslümanlara orucu, genç kızlara da başörtüsünü yasaklamıştı. Şimdiyse Eğitim Standartları Ofisi (Ofsted) Başmüfettişi zorba Amanda Spielman, pozisyonunu da istismar ederek İngiliz okullarında aşırı liberalizmi pazarlamak için kapı kapı dolaşıyor.
Amanda, Ofsted Başmüfettişi olarak gazetelere demeçler veriyor. Bu demeçler, “Aşırı dinciler, eğitimi yozlaştırmak istiyor”gibi başlıklarla İngiliz gazetelerinin ön sayfalarında yer alıyor. Bu demeçlerle Gayrimüslim topluluklar arasında İslam’a ve Müslümanlara karşı irrasyonel nefret uyandırılıyor. Aşırılar olarak yaftalanma korkusuyla hükümet paralelinde hareket etmeleri için Müslümanlara baskı yapılıyor. Amanda bir gazeteye verdiği röportajda “Bazı toplum liderleri, zihinlere aşırılık ideolojisini aşılamak için okulları araç olarak görüyor”ve “Okul yönetimi, her şey serbest diyen pasif liberalizmden ziyade adaleli liberalizme teşvik etmek zorunda.” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz gün hükümet, aşırı radikal bir çar atadı Sara Khan. Müslümanlar üzerinde artan baskıdan birincil derecede sorumlu olan Khan, Gayrimüslim topluluk yararına İslam’ı ve Müslümanları aşağılıyor. Bu atamadan nereden çıktı? Amanda Spielman görevini hakkıyla ifa ediyordu denebilir.
Müslüman genç kızların kıyafetine yapılan saldırılar, zorbalıktan başka bir şey değildir. Saldırıların nedeni belli, bu saldırılar, hükümet ve laik elit kurumların çaresizliğinin bir ürünüdür. Başarısız ideolojiyi ne pahasına olursa olsun savunamıyorlar. Onun için adaleli liberalizm, muhalefeti susturma girişimidir. Meydan okumalara entelektüel argümanlarla yanıt veremiyor. Gerçekten de liberalizm, entelektüel değil zorbalıktır.
İslam, doktrini irrasyonel olan laiklik için büyük bir tehdittir. İslam’da Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e ve Kurana iman rasyoneldir ve akla dayalıdır. Laikler, zorbalık ve kabadayılık taktikleriyle insanları İslam ve Müslümanlardan ürkütebileceklerini sanıyorlar.
Okulların yönetim kurulunda gündeme gelen kin ve nefreti, okul müdürünün başörtüsünü yasaklama girişimin umursamayan Spielman ve laik basın, Müslüman topluluk içinde İslami değerlere göre yaşamak isteyenleri aşırılar olarak yaftaladılar.
Evening Standard ve BBC, başörtüsü takarak annelerini taklit eden genç kızların cinsel tacize maruz kaldıkları yalanını ortaya attı. Ailesi içinde tek başörtüsüz kadın olmakla gurur duyan laik feminist goygoycusu bir kadın, “Başörtüsü, erkeklerin baştan çıkarılmasını önlemek için giyilen bir giysidir. Bunun benim bir feminist ve Müslüman kadın olmam ile hiçbir ilgisi yoktur. Başörtülü bir çocuk ile yüksek topuklu ayakkabı giyip makyaj yapanlar arasında hiçbir fark yok. Başörtüsü de bir cinsellik kıyafetidir.”diye yazdı.
Bu, aslında, yanlış bir anlatıdır, mantıksız bir argümandır ve İslam’a aykırıdır. Müslüman erkekler ve kadınlar, arkasında rasyonel bir gerekçe aramaksızın sırf Allah’ın emrine uyarak belli bir kıyafet giymek zorundadırlar. İslami bir toplumda İslami hükümler uygulandığında kadın erken ayrıdır, kıyafetler de ayrıdır. Bu ayrılığın, Batı toplumunu yozlaştıran cinsellik arzusu ve istem dışı davranışların bertaraf edilmesinde oldukça faydalı olduğu yadsınamaz. Böyle de olsa bu tür faydalar, İslami hükümlere uymanın temeli olamaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلاَ مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَنْ يَكُونَ لَهُمْ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَنْ يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلاَلاً مُبِينًا“Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Rasûlü’ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.”[Ahzab 36]
Dolayısıyla ibadette, kıyafette, toplumsal işlerde, ekonomide ve siyasette Müslümanların tek ölçütü yaratıcıya itaattir.
أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ“Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.”[Mülk 14]
Kadın erkek için neyin doğru, neyin yanlış olduğuna yaratıcı karar verir. Ahiret günü de bu temele göre tüm insanlığı hesaba çekecektir. İşte laik liberal müesseseyi korkutan bu kriterdir.
Medya ve eğlence sanayi tarafından reklamı yapılan, bazı okulların da tolere edip teşvik ettiği aşırı cinselliğin toplum üzerinde korkunç sonuçları var, sayısız mağdurlar üretiyor. Ancak tüm bunlar, bu bencil elitin zerre kadar umurunda değil. Evet, bunlar bu eliti endişelendirmiyor, ama başörtüsü takmayı yeğleyen genç bir kız kanlarını donduruyor. Kaprisli liberal özgürlük kriterinden ziyade Allah’a itaat kriterini benimsemenin bir ifadesidir diye.
“Adaleli liberalizmi” betimleyen Spielman, şunları söyledi: “Bu tür liberalizm, akılları örten ya da fırsatçılığı darlaştıran ideolojilere mahal vermez.”Ödlek laikler, liberal inanç ve değerlerini İslami inanç ve değerlerine bağlı yetişkin Müslümanlarla kamuoyu önünde tartışmayı yeğlemek yerine genç kızları sorgulayıp terörize ediyorlar. Biz de haklı olarak soruyoruz, “Dürüst ve aleni bir tartışmadan kaçınılıyorsa, peki laiklerin oluşturmaya çalıştığı akıllar tartışmaya ne kadar açık?”
Müslümanlar olarak biz, terör ve zorbalık taktiklerine başvurmaksızın inanç ve değerlerimizi tartışmaya hazırız. Ama adaleli liberal laikler açık değiller.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk |