حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR–BA–2020–MB–TR–04 |
H. 22 Cumâde’s Sânî 1441 M. Pazar, 16 Şubat 2020 |
Seküler Elitlerin İslam Nefreti, Çifte Standartlarının Motivasyonudur
İngiliz Temyiz Mahkemesi, yüzlerce tanıklı nikâhın evlilik olarak kabul edilemeyeceğini, bu nedenle boşanma durumunda eşlerin haklar ve yasal korumadan yoksun olacağını açıkladı.
Bu, laik devletin başarısızlığıdır. Farklı değer ve inançlara sahip insanları eritemez. Bir yandan, kadın erkek karışımını modern liberal bir hak olarak görürken, öte yandan resmi nikâha sahip olmayan çiftlerin boşanması durumunda yasal haklarını kabul etmez.
İslam, insanlığın yaratıcısı Allah’tan gelen adil bir sistemdir. İslam’a göre resmi evlilik sözleşmesi, boşanmış çiftlerin hakları için temeldir. Evlilik sözleşmesinin varlığı için iki tanık yeterlidir. Laik İngiliz yasası, eşlerin haklarını teknik olarak reddetmek için bu tanıkları kabul etmez. Tüm dünya, sözleşmede bir tanığı kabul edebilir, hatta mahkemeler, ticari sözleşmelerde buna göre işlem yapar. Ama İslami evlilikler söz konusu olduğunda aynı standardı uygulamaz.
Bu, İngiltere’de yaşam deneyimine sahip bir Müslüman için sürpriz değil. İslami uygulamalar söz konusu olduğunda uygulanan çifte standarda alıştık artık. Devlet, İslami motivasyonlu eylemlerin köken olarak uğursuz olduğu ve şüpheyle bakılması gerektiği fikrini aşılar. Medya, bu sinsi mesajı zihinlere işler ve halktan sorgusuz sualsiz takip etmesi istenir.
İslami evliliklerin statüsünü küçümseme ve laik devleti, kadınların koruyucusu olarak lanse etme kampanyası giderek hız kazanıyor. Temyiz Mahkemesinin bu kararı, bunun sadece en son tezahürü. 2017’de “Laik devlet gerçekten Müslüman kadınları koruyabilir mi?” başlıklı bir makale kaleme aldık. Makalede demiştik ki: “Toplumda sekiz çocuklu baba ile çocukları arasında hiçbir iletişim yok. Bekârların sayısındaki artış, aile yapısının bozulmasına katkıda bulunmuştur. Bu sorunların çözümüne odaklanması gerekirken laik kurumlar, kültürel değerleri ve evlilik geleneklerini İslam’ı baltalamanın bir aracı olarak görürler ve insanların İslam’dan uzaklaşacağı umuduyla onu gerici ve baskıcı olarak tasvir ederler.
Müslümanları sözde İslami evlilik utancından “korumak” için İngiliz hukukunun değiştirilmesi gerektiği önerisi, gerçek bir çözüm değil, tilkiden tavukları korumasını beklemeye benzer. Böyle bir çözümün hızlılığı, bazı Müslümanlara cazip gelebilir. Hepimiz biliyoruz ki tüm İngiliz kurumları buradaki Müslüman kadınları umursamıyor, bırakın hain dış politikasının doğrudan bir sonucu olarak Yemen, Myanmar, Suriye ya da Irak’ta acı çeken milyonlarca Müslüman kadını umursamasını. Toplumda, güvenlik ve haysiyet mücadelesi veren İngiltere’deki tüm kadınların durumu da aynı. Liberal değerler, onları delik deşik etmiştir. Eşitsizlik, bencillik, kadın düşmanlığı, taciz, aile içi istismar, özellikle kadınlara karşı işlenen suçlardan sadece birkaçı.”
Makalenin tamamına aşağıdaki linkten erişilebilir:
http://www.hizb.org.uk/viewpoint/can-secular-state-really-protect-muslim-women/
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk |